Çığlık atmamak için çabalıyordum. Gerçekten çabam ödüllüktü. Karşımda her zaman yatağıma yayılmak yerine, oturup bana sinirle bakan Berk'e bakarken çığlık atmamak için çabalıyordum. Derin bir nefes aldım.
"Bakışmaya devam mı edicez?" Bıkkın bir şekilde söylemiştim.
"Sinirliyken konuşan tiplerden değilim bilirsin" Ah! Bilmezmiyim!
"Sinirin ne zaman geçer bilmiyorum ama sanırım bugün geçmeyecek. O yüzden napalım biliyormusun? Sen eve git camdan bana sinirle bakmaya devam et bende uyuyayım" gözlerini devirdikten sonra biraz daha yumuşayan bakışlarla bakmaya devam etti.
"Mete'ye arkadaşlık çerçevesinde yaklaşsaydın bu durumda olmazdın" kaşlarımı çattım. Konunun bu olduğuna adım gibi emindim ama üstü ka.. Ah ne diyorum ben Berk'ten bahsediyoruz. Üstünü falan kapamaz pat diye yüzüne söyler.
"Anlaşılan bu duruma çok giricez" diye mırıldanırken kaşlarını kaldırdı.
"Efendim!" Ne dediğimi sorar cinsten değildi daha çok 'sanmıyorum' demek istemişti.
"Kime nasıl davranacağıma karışamazsın Berk" bilmişçe ellerini yatağa koyup geriye yaslandı. Sinirli bakışları alayla bakıyordu.
"Karışabileceğimi bal gibi biliyorsun" Ah! Bunu da bilmezmiyim! Beyefendi istediğiyle flörtleşsin bana gelince adam seçsin. Yok öyle bir dünya! Hem onu sevdiğimi bilseydi Mete'ye yüz vermiyeceğimi bilirdi ama işte bilmiyordu.
"İrem ile çıkarken bana sorduğunu hatırlamıyorum. Hem sen değil miydin Mete iyi çocuk diyen? Sırf bir kaç kızla beraber oldu diye çocuğu dışlama"
"Ben iyi çocuk dedim ama senin için iyi demedim hem ne mağlum sanada o kızlar gibi davranmayacağından" şaşırarak kaşlarımı çattım. Tamam Mete için öyle düşüne bilirdi ama benim o kızlar gibi olmadığı biliyordu.
"Birincisi öyle düşünmesi için benimle barda tanışması lazımdı. İkinciside konuyu ne zaman İrem'e çevirsem sen başka bir yere çeviriyorsun" kaşlarını çattı.
"Saçmalama" alayla güldüm.
"Şu saçmalama kelimesini başka yerlerde de kullansana" anlamaz bakışlarla bana bakınca devam ettim "Mesela balo gecesini düşün 'İrem kadar gözünde değerim yok' dedim bana 'saçmalama' demedin" gözlerini devirdi.
"Hala orada kalmışsın" kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Bak yine saçmalama demedin" tekrar gözlerini devirirken çatık kaşlarımla ona bakmaya devam ettim "Hala onu mu seviyorsun Berk" sesim sakin çıkmıştı. İçim acırken onun saçmalama yok öyle birşey demesini bekledim. Gözlerini benden kaçırırsa sorumun cevabını söylemesede alırdım ama gözlerini kaçırmadı.
"Cidden o sürtüğü sevdiğime inanıyorsan beni tanımadığını kanıtlamış olursun" tam olarak istediğim cevap değildi ama sevmediğini belli etmişti.
"Sadece teyit etmek istedim" yine aynı sakinlikle konuştuktan sonra ayağa kalkıp dolabıma yürüdüm.
"Gece burda mı yatıcaksın yoksa odanda mı?" Pijamalarımı aldıktan sonra arkamı dönüp cevabını bekledim. Otururken yatakta zıpladı ve gülümsedi.
"Her ne kadar rahat bir yatak olsada küçük ve buna sığamıyoruz" diyince bende güldüm. "Ama istersen benim odaya gidelim orda yatalım" gözlerimi devirdim.
"Git odana yat zıbar Berk" dedikten sonra banyoya doğru yöneldim.
"Sanada iyi geceler canım" kıkırdadım.
"İyi geceler canım iyi geceler" kapımın açılıp sonrada kapanma sesini duyarken bende banyo kapısını kapattım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra yüzücü atleti ve küçük şirin tavşanlı şortumdan oluşan pijamalarımı giyip odaya girdim ve herzamanki görüntüyle bir kez daha karşılaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PENCEREMDEKİ ÇOCUK
ChickLitOnu 5 yaşımdan beri tanıyordum. Birbirimizi gördüğümüz ilk andan beri kavga ediyorduk. Sanki her kavgamız da daha da bağlanıyorduk. Birbirimize her laf sokuşumuz bizi daha da yakınlaştırıyordu. Birbirimize ettiğimiz hakaretler sanki aslında söylemek...