Gece küsüp ayrı köşelerde yatan, sabah oluncada sarmaş dolaş kalkan çiftler gibi hissediyordum. Berk yatakta sırt üstü yatmış , benim başım onun göğsünde, kollarımız birbirimizi sarmalarken bir bacağım onun bacaklarının üstündeydi. Sıkıca sarmaladığı için alarm çalmadan uyanmıştım ve alarmın çalmasını bekliyordum. Halimden şikayetçide değildim zaten. Ama olmam gerekmiyormuydu? İhanet eden taraf olmaktan rahatsız olmam gerekirken ben gayet rahattım.
Çalan alarmla kendime geldim. Berk homurdanırken ben kalkmaya çalıştım ama alarmı kapayıp bana dahada sarıldı.
"Berk tek kelime ile 'OKUL'"dahada sarıldı. Gülümserken homurdandım.
"Biraz daha uyuyalım" gülümsedim.
"Berk boğulucam şimdi" aldırmadan uyumaya devam etti. Ben daha fazla dayanamadan kahkaha atmaya başladım. Durdurmaya çalışıyordum ama durmuyordu. Sarılmayı bırakıp bana arkasını dönüp yatmaya devam etti.
"Of Doğa bi uyutmadın" hala gülerken yatakta doğruldum. "Gülme artık" Berk sinirle homurdanırken yataktan kalktım. Hala sırıtıyordum.
"Oyuncağını vermek istemeyen çocuklar gibisin Berk, uyan çabuk" çalışma masasının üstündeki bardağı aldıktan sonra banyoya gittim. Yüzümü yıkayıp kendi kıyafetlerimi giydikten sonra bardağıda doldurup odaya girdim. Berk hala yatıyordu. Kendisi kaşındı. Yavaşça yanına yaklaştım.
"Berk son uyarım" bir şeyler dedi ama anlamadım. Omuzlarımı silktim. Yanına iyice yaklaşıp bardakta ki suyun hepsini suratına döktüm. Döktüğüm gibi de yataktan fırlaması bir oldu. Etrafına şaşkınca bakarken en sonunda bakışları beni buldu.
"Günaydın" gülümseyerek söyledikten sonra bardağı komidinin üstüne koydum. Kitaplarımı toplarken Berk banyoya geçti. O gelmeden kitaplarımı toplayıp odadan çıkmayı planlıyordum ama başımdan dökülen su ile bu düşüncelerim de aktı gitti. Arkamı dönünce bir adet sinsi bakışlı Berk ile karşılaştım.
"Sanada günaydın" refleks olarak kalkan ellerim ile yüzümü silerken o banyoya geri döndü. Bende arkasından gittim. Kapıyı açıp içeri geçtim. Üstünde tişörtü yoktu ama şuan umrumda değildi. Kapıyı kapatıp kilitledim. Duşa kabinden duş başlığını alıp suyu açtım. Berk su sesini duyunca kapıya yöneldi ama ben çoktan duş başlığını üstüne tutmuştum.
"Aa nereye Berk daha duş almadın" Buz gibi suyu üstüne tutarken kahkaha atıyordum.
"Bittin kızım sen! Buraya gel" bir kaç saniyelik kovalamacadan sonra duş başlığı onun eline geçince koşup kapının kilidini açtım ama kapıyı açamadan Berk beni kolumdan çekti ve o sırada buz gibi suyu iliklerime kadar hissettim.
"Berk soğuk!" Diye bağırırken elinden kurtulmaya çalışıyordum.
"Hadi canım bana kaplıca suları geliyodu zaten" elinden kurtulmaya çalışıp çığlık atarken birden ayağım kaydı. Allahtan Berk hala kolumu tutuyordu da yere kapaklanmamıştım. Tam tersi ondan güç almaya çalışırken üstüne kapaklanınca o yere kapaklanmıştı. Büyük ihtimal canı acımıştı ama aldırmadan duş başlığını alıp hala onun üstündeyken onu ıslatmaya başladım.Tabi yine bir süre sonra duş başlığı Berk'in elindeydi ve bende Berk'in altında ıslanıyordum.
"Ne olu_" Kapı açılınca Berk'in kahkahası benimde çığlıklarım kesildi. Karşımızda Nermin abla ve Nedim abi duruyordu. Berk hala üstümde duş başlığını bana tutuyordu. Ben de hala soğuk su ile ıslanırken yerde yatıyordum. Berk'in elinden duş başlığını alıp ona doğrulttum. Soğuk suyun etkisiyle üstümden kalkınca bende kalktım. Suyu kapatıp başlığı yerine koydum. Nermin ablanın kahkahası ile onlara döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
ChickLitOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...