"Pier, kesinlikle saçmalıyorsun. Resmen popüler olacağız. Bu partiye Luke Hemmings ile birlikte gideceksin. Tanrım, düşüncesi bile mükemmel. Senin yerinde olmak isteyen kaç kız var biliyor musun? Sen ise gitmemek konusunda ısrarcısın."
Lizzie'nin konuşmasını daha fazla duymamak için müzik çalarımın kulaklıklarını kulağıma taktım ve son ses müzik açtım. İşte şimdi Liz karşımda çok komik görünüyordu. Kendi kendine konuşmaya devam ediyordu ama ben onu duymuyordum. Ayrıca garip bir şekilde ağzını oynatıp odamda turlaması da gülmeme sebep oluyordu. Bahsettiği şey ise okulun geleneksel alıştırma partilerinden biriydi. Normalde o partilere adım bile atamazdık. Gerçi geçen sene adım atmıştık onda da Luke beni kocaman bir pastanın üstüne ittirmişti ve bunun yanlışlıkla olduğunu dile getirmişti. Ama yanlışlıkla olmadığı çok belliydi, çünkü herkes elinde kamerayla sanki bu anı bekliyorlarmış gibi beni çekmeye başlamışlardı. O günden sonra bir daha partilere adım atmadım. Zaten genelde popüler çocuklar ve onların çevresindeki yalakaları bu partiye katılırlardı. Biz o grupların tamamen dışındaydık. Yani şimdiye kadar. Bu defa bizi Luke çağırmıştı ve çok korkuyordum. Normalde korkmamam gerekir çünkü elimde bir ay var ve o bana bu süre zarfı boyunca aşık olacak. Ama yine de onca yılın vermiş olduğu korku nedeniyle bu kadar gergindim. Sanki yine bir şey yapıp beni rezil edecekmiş gibi geliyordu. Ama Liz, kendini o kadar kaptırmıştı ki önümde onunla gitmek dışında başka bir şansım yoktu. Aslında içimde çok büyük bir ağlama isteği vardı. Arada böyle bir ağlama isteğim geliyordu. Belki de kendimi çok fazla zorladığım için bir süre sonra ağlamaya başlıyordum. Hayatımdaki çoğu şeye direnmek çok zor. Ama kendimi kesme cesaretim de hiç yok. Bıçaklardan ve her türlü kesici aletten korkuyorum ve kan görmeye de dayanamam. Bence kendini kesmek işi tamamen cesaret göstergesi ve bende o cesaretten eser yoktu.
Kulaklıklarım bir anda kulağımdan çekildi ve Liz bana dik dik bakıp elindeki kıyafet yığınını yatağıma bıraktı. "Seç." diyerek başparmağını turkuaz renkli elbisenin üzerine belli belirsiz uzattı. Benden önce kıyafetimi seçmişti. Sadece onu onaylamamı bekliyordu. "Sanırım turkuazı seçeceğim." dediğimde tahmin ettiğim gibi yerinde zıplamaya başlamıştı. "Harikasın. Bende olsam turkuaz derdim. Sana çok yakışacak. Bence saçlarını düzleştirmeliyiz. Saçma sapan bir yerden de örgü yapacağım. Harika olacaksın. Hadi şimdi duş al." dedi ve beni kaldırıp banyoya sürükledi.
Banyonun içine zorla girdiğimde lavabodaki aynaya baktım. Kendimi tanımlayacak olsam Fiona'nın anne ve babasıyla tanışacak olan Shrek gibiyim derdim. O kadar isteksizdim ki. Sanki o parti Fiona'nın ailesinin oturduğu saray, ben ise Shrek'in ta kendisiydim. Liz'in kapıya vurmasının ardından suyun sesinin gelmemesine sinir olduğunu belirten sesini duydum ve banyo yapmak için suyu açtım. Bu lanet suyun ılık ayarı yok muydu? Şans bugün benden yana değildi. Banyodan sonra da görüntümün değişmemesi beni hiç şaşırtmamıştı. Sevgili Shrek, seni ikizim ilan ediyorum.
Banyodan çıktığımda Liz eşyalarımı bırakıp kendi banyoya girdi ve o sırada giyindim. Saçlarımdaki havlunun düşmemesi için büyük bir çaba harcarken Liz banyodan dışarıya çıktı ve giyinip beni makyaj masasının önüne oturttu. Saçlarımı kurutup düzleştirmeye başladı. Odada sessizlik hakimdi. Genelde filmlerde kızlar şarkı söyleyip dans falan ederlerdi ama ben ve karga sesim bu olayı çürütmek için var olmuştuk. Asla içimden High School Musical filmindeki gibi bir Gabriella çıkmayacak ve daha ilk günden peşimde deli divane olan bir Troy'um olmayacak. Tanrım, gerçek hayat neden bu kadar zor?
"İşte bitirdim. Örgü ilkokul çocuğu gibi durmana sebep olacaktı o yüzden yapmadım. Sade ama etkili. Makyajı da bu şekilde yaptık mı tamamdır." dedi ve parlatıcıyı alıp dudağıma boca etti.
"Liz bu sadece bir lise partisi. Bu kadara gerek yok gerçekten." dedim. Yapış yapış dudaklarımdan nefret etmiştim ve bundan kurtulmak için her şeyimi verirdim. Ayağa kalkıp odanın içinde volta atmaya başladım. Topuklu ayakkabılardan nefret ettiğimi bildiği halde Liz hala ayakkabı seçimi yapıyordu. Ayrıca iki saniyede giyinme yeteneğine sahip bir arkadaşım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Potion
Fanfiction"İzninle, zorla da olsa kalbine girmek istiyorum." Başlangıç tarihi: Ağustos 2014 Bitiş tarihi: Ocak 2015