Alarmın çalmasıyla uyandım.(En büyük fantazilerimden biri sabahın körüne alarm kurmak.)
Gece hiç uyuyamamıştım. Bir yandan Cem'in beni öpmesindeki o şaşkınlık ve biraz öfke. Diğer bir yandan da Cem'in dün gece yatağımın üzerine bıraktığı o notta yazanlar ve bana geçmişimi hatırlattığı için yaşattığı o büyük mutluluk.
Sonra bir türlü uyuyamadım.
Dün gece Cem'e bağırdığım için kendimi çok kötü hissediyordum. Sanki vicdan azabından ölecekmiş gibiydim.
Yatakta bir sağa bir sola dönüp durdum.En sonunda dayanamadım. Yataktan kalkıp gardolabımın kapağını açtım.
Üstünde şeker desenleri olan mavi bir tişörtle elime ilk geçen pembe pantolonlarımdan birini giyindim.
Saçımı da yalandan topladıktan sonra sessizce odamın kapısını açtım.
Arkamı dönüp odamın kapısını yine sessizce kapattıktan sonra parmak uçlarıma basıp merdivenlerden aşağıya indim. Son basamağa geldiğimde hafif bir sıçramayla basamaktan atladım. Sonra birkaç adım atıp dış kapıya ulaştım. Kapıyı sessizce açıp evden çıktım
🍭🍭🍭
Sabah saatleri olduğu için hava biraz soğuktu. Vücudumun her yeri donuyordu. Her bir hücrem ayrı donuyordu. Bir tek göğüsümün sol tarafı... Orası alev almış yanıyordu. Hafif bir rüzgar esti ve etraftaki çöpler uçuşmaya başladı. Sonunda Cem'in kaldığı depoya varmıştım. Kapıyı yavaşça itip içeriye girdim. Etrafa bakındım ama yoktu. Arka taraflara artık neresi varsa her yere baktım. Ama yoktu. Hiç bir yerde yoktu işte. Dayanamadım... ve ağlamaya başladım. İçimden 'Keşke ona bu kadar bağırmasaydım Çok gururuna gitmiştir kesin....' Ben ağlayarak içimden bunları geçirirken arkamdan ayak sesleri duymaya başladım. Sesler yavaş yavaş yaklaşıyordu. Tık...tık... Sonra ensemde bir nefes hissettim. Ve bir el yavaşça omzuma dokundu. Korkuyordum, kim olabilirdi ki? Ve sonra saçlarımla oynamaya başladı. Yüzümü hafifçe yana çevirdiğimde "Jale," dedi. Bu çocuk bana tanıdık gelmişti. Bir an anımsayamadım ama sonra hatırladım. Turgut... Evet evet Turgut'tu bu. Eren'den nefret ediyordu. Hakkında bildiğim tek şey buydu. Ben de "Turgut," dedim. "Burada ne arıyorsun?" Hüzünlü bir şekilde gülümseyerek "Cem'i arıyorsun değil mi?" Tam konuşacakken işaret parmağını dudaklarımın üzerine bastırıp "Dün gece polislere yakalandı." dedi.
"Ne?(!)"🍬🍬🍬
Dün Gece Cem'in yakalanması.
Polisler Cem'e kelepçe takıyorlardı. Tam o sırada Turgut geçiyordu ve gördü. 'Kahretsin... Yakalanmış. Hepsi o alçak Eren'in yüzünden. Oğlum Eren... Ahhh seni bir ele geçirebilsem varya... Neyse' Polisler Cem'i arabaya bindiriyorlardı. Turgut 'Cem.. Seni kurtaracağim be kardeşim. O alçak Eren'in yaptığı yanına kalmayacak.' diye yemin etti. Polis arabası da oradan uzaklaştı.🍭🍭🍭
Turgut derin bir nefes alıp "İşte böyle" dedi.
Turgut'un anlattıktan sonra kendimi daha kötü hissettim. Yere çöküp "Offfff ya offff. Eğer Cem benden özür dilemek için gelmeseydi polislere yakalanmazdı. Hepsi benim yüzümden yaaa" diye ağlamaya başladım.
Turgut kollarımdan tutup beni çöktüğüm yerden kaldırıp beni sarstı.
"Jale, kendine gel. Güçlü olmalısın."
Turgut bir an nefes nefese kalıp "Cem için... Cem için güçlü olmalısın Jale."
Ama ben bir türlü sakinleşemiyordum. Turgut bu sefer bana sarılıp "lütfen." dedi.
Başka da hiçbir şey demedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşte Benim Geleceğim
Teen FictionHayallerinin peşinden gitmeye çalışırken elleri, kalbi ve ruhu kanlar içinde kalan Jale ve sahte sevgilerin peşinden koşup sonunda ihanete uğrayan Eren... Biri çok aşık çok seviyor diğeriyse tamamen nefret dolu. Bu şekilde aralarındaki dengeyi kurmu...