XVIII

1.5K 49 18
                                    

Bu sırada kapı usulca açıldı ve odaya ürkek ürkek çevresine bakınarak genç bir kız girdi. Hepsi birden şaşkınlıkla ve ilgiyle ona döndüler. Raskolnikov önce tanıyamadı kızı. Sonya Semyonovna Marmeladova idi bu. Dün kendisini ilk kez gördüğünde, ortam öyle bir ortamdı, koşullar öyleydi ki, hatta kızın üstünde öyle bir elbise vardı ki, belleğinde bambaşka bir yüzün hayali kalmıştı. Şu anda karşısında duransa, gösterişsiz, hatta yoksulca giyimli, çok genç, neredeyse bir kız çocuğunu andıran genç bir kızdı. Davranışları ince, gösterişten uzaktı. Tertemiz yüzünde hafif bir korku izi vardı. Çok sade, gündelik bir elbiseyle, modası geçmiş, eski bir şapka giymişti. Yalnız, elinde yine o şemsiyesi vardı. Birdenbire kalabalık bir odayla karşılaşınca, utanmanın da ötesinde, büsbütün şaşırdı, küçük bir çocuk gibi ürktü, hatta gerisingeri odadan çıkmaya davrandı.

— Ah, siz misiniz! –dedi Raskolnikov büyük bir şaşkınlıkla; sonra kendisi de utandı.

Birden annesiyle kız kardeşinin, Lujin'in mektubundan "uygunsuz" bir kız üzerine bir şeyler bildiklerini hatırladı. Daha şimdi Lujin'in kara çalmalarına karşı çıkmış, kızı ilk kez o gün gördüğünü söylemişti, oysa şu anda kız birdenbire odasına giriyordu. Öte yandan, "uygunsuz yolda" ifadesine hiç karşı çıkmadığı aklına geldi. Bütün bunlar bulanık bir biçimde ve bir anda gelip geçmişti kafasından. Ama dikkatlice bakınca kızcağızın acınası bir durumda olduğunu gördü; öylesine acınasıydı ki hali, Raskolnikov'un yüreği sızladı. Hele kızın korkudan gerileyip odadan çıkacak gibi olduğunu görünce, bir anda sanki altüst oldu.

— Sizi hiç beklemiyordum, –dedi, gözleriyle onu durdurmaya çalışarak.– Lütfen, oturmaz mısınız? Herhalde Katerina İvanovna gönderdi sizi... Oraya değil, lütfen şuraya buyrun...

Sonya içeri girdiği sırada odadaki üç iskemleden kapının hemen yanındakinde oturmakta olan Razumihin, kızın içeri girebilmesi için yerinden hafifçe doğrulmuştu. Raskolnikov kıza önce divanda Zosimov'un oturduğu yeri göstermişti, aynı zamanda yatak olarak kullandığı divanın biraz fazla samimi olabileceğini unutmuştu, sonra hemen Razumihin'in iskemlesini gösterdi.

— Sen de şuraya otur, –dedi Razumihin'e, Zosimov'un yerini göstererek.

Sonya korkudan titrercesine oturdu, sonra ürkek ürkek iki kadına baktı. Nasıl olup da bunlarla aynı odada oturabildiğine şaşıyor gibiydi. Bu düşünceyle birden öylesine ürktü ki, hemen ayağa kalktı, doğruca Raskolnikov'a dönerek:

— Ben... size... şöyle, bir dakika için uğramıştım... –diye kekeledi.– Rahatsız ettiğim için, bağışlayın. Katerina İvanovna gönderdi beni, başka kimsesi yoktu gönderecek... Katerina İvanovna yarın sabah bize öğle yemeğine... yani, yarın sabah Mitrofan Kilisesi'nde yapılacak sabah duasına, sonra da bize... yani ona, öğle yemeğine buyurmanızı rica etmemi istedi benden... Bu onuru bizden esirgememenizi... size iletmemi emretti.

Sonra kekeleyerek sustu.

Raskolnikov hafifçe yerinden doğruldu, o da kekeleyerek:

— Muhakkak... muhakkak gelmeye çalışacağım... –dedi; sözlerini tamamlayamamıştı.– Lütfen oturur musunuz, sizinle konuşmam gerek. Bilmiyorum, belki de aceleniz var, lütfedip bana iki dakikanızı verebilir misiniz?..

Kıza sandalyesini gösterdi; Sonya yeniden oturdu, sonra yeniden ürkek, şaşkın bakışlarla iki kadına şöyle bir göz attı, bakışlarını yere indirdi.

Raskolnikov'un solgun yüzü kıpkırmızı kesilmişti, altüst olmuş gibiydi, gözleri alev alev yanıyordu. Sert ve karşı konulmaz bir tavırla:

— Bu, anneciğim, –dedi,– dün gece gözümün önünde bir arabanın altında kalarak ölen zavallı Marmeladov'un kızı Sonya Semyonovna Marmeladova'dır... Kendisinden size söz etmiştim...

Suç ve CezaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin