Fatih
"Fatih be!" diyerek yanıma gelen sınıf arkadaşımla birlikte başımı elimdeki telefondan kaldırarak Murat'a baktım.
"Oo Paşa, sen okula uğrar mıydın?" diye sordum şaşkınlıkla. Murat okuduğunu bile unutabilecek kadar boş bir adamdı ama arkadaştık en nihayetinde.
"Olum eve zarf gelmiş, devamsızlıktan kalıyormuşum ben..." dedi Murat ve hızla yanıma sokulurken, "Sen başkanla çok samimisin ya, söylesene silsin benim birkaç devamsızlığımı..." diye de ekledi.
Şimdi neden yanıma geldiği belli oluyordu. Başkan dediği, Oğuz'du. Oğuz'la kavgamız hâlâ daha bilinmediği için herkes bizi hâlâ arkadaş sanıyordu.
"Biz Oğuz'la konuşmuyoruz..." dedim, "Yani beni dinlemez..." diye de ekledim.
"Abi o hâlâ devamsızlıklarını siliyor ama? Hadi ya, bak sadece iki gün sildirsen de olur..." diye ısrar eden Murat'tan kurtulmak adına, "Tamam Paşa, tamam..." diye homurdanırken sıradan kalktım ve birkaç sıra ilerimdeki Oğuz'un sırasına doğru ilerlemeye başladım.
Oğuz'un tepesinde dikilmeye başladığımda, başını kaldırıp bana baktı ve hafifçe gülümsedi. Gözlerim kısılırken, "Hâlâ benim devamsızlıklarımı siliyormuşsun?" diye sordum.
"Evet," dediğinde, gülümsemesi genişlemişti.
"Artık silme, ayrıca rica etsem Paşa'nın birkaç devamsızlığını silebilir misin?" diye sordum. Düz bir ifadenin altında, soğuk bir sesle konuşuyordum.
Oğuz'un gülümsemesi kaybolurken, "Paşa diye birini tanımıyorum," dedi. Oysaki sınıftaki herkes Murat'a Paşa denildiğini iyi bilirdi.
"Lütfen Oğuz?"
"Neden kendisi gelip istemiyor Fatih?" diye sorduğunda, "Benim devamsızlıklarımı düzenli olarak sildiğin için sana bir tek benim nazımın geçtiğini sanıyorlar!" diye karşılık verdim.
"Artık naza çalışmıyorum... Karşılığında ne vereceksin?" diye sorduğunda, şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım ve "Ne?" diye sordum.
"Artık iki lafınla iş yapmıyorum Fatihciğim. Devamsızlık sildirmek istiyorsan, benim için bir şeyler yapmalısın..." dediğinde, kaşlarım iyice çatılmıştı.
"Ne gibi?" diye sorduğumda, sıranın üstünde duran elini elime uzattı ve işaret parmağını elimin üstüne sürterken, "Aklına ne gibi şeyler geliyor?" diye sordu.
Şaşkınlıkla bir adım gerilediğimde, elimi kendime çekmiş irileşmiş gözlerle Oğuz'a bakıyordum o ise keyifle sırıtıyordu.
"Dalga mı geçiyorsun lan?" diye sorduğumda, sırıtışı kahkahalara dönmüştü.
"Kendime fırsat yaratıyorum Fatih. Beklerken ölmek istemiyorum," diyerek sırasından kalktı ve bilerek, bana sürtünüp geçti.
Şok olmuş bir şekilde onun arkasından bakakaldığımda Paşa yanıma gelerek, "Kabul etti mi?" diye sordu.
"Sen istersen edecekmiş..." diyerek Murat'tan uzaklaştım ve sırama yöneldim. Bu sırada cebimdeki telefonum mesaj bildirimiyle titremişti.
Telefonumu elime alarak gelen mesaja baktım.
Oğuzpu: Bir öpücük, tüm devamsızlıklarını siler. Şu an, bugüne kadar yaptığın tüm devamsızlıkları yeniden yazmakla meşgulüm.
Oğuzpu: Okul bitmeden yanıma gelmek isteyebilirsin çünkü daha şimdiden 9 gün devamsızlığın oldu...
Siktir Oğuz. Siktir.
Tam bir it oğlusun!