Luke'un gözünden
"Nasıl bilmiyorum? Bak biliyorsun bir telefonla işinizi bitirebilme gücüne sahibim."
Kaşlarımı çatarak karşımdaki kadının hareketlerini izledim. Önce beni dikkatlice süzdü. Ciddi duruşumdan ödün vermediğimi fark edince yutkundu ve ayağa kalkarak karşımdaki koltuğa geçti. Söyleyeceği şeyleri toplayamıyor gibi görünüyordu ama eğer duyduklarım doğruysa sonu daha kötü olacaktı.
"Bay Hemmings aslında müşterilerimizi gizli tutarız ama bu kuralda bir defalık esneklik yapabilirim." dedi. İstediğimi elde ettiğim için rahat bir nefes alıp arkama yaslandım. Şimdi olanları bir de bu kadından dinleyelim bakalım.
"Tahminen şu saatlerde iksirinizin etkisi geçmiş olması gerekiyor. Ayrıca duyduğunuz şey doğru. Bay Clifford ve yanında Bayan Martinez'in arkadaşı gelip bir şişe daha iksir aldılar. Konuşmalarında Cadılar Bayramı partisinde uygulayacaklarını söylüyorlardı." dedi. O zaman Calum gerçekten de doğru duymuş olmalıydı. Michael, bu defa sert oynayacaktı ve bu durumda Pier'i gözümün önünden ayırmamalıydım. "Bünyem güçlü olduğu için dua etmelisiniz yoksa bunun için size dava açabilirdim. İnsanların duygularıyla oynamanın yasal olduğunu sanmıyorum." dedim. Ayağa kalktım ve kadının cevabını duymadan şirketi terk ettim. Benim bünyem güçlü olabilir ama Pierrette'nin öyle olduğunu hiç sanmıyordum.
Aşk ne kadar kuvvetli olursa olsun zayıf bir bünyede anında etki yapıyordu. Bende etki etmemişti ve Lizzie kendinden geçmiş bir durumdayken onun ağzından olanları dinlemiştim. Calum yüzünden de oyun oynamak zorunda kalmıştım. Sadece inandırıcı bir aşık rolüne bürün. O kadar zor olmamıştı ama bir süre sonra Pierrette'yi gerçekten önemsediğimi anlamıştım. Onu Michael ile gördüğümde içimdeki duyguların o kadar sahte olmadığını öğrenmiştim. İçimden nefretten daha farklı bir duygu vardı ve ben bunu yıllardır nefret sanıyordum. Halbuki sadece içimdeki itiraf etmek istemediğim duyguyu örtmek için nefret duygusunu kullanmıştım. Hatta bir süre sonra kendimi ondan nefret ettiğime inandırmış ve içimdeki aşkı derinlere ittirmiştim. Onun gidişi tüm benliğimi alt üst etmişti. Annesi onun gittiğini söylediğinde kalbimin mengeneyle sıkıştırıldığını sanmış ve nefesim kesilmişti. Onu bir daha göremeyeceğimi düşündüğümde içimdeki nefret buhar olup uçtu.
Daha önce hiçbir kızı böyle görmemiştim. Gelip giderlerdi. Benden karşılık bulamayınca hepsi giderdi. Ama Pier inatla yanımda kalmaya devam etmişti. Onu içimdeki suçluluk duygusu yüzünden geri getirmem gerekti bahanesini öne sürdüm. Calum ve Ashton, bu bahaneme inanmamışlardı. Yani yine ben sadece kendimi kandırıyordum. Ama onun geri gelmesine ihtiyacım vardı. Onu, Paris'te ilk gördüğümde artık kurtuluşum olmadığını anladım. Beni uçurumdan çeken onun elleriydi ve ben onları söylerken ciddi olmadığım halde gerçekleri söylemiştim. İnanmak istemediğim her şeyi ona söylemiştim. Bunları da oyun sanmıştım ama hepsi gerçeğin ta kendisiydi. Pier, benim hem kurtarıcım hem de darağacında ayağımın altındaki tabureyi tutan kişiydi. Artık ondan kaçamazdım. Artık içimdeki çelişkilere bir son vermeliydim. Artık kalbimin kazanmasına izin vermeliydim.
Kapıyı çaldığımda endişeli bir bekleyişe girdim. Beni gördüğünde memnun olmayacaktı. Ona kötü bir şey yapacağımı düşünüyor da olabilirdi. Kapıyı açıldığında kafamı kaldırıp karşımdaki kıza baktım. Sanki gittikçe zayıflıyordu. Üstünde pijamalarıyla karşımda dikilirken başını yukarıya kaldırdı.
"Açıklama istiyorsun değil mi?" dedi. Asıl açıklama yapması bendim ama tek istediğim ona sarılmaktı. Tüm gece uyumamış gibi görünüyordu. Benim tepkimden korktuğu çok açıktı. Aniden önüne dikilip onu omzuma aldım ve içeriye taşıdım. Şaşkınlıkla çığlık attığında güldüm ve merdivenlere yönelirken çevreme baktım. "Ailen burada mı?" dediğimde cevap gelmedi. Onu şoktan çıkarmak içim poposuna vurduğumda büyük bir çığlık attı ve "Hayır evde değiller." dedi. Gülümseyerek onun odasına çıktım ve onu yatağa yatırıp üstüne çıktım. Şaşkınlıkla bana bakmaya devam ederken onun minik burnunu sıktım. Yüzü domates gibi kızarmaya başladığında ceketimi üstümden çıkarttım ve o tepki veremeden yerlerimizi değiştirdim. Aniden üste geçmenin verdiği darbeyle ağzı o biçimini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Potion
Fanfiction"İzninle, zorla da olsa kalbine girmek istiyorum." Başlangıç tarihi: Ağustos 2014 Bitiş tarihi: Ocak 2015