XXXIII

1.2K 41 8
                                    

Sigarasını içen ve dinlenen Porfiri Petroviç sonunda:

— Ah şu sigara! –diye söze başladı.– Biliyorum zararlı, çok zararlı, ama bir türlü bırakamıyorum işte! Öksürüyorum, boğazım gıcıklanıyor, tıkanıyorum, ama yine de içiyorum. Biliyor musunuz, ben biraz ödleğimdir... Geçenlerde doktor "B..."ye başvurdum, hastalarını en az yarım saat muayene eden bir hekimdir bu. Beni görünce önce bir alay etti; sırtımı, göğsümü dinledi, tık tık etti, "Sizin," dedi, "tütünü bırakmanız gerek..." Akciğerlerim büyümüş... İyi ama nasıl bırakacağım? Onun yerini alabilecek bir şey yok ki! Felakete bakın ki, içki de içmiyorum, hah–hah–ha! İçki içmemek de felaketmiş, görüyorsunuz ya! Her şey görecelidir azizim Rodion Romanoviç, her şey görecelidir!

Raskolnikov tiksintiyle, "Gene eski numaralarına mı başlıyor?" diye düşündü. Son görüşmelerinde geçen sahneleri hatırladı ve birden, o zamanki duyguları büyük bir dalga halinde yüreğine saldırdı.

Porfiri Petroviç odaya bir göz atarak:

       

— Bilmem haberiniz var mı, –diye sürdürdü sözlerini,– önceki gün yine uğramıştım size? Buraya, bu odaya girdim. Gene bugünkü gibi evinizin önünden geçiyordum, "haydi şuna bir ziyaretçik yapayım" diye düşündüm ve yukarı çıktım. Çıktım ki, odanızın kapısı ardına kadar açık... Biraz bekledim, bakındım, sonra hizmetçinize adımı vermeden çıkıp gittim. Kapınızı hiç kilitlemez misiniz?

 

Raskolnikov'un yüzü gitgide kararıyordu. Porfiri onun kafasından geçenleri tahmin ediyor gibiydi.

 

— Açıklama yapmaya geldim, canım kardeşim Rodion Romanoviç, açıklama yapmaya geldim! Size böyle bir açıklamada bulunmak zorundaydım, –diye sürdürdü sözlerini. Yüzünde bir gülümseme vardı; hatta avucuyla Raskolnikov'un dizine hafifçe vurdu; ama aynı anda yüzü birden ciddileşti, kaygılı bir hal aldı; hatta Raskolnikov'u şaşırtan, kedere benzer bir şeyler bile vardı yüzünde. Onu hiç böyle görmemişti Raskolnikov, böyle görebileceğini de kırk yıl düşünse bilemezdi.– Son görüşmemizde aramızda tuhaf bir sahne geçmişti Rodion Romanoviç. Aslında, ilk görüşmemizde de tuhaf şeyler olmuştu; ama o zaman... Her neyse, onlar oldu bitti! Şimdi, sorun şu: Sanırım size karşı çok suçluyum, bunu hissediyorum... O gün birbirimizden nasıl ayrıldığımızı hatırlıyor musunuz? Siz müthiş sinirlenmiştiniz, bacaklarınız titriyordu; ben de müthiş sinirlenmiştim ve benim de bacaklarım titriyordu. Ve bildiğiniz gibi, o gün aramızda pek de kibarca şeyler geçmemişti. Oysa biz, ne de olsa centilmen kişileriz. Yani ne olursa olsun, öncelikle centilmeniz; bunu hiç unutmamak gerek. Oysa o gün işi nerelere vardırmıştık... Hiç de kibarca bir davranış değildi...

 

Başını kaldırıp Porfiri'ye bakan Raskolnikov, "Neler söylüyor bu adam, beni ne sanıyor?" diye düşündü.

 

— Şimdi açık davranmakla daha doğru hareket etmiş olacağımızı düşündüm, –diye sürdürdü sözlerini Porfiri Petroviç; bakışlarıyla eski kurbanını daha çok rahatsız etmek istemiyormuş gibi, gözlerini yere indirmişti; eskiden kullandığı yöntemleri, başvurduğu kurnazlıkları küçümsüyordu sanki.– O kuşkular, o sahneler uzayıp gidemezdi öyle. O gün eğer Mikolka araya girmeseydi, iş nereye varırdı, bilemiyorum. Düşünebiliyor musunuz, şu esnaf kılıklı adam o gün benim odamda, bölmenin arkasında oturuyordu?.. Kuşkusuz, bunu şimdi biliyorsunuz, ben de sizin bildiğinizi biliyorum, çünkü onun daha sonra size uğradığını öğrendim. Ama o gün sizin düşündüğünüz birtakım şeyler olmamıştı: Yani adam gönderip kimseyi çağırmamış ve hiç kimseye birtakım konularda emirler vermemiştim. Niçin emir vermediğimi mi soruyorsunuz? Bilmem ki bunu size nasıl anlatmalı? Olup bitenler sanki beni de serseme çevirmişti! Böylece, ancak kapıcıları çağırtabilmiştim. Çıkarken herhalde görmüşsünüzdür! Kafamda, şimşek gibi bir düşünce çakmıştı çünkü; o sıralar ben kesin bir inanç duyuyordum içimde Rodion Romanoviç. Bir şeyi bir süre için elimden kaçırırsam, bir başka şeyi kuyruğundan tutar ve bu kez de bunu benimserim. Benimserim ve sonuna kadar elimden kaçırmam. Yaradılıştan çok sinirlisiniz siz Rodion Romanoviç, az çok öğrenmiş olmakla övünebileceğim karakterinizin ve yüreğinizin başka pek çok özelliklerinin yanı sıra, çok sinirli bir kişiliğiniz var. Hiç kimsenin, kalkıp da bütün gizlerini bir bir sayıp dökmeyeceğini, kuşkusuz ben de düşünebilirdim. Evet, gerçi karşınızdaki adamın sabrını iyice taşırdığınız zaman böyle şeyler olmuyor değil, ama, doğrusu pek seyrek!.. Bunu ben de düşünebilirdim. Ama benim düşündüğüm şey başkaydı: "Bir delil," diyordum ben, "küçücük, minnacık bir delil olsa!" Ama öyle bir delil ki, onu ellerimle tutabileyim: Somut bir şey olsun, psikolojik değil... "Çünkü" diyordum, "eğer bir adam suçluysa, ne olursa olsun ciddi, elle tutulur bir açık vermesi beklenebilir; hatta böylesi durumlarda hiç ummadığı sonuçlarla bile karşılaşabilir insan..." Yani, o sıralar sizin, karakterinize güveniyordum Rodion Romanoviç, her şeyden çok sizin karakterinize! O sıralar hemen bütün umudum sizdeydi.

Suç ve CezaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin