Birinci Bölüm

1.3K 210 1.2K
                                    

Yazın en sevdiğim şeylerden biri sabahın köründe kalkıp değişik programlar izlemek.

Bu sabah televizyonda yine değişik programlarımdan birini izlerken sıkıldım ve klasik herkesin izlediği bir program açtım. Reklamlar vardı. Sonra bir buzdolabı reklamı görünce buzdolabındaki karamelli dondurma aklıma geldi. Mutfağa gittim ve buz dolabındaki karamelli dondurmayı ve çekmeceden bir tatlı kaşığı aldım ve televizyonun karşısına geri döndüm.

Ben öküz gibi dondurmayı mideme tıkarken reklamlar bitmişti ve bir yetenek yarışması fragmanı vardı. Fragmanda "Geleceğin ünlü oyuncuları aranıyor. Burada yarışmacılar gelecek yaz çekilecek dizilerde rol almak için mücadele edecekler. Başvuru ve detaylar için www. xxxx.com a girin..."

Kulaklarıma inanamadım. Çünkü normalde televizyonda bilgi yarışmaları, çeyiz ve evlilikle ilgili yarışmalar ve bu yarışmalarda kadınların birbirlerine girmesi, bazen kadınların "Senin gelinlikte tasaruf olsun diye perdelerden yapılmış sanki"gibi laflar edildiğinde kadınların zırlamaya başlaması ve sonra kendi maddiyatlarıyla övünmesi gibi olaylara tanık oluyoruz , yemek ve survivor gibi yarışmalar olurdu. Bu yüzden şaşırmam normaldi.
Bir an durdum sonra... 'Neden bu yarışmaya katılmayayım?' diye geçirdim içimden. Evet!!! Katılmalıydım. Küçüklüğümden beri en büyük hayalim oyuncu olmaktı. Bu büyük bir şanstı. Neden katılmamak gibi bir aptallık yapayım ki?

🍭🍭🍭

Öğleden sonra Cem'i aradım. Bu sabah gördüğüm yarışmayı anlattım. Ve gülerek sonunda işe yarar bir yarışma programı yaptıkları için sevindiğimi söyledim.

"Bence katılmalısın çünkü sen bu konuda çok iyisin."

"Teşekkürler de birde bu konuyu anneme anlat. Offf asla izin vermez."

"Jale neden böyle düşünüyorsun ki? Belki izin verirler."

"Onlar yüzünden. Biliyor musun sırf bir gösteriye katılacağım diye onlar bir dönem boyu zırlayıp duruyorlar. Bir de bunu söylersem döverler herhalde"

"Sen mutlaka bir şey bulursun bence."

Telefonun diğer ucundan kıkırdayarak "Buldum bile." dedim. Cem heyecanlı bir sesle " Ne buldun? İkna etmeyi mi?" diye sordu. Sinsice gülerek "Hayır" dedim. "O zaman ne buldun lan. Çatlama da söyle."

" Onları nasıl kandıracağımı buldum."

" Kız sen yine ne çeviriyorsun. Hadi anlat."

Ben de bunun üzerine "Şimdiii bu yarışma İstanbul'da olacak. Ve annem bu yaz bir kuzeninin düğünü için İstanbul'a gidecek." diye büyük tesadüfü anlaması için işaret verdim.

"Eee...Bir dakika anladım şimdi sen İstanbul'a gittiğinizde adam öldüreceksin. Sonra annen ve baban seni istemeyecekler. Sen de "Bari beni şu yarışmaya gönderin de benden kurtulun" diyeceksin."

" Hayır geri zekalı!!!!"

" Peki ne yapacan o zaman." Bunu sanki dediği şey çok mantıklıymış gibi ve bu dediğinin dışında başka bir yöntem işe yaramaz gibi söyledi. Hayal gücü Cem'in fazlasıyla zengin.

"Gizlice başvuru yapacağım."

Bu sefer Cem adam öldürmekten de ileri gitti. " Gizli bir örgüte üyelik için başvuru yapacaksın ve bütün servetinizi oraya mı yatıracaksın"

"Hayır laaaan!!! Şimdi ben başvuruyu burada yapacağım. Sonra İstanbul'a gitmek için bir bahanem var zaten. Böylelikle yarışmaya katılacağım."

" Çok zekisin Jale bravo!Lan geri zekalı Jale,iyi hoş güzel bir plan ama fragman ne olacak?"

Bu sefer ben salağa vurup " Aaaa yoksa televizyonda Erkenci Kuş'un fragmanını mı gördün?"

"Jale kes saçmalamayı,hayır! Annenle baban seni televizyonda görürlerse?"

"Bunu hiç düşünememiştim. Offfff!"

"Jale ama sen yine de bu planı uygula."

"Neden?"

"Çünkü böylelikle istediğini kanıtlamış olursun. Sonuçta bir gün öğrenecekler zaten."

Umutsuz bir şekilde "haklısın" demekle yetindim.

" Offff yine Yıldız arıyor kapatmalıyım byyy." deyip telefonu kapattı Cem. Oda birden sessizleşti. Camımın önündeki koltuğa oturup öylece dışarıyı izledim.

🍭🍭🍭

Odamda oturmuş YayYay'a yeni numaralar öğretirken (YayYay benim köpeğim.Ve tabi ki de dünyadaki en tatlı tüylü dost.) mutfaktan annem seslendi. "Jaleee! Sen ve tüylü canavarın YayYay ile bakkala gidip ekmek alır mısınız lütfen?(!)" YayYay'ı kucağıma alıp "YayYay bir canavar değil anne! O çooook tatlı bir tüylü dost bi' kere." diye odamdan mutfağa anneme seslendim.

"Sen bir de bana sor Jaleciğim. Geçe gün misafirlerim için yaptığım poğaçaları yedi. Susamını bile bırakmamış haylaz. Taa pastaneye gidip hazır poğaça almak zorunda kaldım."

Gülerek "Evet anne arka sokağa gitmek senin için gerçekten de çok zor olmuştur. Çünkü pastane arka sokakta ." Annem bana kızmış olacak ki "Jaleee sen daha çıkmadı mı! Terlik kafana geliyor haaa!" diye bağırdı. YayYay'ı kucağıma alıp "Gittim bile!" diye bağırdım. Merdivenlerden son sürat aşağıya doğru koşup dış kapıyı açıp evden çıktım.

🍭🍭🍭
Bana mı öyle geliyordu bilmiyorum ama sokak çok sessizdi. Hem de fazlasıyla. Yürümek her zaman bana huzur vermiştir. Koşmak da aynı şekilde. Çünkü yürürken ya da koşarken hep hayal ederim. Geleceğimi mesela. Oyuncu olduğum zaman nasıl dizilerde veya filmlerde oynadığımı hayal etmek çok eğlenceli. Ama bu sefer bunu hayal etmedim. Onun yerine deliler gibi aşık olduğum Eren'i hayal ettim. Dört yıldır aşıktım ona. Koskoca dört yıl. Bazen bana bu süre uzun gelir. Bazen de çok kısa geliyor. Ama şunu da kesin bir şekilde biliyorum ki ben onu hayatımın sonuna kadar seveceğim. O benim için pahabiçilemez bir insan.

🌈🌈🌈

Eren evinin yakınındaki parkta altıncı sigarasını içerken bir yandan da dönem sonunda Jale'nin okul dolabına bıraktığı notu okuyordu. Sigarasını ayağıyla söndürüp " Başka okulda sevecek adam mı bulamadı bu kız. Bir de dolabına not bırakmış" diye söylendi. Sonra notu yan çevirip tam ortasından yırtacakken arkasından " Lan senin hiç mi vicdanın yok yavşak. O kızın seni ne kadar sevdiğinden haberin var mı adi herif "
Eren arkasını döndüğünde arkasındaki Cem'le burun buruna gelmesi bir oldu. Cem, Eren'in yakasını tutup kendine çekip çenesine bir yumruk attı. "Hele bir daha o kızın arkasından öyle şeyler de seni doğduğun güne pişman ederim. Duydun mu lan" Eren sinirle yerden kalktı ve Cem'in yüzüne bir yumruk geçirip " O da o zaman başkasına aşık olsun lan. Bi' gün elimden bi' kaza çıkacak ona göre." dedi ve yerden kalkmış olan Cem'e bir yumruk daha geçirdi. Cem bu sefer öfkesinden deliye döndü ve Eren'e bir tokat yedirip " Onun arkasından sövmeyeceksin, laf etmeyecek ve onu aşağılamayacaksın. Anladın mı piç herif!!!" deyip Eren'in gözünün tam ortasına Bir yumruk geçirdi. Eren'in gözüne yumruk yemesiyle kafasını ağaca çarpıp yere düşüp bayılması bir oldu. Cem buna hiç aldırmadan oradan uzaklaşıp gitti.

İşte Benim GeleceğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin