1 yıl sonra
"Onun bana aşık olmasını istiyorum."
Her şeyi bu cümle ile başlatmıştım. Kelimeleri toplayamıyordum ama her anımda o var gibiydi. Sanki her nefes alışımda onun için alıyor gibiydim. Yaşama nedenim oydu. Beni hem mutlu edip hem de üzebilen tek insan oydu. İkimiz tüm zıtlıkların birleşimiydik. Ve sanırım ben onu bu yüzden seviyordum. Sonuçta aşk birbirini tamamlamak değil midir?
Derin bir nefes alarak elimdeki dondurma kasesini tepsiye koydum. Aaron, yanıma gelip iyi olup olmadığımı sorana kadar önümdeki dondurmayla bakışmaya devam ettim. Hem heyecanlıydım hem de fazla durgundum. Her şeyin bıraktığım gibi kalmadığına emindim ama en azından içimde biraz bile olsa umudum vardı. Belki bir yılda beni unutmamıştır. Ben hatırlamaya başlarken o unutmuşsa gerçekten sonum hiç iyi olmazdı.
"İstersen şuradan bakabilirsin. Her zamanki masalarında oturuyorlar."
Aaron'ın sesini duyduğumda başımı sallayıp onun bahsettiği yere gittim. Ondan rica ederek geldiğimi haber vermemesini istemiştim. Aslında ailem dışında kimsenin geldiğimden haberi yoktu. Hatta Michael ile de önceki akşam konuşmuştum ve havaalanında olduğumdan bahsetmemiştim. Şimdi ise ikisini de büyük bir şoka sokacaktım. Onların olduğu masaya bakınca neredeyse küçük dilimi yutacaktım. İkisi de bir yılda tahmin ettiğimden daha değişmişlerdi. Bunun nasıl olduğunu bilmiyordum ama Tanrı gerçekten benimle dalga geçiyor olmalıydı. İki insanın bu kadar mükemmel olması ve benim gayet sıradan olmam fazlasıyla haksızlıktı. Luke'un, Michael'ın dediğine kahkaha attığını gördüğümde gülümsedim. En azından eski neşesi geri gelmişti. Gözlerindeki buğu kalkmıştı ve uzaktan bile mavi gözlerindeki pırıltıyı görebiliyordum. Omuzları biraz daha genişlemişti ve saçlarına şekil vermeyi daha iyi öğrenmişti. Onun dışında hala benim aşık olduğum çocuktu. Ondan çekinmem çok saçmaydı. Çünkü o bana bir yıl içinde bütün hallerini göstermişti. Benden nefret ederken bir anda bana kalbini açmıştı ve ben bunu anlayamamıştım. Sadece bunun bir oyun olduğunu sanmıştım. Onun elimden kayıp gideceğine o kadar inanmıştım ki beni sevmesi imkansız görünüyordu. Yaşadığım kötü anıları unutamazdım ama üstüne iyi olan anıların binmesine izin verebilirdim. Sadece onun bir tepkisine ihtiyacım vardı. Geri dönüp tepsiyi aldım ve derin bir nefes aldım. Aaron, gülerek bana kapıyı açtığında teşekkür ederek mutfaktan çıktım. Luke'un bana bakmıyor olmasını fırsat bilerek ellerimin titrememesi için dua ederek onların masasına ilerledim. Calum, beni gördüğünde kahverengi gözlerini iri bilyeler gibi açtı ve dudaklarını birbirine bastırıp gülmesini bastırdı. Dirseğiyle Michael'ı dürttüğünde yeşil gözler de bana döndü. O da şaşkınlıkla bana bakarken dudağını ısırdı. İkisi de ne yapmak istediğimi anlamış olmalılardı.
Luke, Ashton'a anlattığı şeyi yarım bırakarak çocuklara baktığında masaya ulaşıp tepsiyi önlerine bırakmıştım. Luke, bana bakmadan çocuklara "Neden uçan pizza görmüş gibi bakıyorsunuz?" diye mırıldandı. Ses çıkarmazsam beni fark etmeyeceğini anladığımda "Naneli dondurmanız eriyecek." dedim. Luke, başını bir anda kaldırıp mavi gözlerini benimkilere sabitledi ve küfür ederek ayağa kalktı. Çocukların ortasında oturduğu için şanssızdı ama hızla kanepeye çıkıp Michael ve Calum'un aralarına basarak yanıma geldi. Karşıma dikildiğinde ellerimi arkamda birleştirip ona bakmak için başımı kaldırdım. En son bıraktığıma göre çok daha fazla uzamış ve irileşmişti. Vereceği tepkiyi merak ediyordum. Sanki büyük bir suç işlemişim gibi bana bakıyordu. Gözlerini birkaç kere açıp kapattıktan sonra "Tanrım. Siktir. Cidden buradasın." diyerek bir anda eğilip bana sarılıp beni döndürmeye başladı. Kahkaha atarak ona daha sıkı sarıldığımda bir süre daha döndüp durdu. Nefes nefese dudaklarını saçlarıma dokundurup bir şeyler söyledi ama anlamadım. Hiçbir şey bıraktığım gibi olmasa da en çok istediğim şey aynıydı. Bana olan aşkı aynı beni bıraktığı günkü gibiydi. Kollarımı onun boynuna dolayıp sarılmakta tereddüt etmedim. Ona sandığımdan daha fazla ihtiyacım olduğunu bir kez daha anladım. Yokluğunda onu özlemiştim ama varlığında onu özlemek apayrı bir şeydi. Döndüğüm için pişman olmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Potion
Fanfiction"İzninle, zorla da olsa kalbine girmek istiyorum." Başlangıç tarihi: Ağustos 2014 Bitiş tarihi: Ocak 2015