✝ Chapter Seven✝

325 41 9
                                    

"Demek, sonunda geldin!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Demek, sonunda geldin!"

Kana bulanmış saçlarımı geriye atarak koltuğa yerleştim. "Alaycılığı bırak Namjoon. Bana her şeyi anlat."
Gözlerine baktım. "Eksiksiz!"

Gözleri saçlarımda takılı kaldı. "Önce duş almak ister misin? Sonra biraz yemek yeriz."

Söyledikleri o kadar cazip gelmişti ki reddetme lüksüm olduğunu bile düşünmüyordum. Minnetle başımı eğerek yanına ilerledim."Teşekkür ederim."

Kafasını eğdi ve seri adımlar atarak kütüphaneden çıktık. Uzun bir süre onu takip etmekten yorulmuştum ki sonunda büyük kapılardan birini açarak içeri girdi.

"Burası benim odam," gri ve siyah tonlarının baz aldığı bir odaydı. "Hoseok ve diğer çocuklar buraya çok fazla gelmez. O yüzden, rahat ol." siyah dolaba yöneldiğinde sessizce onu takip ettim. Dolaptan büyük bir bornoz ve bir askı çıkarttı.

Bornozu elime tutuşturdu."Bu daha önce hiç kullanılmadı." askıya son bir kez bakarak konuştu. "Bu ise sadece bir kere giyildi."

Kafamı sağa yatırarak tebessüm etmeye çalıştım. "Adı neydi?"

Sıkıntılı bir nefes alarak kafasını eğdi."Adı Yura'ydı. Burada ki ilk hizmetçi kadınlardan birinin kızıydı."

"Hoseok-" elini kaldırdı.

"Yeter! Konumuz o değil. Acele et ve duşa gir, Bende Bayan Uhn'a yemek hazırlamasını söyleyeyim."

Arkasını döndüğünde kolumu kavradım."Bekle!" bana döndü. "Seni kırdığım için çok üzgünüm."

"Yura, benim kardeşim gibiydi. Onun adını süslemiş oldun." gülümsedi. Kocaman gamzeleri içimi sıcacık etmişti.

Bende gülümsedim. Selam vererek odadan çıktığında banyoya girdim. Benim banyomdan farklı olarak Namjoon'un banyosuna açık renkler hakimdi. Üzerimde ki kıyafetleri çıkarttım ve aynada berbat yüzümü inceledim.

Kendimden ürkerek geriye çekildim ve kabine girdim. Sıcak su kaslarımı gevşetirken kan pembeleşerek suya karışıyordu.

Saçlarımı ve vücudumu misk kokulu bir sabun ile yıkadım,  sıcak su kokunun daha da keskinleşmesini sağlıyordu.

Kokuyu içime çekerek suyu kapattım
ve bornozu giymeden kurulandım.

Askının üzerinde ki koyu kılıfın fermuarını açtığımda karşıma çıkan şeftali rengi elbiseye baktım. O kızın güzel yüzüyle bu elbise içinde Namjoon ile konuşuşunu hayal ettim. Eminim ki o kız çok güzeldi.

Islak saçlarımı geriye alarak elbiseyi giydim. Elbise bana tam olmuştu. Demek o'da benim gibi kıvrımsızdı.

Banyonun kapısını araladım. Namjoon büyük masada ki koyu mumları yakıyordu.

Die Or Kill ✝Bangtan Boys✝Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin