küçük dünya

1K 150 66
                                    

Taehyung Stalk🌟
Grup bilgilerini görmek için dokunun

Spideyboy: Yemin ederim
Daha iyi hissedince geri döneceğim
Şimdilik
Biraz dinlenmeye ihtiyacım var
Sadece kafamı dağıtacağım ve
Herkese gösterdiğim kadar
Özgür olup
Olmadığımı anlayınca
Ya da
Kendimi herkese gösterdiğim kadar
Sevip sevmediğimi fark edince
Geri geleceğim ve
Her şeyi size anlatacağım
Bugün sadece
Lütfen
Beni aramayın
Ya da mesaj atmayın
Kendime bir şey yapmayacağım
Çatallardan ve bıçaklardan
Uzak duracağım
Merak etmeyin
Sadece birkaç gün dinlenmeme
İzin verin
Sizi seviyorum
Hiç hissettiremesem de
En zor anlarımda
Yanımda siz vardınız
Ama artık kendi başımın çaresine
Bakmalıyım
Benden başka kimse bendeki problemi çözemez
End Game ben gelene kadar çıkarsa
Bensiz gidin
Neyse ne
Dediğim gibi
Sizi seviyorum

(İletildi 03.39)

Tony Babişkom ❤ kişisini çıkardınız

Steve Babişkom ❤ kişisini çıkardınız

Seokjin yurdun terasında, kimseciklerin olmadığı, sadece dışarıdan gelen birkaç köpek sesiyle dolu olan semtin yumuşak esen rüzgarı eşliğinde attığı mesajlardan sonra derin bir nefes alarak telefonu kapatmış ve yanına koymuştu.

Başını yukarı kaldırıp gökyüzüne baktığında yıldızların parıl parıl parladığını falan görmedi. Sadece birkaç uydunun ışıltısı vardı.

Güldü kendine. Bu koskoca şehirde, ışıklarla dolu olmayan bir karış yer bile yokken yıldızları görmeyi umması saçmaydı. Bu Dünya gerçekten berbattı.

Halbuki okuduğu bir kitapta ne güzel anlatmıştı yazar yıldızları. Bir kadının boynunda inci, bir erkeğin gözlerinde parıltı, bir çocuğun heyecanı ve bir sürü insanın içinde, fark etmeden de olsa taşıdığı umutlardı yıldızlar. Öyle güzellerdi ki Seokjin o tasvirleri yaklaşık yirmi kere okumuş her seferinde gece yatmadan önce tavanında o yıldızları hayal etmişti.

Gerçek dünya ile hayal dünyası arasındaki fark buydu. Hayal etmek güzeldi ama gerçekliğe döndüğünde kendini bomboş bir hayatın içinde buluyordun. Güzellikler sadece hayalindeydi. Tıpkı burnundan öpmek istediği çocuk gibi.

Hayallerinde onu hep kendine yakın görmüş, dilediğini yaşamıştı onunla. Piknikler yapmışlar, öpüşmüşler, kalplerini birbirlerine açıp güzel sözler söylemişlerdi yüzlerinin her bir noktasına. Kollarındaki benlerden öpüp kokularını içlerine çekmişler, kitaptaki tasvirleri bile sönük bırakacak şekilde birbirlerinin gözlerine bakmışlardı.

Gerçek dünyada ise, az önce her bir kelimesiyle kalbini ezmiş, gerçekleri söylemiş ve her şeyi fark etmesini sağlamıştı sevdiği çocuk.

Gerçekler acıtır sözü tam bu durum için geçerliydi.

Yanaklarından yavaşça süzülen yaşlar onu huylandırıyordu. Çabucak sildi onları.

Ayağındaki terliği çıkartıp üstündeki Örümcek Adam figürüne baktı.

Sırf şu karaktere, insanlardan daha çok önemseyip değer verdiği için hangi lakap takılmamıştı ki ona? Sırf hem cinsini sevdiği için kaç türlü sözlü sözsüz tacize mağruz kalmamıştı ki? İnek demişlerdi, tuhaf demişlerdi, eklembacak ve daha nicesini demişlerdi. Sırf kendini sevdiği için.

Peki gerçekten kendini seviyor muydu? İnsanların dediklerini ve yaptıklarını gerçekten umusamıyor muydu? En önemlisi, kim olduğunu biliyor muydu?

Sorular kafasını çorba yaparken sordu terliğin üstündeki figüre.

"Bu kadar boktan bir sistemin içinde, neden sadece beni ve onlara göre iğrençliklerimi görüyorlar?"

Terliği hareket ettirerek figürü konuşuyormuş gibi gösterdi. "Çünkü çok parlaksın."

Güldü Seokjin, "Sadece birkaç saat önce olsa bu dediğine canı gönülden katılırdım. Ama şimdi kendimi o kadar sevdiğimi zannetmiyorum." Gözlerini sildi. "İnsan sevilmeyince nasıl sevildiğini hissetsin ki Spidey? Jimin ve Namjoon ayrı, kardeşten de öteler benim için. Beni sevdiklerini biliyorum, ben de onları seviyorum ama... Bu daha farklı Spidey. Anlatabiliyor muyum? Sanki kendimi gerçekten sevmek için başka bir şeylere de ihtiyacım var gibi. Bu ihtiyacımı okuduğum satırlar ve izlediğim kareler bile yerine getiremiyor. Aşkı kitaplardan ve filmlerden öğrenmiş olabilirim ama bana sanki kendim ayrı olarak bir kitap yazmam ve film çekmem gerekiyormuş gibi geliyor. Kendim hissetmem, yaşamam gerekiyormuş gibi."

Göz yaşları artınca ceketine sildi onları. Bulanık görüyordu hâlâ.

"Benimle hayallerimdekileri gerçekleştirecek birini bulmuştum Spidey. Onu gerçekten çok sevmiştim. İnsanlara bakış açısı ve düşünce tarzı çok hoştu. Oyunlarda küfretmesi ve yazım yanlışları dışında hiçbir bana yakışmayan davranışı yoktu. Gün geçtikçe ona çekiliyordum. Bu şey gibiydi, bilirsin, hep oluyor kitaplarda ya, tehlikeli olan bir şeye hafızanı silsen bile çekilirsin, işte oydu. Tek fark tehlikeli değildi. Yumuş yumuş bir insandı. Ama fark ettim ki Spidey, gerçekten tehlikeli biriydi o. Yani kaç kişi beni birkaç cümlesiyle beni bir terlikle konuşuyor hale getirebilir ki?" Güldü yine, önceden kaç kere yapmış olmasına rağmen. "Biliyor musun hâlâ dediklerinin etkisinden çıkamadım. Çünkü çok doğrulardı. Ona her mesaj attığımda fazla yılışık davranıyordum, sürekli mood'lar atıyordum. Beni ciddiye almaması çok normaldi. Gay olmadığını bile biliyordum. Bazen diyorum ki, keşke mesaj atmasaydım. Sadece Jimin ve Namjoon'a gösterdiğim saçmalıklarımı görmesine ne gerek vardı diye. En fazla birkaç yıl acı çeker daha sonrasında alışırdım." Yaşlar peşi sıra dökülüyordu yanaklarına. Artık silmeye bile yeltenmiyordu. "Ama her saniyemde onu unutamayacağımı bilirdim. Bu benim için bir gurur olurdu. Onun gibi birini sevmek kendimi yüce hissettirirdi. Fakat o başka birini seviyor. Onunla hayallerimi yaşıyor. Öpüşüyorlar derse girmeden önce. Onu sınıfına bırakıyor, gözlerine gülümsüyor. Acaba o kız da yüce hissediyor mudur? Ona gerçekten layık mı? Tabii, bunlara ben karışamam ama sadece onun iyiliğini istiyorum. Yarın gidip sevdiğimden özür dileyeceğim, teşekkür edeceğim ve belki de bir daha hiç mesaj atmayacağım. Veda gibi olacak. Kendimi yakın zamanda bulamazsam End Game'e bile gitmeyeceğim. Umarım Namjoon bana çok kızmaz ve Jimin de her yerimi cimdiklemez. Eh, neyse ne, ne çok konuştuk seninle Spidey? Yarın yine aynı saatte aynı yerde. Kendimi bulmaya çalışırız, olur mu?"

Terliği hareket ettirdi.

"Hah, tabii ki de olur, ben nereye sen oraya. Unuttun mu?" Kendi yaptığı espriye eskiden saatlerce bile gülebilirdi ama şimdi sadece kırık bir kahkha çıktı dudaklarından. "Hadi gidelim bakalım, yarın sınavım var."

Terliği ayağına geçirip oturduğu yerden kalktı. Pantolonuna vurup silkeledi tozları. Ayrıca, havaların ılımasına rağmen poposu buz tutmuştu. Annesi olsa kesinlikle ileride çocuğu olmayacağı hakkında konuşurdu. Yani eğer işten vakit ayırabilseydi.

Terliklerini sürüye sürüye kapıyı açıp ılık yurt koridoruna girdi ve odasına doğru yürüdü. Kendi kendine fısıldadı odasına geldiğinde. "Benim bu küçük dünyamda ona yer yok sanırım Spidey. Kendi hayallerinde mutludur bence."

Ee bu ne saçma bölüm oldu ya
Valla saçma ama ben yazarken ağlamıştım
Neden bilmiyorum
Sanırım Seokjin'e çok üzüldüm
Mal gibi yazdığım yerler varsa kebe
Amaaaaa merak etmeyin güzel günler gelecek
Aklımda çok güzel şeyler var ;))
Bu arada
Kurguyu desteklediğiniz için sizi ısırasım var
💖💖💖💖

The Amazing Eklembacak | taejin textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin