✝Chapter Thirty-Four✝

126 19 17
                                    

Hala şeytanlarla ilgili kitaplar okumayı seviyor musun Jungkook

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hala şeytanlarla ilgili kitaplar okumayı seviyor musun Jungkook."

Siyah gözlerini gözlerime dikerek elinde duran sigarasını yanı başımda duran dolaba bastırdı ve nikotin kokan nefesini suratıma üfleyerek acımasız, birazda alaycılığın yer aldığı ses tonuyla fısıldadı. "Siktir git Dostum." dedi

Saçlarımı karıştırarak geriye doğru adımladım. "Farklı bir tepki beklemiyordum Kook." elimi omzuna yerleştirdim. "Tam senden beklediğim gibi. Bitiksin." gözlerimi dağılmış odasında gezdirdim. "Ve odan tıpkı umumi tuvaletler gibi kokuyor, bok herif."

Bana aldırmadan iğrenç derecede pis kanepesinde oturdu ve tüplü televizyonunu çalıştırdı. Burada oluşum umurunda bile değilmiş gibiydi. "Sana defolmanı söylemiştim. Hadi, İkile."

Bedenim benden izinsiz kapıya doğru savruldu. Yerden hızla kalktım. "Sana da merhabalar Jester. Her zamanki pezevenkimsi havan değişmemiş. " televizyona boş boş bakmayı kesip bana baktı. Oturduğu koltuğun sırt kısmında dengesiz bir pozisyonda iki ayağının üzerinde duruyordu. Uzun ve renkli tırnaklı elleri Jungkook'un omzundaydı.

Neredeyse cırtlak diyebileceğim bir ses tonuyla güldü ve kapıyı kapıyı suratıma kapattı. "Ah,"

"Göt herifler."

From Ae;

Ellerim ve ayaklarım titriyordu. Adının Adwr olduğunu öğrendiğim Palyaço bana uzaktan gülümsüyor ve koca kollarının altında duran küçük çocuklara balondan hayvanlar yapıyordu.

Birden omzumda hissettiğim elle ufak bir korku nidasını dudaklarımdan bahçeye saldım. Rahibe Kim yanımda kocaman gülen gözleriyle dikilerek Adwr ve çocuklara bakıyordu. "Onun buraya gelmesi çok harika değil mi? Çocuklarla ilgileniyor ve sen hiçbir şey yapmak zorunda değilsin."

Kafamı belli belirsiz salladım. Neden yanıma gelip böyle saçma sapan konuşuyordu ki? Adwr ve çocukların mutlu olması umurumda değildi. Aklımda tek bir şey vardı. O'da bana boş bakan o güzel gözleriydi. Unutmak istediği ve içinde kalan şeyleri tamamen bitirmek için için geldiğini söylemişti. Ama hiçbir şey yapmadan geri dönmüştü. Şayet tek yaptığı aklımı karıştırmaktı.

Suratıma sahte bir gülümseme yerleştirip ona döndüm. "Ah, evet. Bu harika. Böylelikle odama gidip istediğim anda dinlenebilirim."

"Evet tatlım. Adwr'ın yerine bende bakabilirim. Sen iyi görünmüyorsun. Git ve biraz dinlen." omzumda bulunan eline iğrenerek bakmamak için kendimi zor tuttum. Sinirden ağlayıp onu gebertene kadar bıçaklamak istiyordum. Bir şekilde sinirlerimi boşaltmam gerekiyordu.

Die Or Kill ✝Bangtan Boys✝Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin