"Berk'e karşı bir şeyler hissediyorsun değil mi Doğa?" Bir sessizlik..
"Biliyordum. En yakın arkadaşımı tanıdığımı biliyordum." Ardından yine o cümle..
Berk ses kaydını açtığından itibaren ikimizde yerimizden kıpırdamamıştık. Ben Berk'e bakıyordum, o telefona bakıyordu. Ses kaydını dördüncüye dinlemek için yeltendiğinde telefonu elinden aldım.
"Yeter artık. Algıladığını düşünüyorum"
"Algılayamıyorum!" Berk'in bağırmasıyla yerimden sıçradım. "Bana yalan söyleme sebebini algılayamıyorum!" O bağırmaya devam ederken göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum. Karşısında dikleştim. Ona aşık değildim. Sadece seviyordum. Bu yalan değildi ki onu seviyordum ama aşık değildim ikisi aynı şey değildi.
"Sana yalan falan söylemedim ben!" Bende bağırarak konuştuğumda Berk kaşlarını çattı.
"Bu ne ozaman Doğa? İrem senin sesini mi taklit etti. Ses montajımı yaptı?" Aynı ses tonuyla bağırmaya devam etti.
"Orda benim sesimi duydun mu Berk? Sadece sessizlik ve arkasından gelen İrem'in sesi" kaşlarını çattığında bende çattım. Sırf ona aşığım diye mi bu kadar bağırıyordu. Anlamıyorum benim onu sevmem ona aşık olmam niye bu kadar kızdırıyordu ki!
"Ne yani bunada mı İremin oyunu diyorsun?" Bu sefer sesi alçalmıştı. En azından etraftaki bakışları daha fazla çoğaltmıyordu.
"Sence Berk?" Omuz silkti. Uzatmaktan bıkmıştım. Kaçarak kendimi daha çok sıkıştırdığımın farkındaydım.
"Her seferinde bu konu açılıyor Doğa ve hep İrem'e suç atıyorsun. Eğer bu ses kaydı doğru olmasaydı, telefonumu vermemezlik yapmazdın. Bahse varım telefonumdaki mesajda silinmiştir" tek kaşını kaldırıp elini göğsünde birleştirdi.
"Saçmalama Berk o benim ile gelmeyeceğin içindi yani gelmezsin diye şantajdı"
"Hangi insan cumartesi günü okula gitmek ister? Mesaja baktıktan sonra gelirdim Doğa sözümü her zaman tutarım biliyorsun. Şimdi madem öyle bir şey yapmadın telefonumu ver" hayır gelmezdin. Bu bağrışmaları okulda yapardık. Avcunu açıp havaya kaldırırken hareket etmedim. Sonuma yaklaşıyordum sanırım.
Hareket etmediğimi görünce telefonu cebimden almak için yanıma geldi. Telefonu alırken yine hareket etmedim. Sadece ona bakıyordum. Belki yine arladaş olurduk yani çocukluk arkadaşıyla küsücek değil ya değil mi?
Telefonun açılma sesini duyduğumda gözlerimi kapadım. Bir an önce bu anın bitmesini istiyordum. Çok şey istemiyordum ki sadece bir an önce bitmesini istiyordum. Gözleri mi yavaşça açtım. Hala telefona bakıyordu.
"Al işte bir yalan daha, mesaj yok acaba kim sildi?" başımı iki yana salladım.
"Bilmem" biraz daha köşeye yaklaşıyordum. Bilmem ne biçim cevaptı. Bütün gün telefon bendeydi ama bilmem kim sildi ki? Sıvıyordum resmen.
"Bilmem mi?" Saçımı karıştırdım. Oyunculuğumu konuşturmam lazımdı ama Berk'e yalan söyliyemiyordum ki!
"Bilmem belki yanlışlıkla parmağım falan değmiştir ama şifresinide.."
"Doğa yeter! Ya hala yalan söylüyorsun" Berk'in bağırmasıyla sustum. Sıvadığım yeri cilalıyordum resmen. Yanlışlıkla parmağım değmişmiş. Hay parmağım kopsun benim! Başımı eğip derin bir nefes aldım. Saçını karışırıp arkasını döndü. Sonra tekrar bana baktı.
"Ben yoruldum Doğa bu saçma konunun kapanmasını istiyorum artık. Son kez soruyorum bana aşık mısın? Yada bir şeyler mi hissediyorsun?" Saçma mı demişti? Bu konuyu saçma mı buluyordu. Ona aşık olmam saçmalıktı yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
ChickLitOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...