✝Chapter Twenty- Four✝

211 29 14
                                    

Gözlerimi açtığımda güneş batmış ince ışık hüzmelerini odamın içine vuruyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi açtığımda güneş batmış ince ışık hüzmelerini odamın içine vuruyordu. Başımda ki dayanılmaz acıyla yataktan kalkarak banyoya ilerledim.

İçeri girer girmez karşı karşıya kaldığım görüntüyle duraksayarak kaşlarımı çattım. Kafamdan sırtıma doğru kurumuş kan bütün kıyafetlerimi koyu kırmızı, pis bir renge boyamıştı.

Gözlerimi kapatarak dün olanları düşünmeye başladım; Jimin ile kavga ettim. Hoseok'la çatıda oturmuştuk bana ilk aşkını anlatmıştı. Her ne kadar bu içimi parçalasada onun gözlerinde ki pırıltıyla bir yabancıyı anlatmasını sessizce dinlemiştim.

Sonrası karanlık...

Soğuk suyu açarak sertçe bir kaç kez suratıma çarpıp kendime gelmeye çalıştım. Neler olmuştu? Neden hatırlamıyordum?!

Kafamda ki kanı soğuk suyun altında ıslattığım havluyla silmeye çalıştım ama nafileydi. Hızla üzerimi çıkartarak duşa girdim ve çok kısa bir duş alarak çıplak bir şekilde dolabıma ilerleyip elime geçen ilk kazağı ve pantolonu üzerime geçirdim. Ayakkabılarımı bulamamıştım bu yüzden yalınayak koridorda ilerlemeye başladım.

"Jimin?" koridor her zamanki gibi karanlık ve sessizdi.

Koşarak ana salona indim."Bayan Uhn?!" diye bağırdığımda anında karşımda dikilen yaşlı suratı korkuyla çığlık atarak kendimi geriye atmama neden olmuştu.

"Hoş geldiniz Bayan Hyie Ae, malikanede ilk geceniz nasıl geçti?"

Gözlerimi iri iri açarak ona baktım. "Pardon? Dalga mı geçiyorsunuz Bayan Uhn? Ben aylardan beridir bu evde yaşıyorum."

Kocaman sırıttı. Aslında biraz gençleşmiş gibiydi...? "Hayır Bayan Ae, siz bu eve dün geldiniz."

Gülerek saçlarımı sinirle çekiştirdim. "Sen kafayı yemişsin. Beni tanıyorsun! S-sen benden nefret edersin!"

"Efendim siz iyi değilsiniz. Ben sizi ikinci defa burada görüyorum. Biraz gergin olmalısınız..Lütfen mutfağa gelin, gevşemeniz için size papatya çayı yapacağım."

Tutmaya çalıştığı elimi hızla ondan çekerek duvardan destek aldım. "İstemiyorum."

"Gelmek zorundasınız Bayan Ae, o bizi bekliyor." dedi tekrar ellerimi kavramaya çalışarak.

Öfkeyle ondan uzaklaştım."Sana gelmek istemediğimi söyledim Uhn!"

"Gitmek zorundayız .O bizi bekliyor,  onun yanına gitmeliyiz. O bizi bekliyor, seni öldürecek kaderine razı gel Ae, sen bir kurbansın. O seni öldürecek. "  hızla konuşurken dudaklarının iki kenarından elmacık kemiklerine doğru beliren kızıl renkli kesiklerden fışkıran kanlar suratımı ıslatıyordu. Gözleri iğrenç bir şekilde yuvalarından çıkınca kafamı çevirerek ıslanan gözlerimi yumdum.

Die Or Kill ✝Bangtan Boys✝Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin