Günümüz
Konsantre olmalıyım, geçmiş geçmişte kaldı! Barlock'a gitmek zorundayım, Ema'nın hayatı tehlikede, o adi herif onu çoktan öldürmüş olabilir...
Kendimi silkeleyip karda yürümeye devam ettim. Yürürken etrafımı incelemeye koyuldum: Çok güzel bembeyaz bir orman, her yanım ağaçlarla kaplı bir yandan da düşünüyorum bu cehennem olayı gerçekleştiği için memnunum. İnsanlar elini dünyadan çekince dünya tekrar güçlendi, doğa tekrar egemen oldu. Ama bunun böyle olmasını istemezdim her insanın tek tek katledilmesi ve sadece saklananların hayatta kaldığı bir dünya. Zamanında kocam bana hep '' Aptallık ve cesaret arasında ipince bir çizgi vardır. Ya aptal ol ya da cesur ol ama asla o çizginin üstünde dengede durabileceğini düşünme. Asıl aptallık bu olur. '' derdi. Şimdi ne demek istediğini daha iyi anlar gibiyim...
Düşüncelere dalmışken kilometrelerce yürüdüğümü fark etmemişim. Kaderimi düşünmeye başladım. Barlock hakkında pek bir şey duymadım ama onun çok güçlü birisi olduğunu duydum. Benim savaşırken ölümle burun buruna geldiğim yaratıkların onun korkudan gözüne bakamadığını duymuştum. Belki bunlar abartıdır, umarım bunlar abartıdır. Çünkü bana bilgi vermezse kılıç çekmekten başka çarem yok ve şansım olduğunu düşünmüyorum...
Güneş yerini dolunaya bıraktı. Dolunayın buz gibi beyaz tenimde parlaması, bu görüntüyü çok seviyorum. O da ne? Bir ateş mi o? Kamp? İnsanlar olabilir mi? Yaratıklarsa savaşmam gerekir ve insanlarsa yarı ihtimalle savaşmam gerekir, öte yandan insanlarsa Eois Dağı hakkında bilgi alabilirim çünkü favori mekanlarımdan birisi değil ve yolu pek iyi bildiğim söylenemez...
Dizlerimi kırıp sessiz ve yavaşça yaklaştım. Görüşüm çalılardan dolayı çok net değildi o yüzden dinlemeye koyuldum. Bunlar insan! 2 kadın bir şey hakkında konuşuyorlar:
-Dışarıda ne arıyoruz?
-Sana söylemem gereken bir şey var.
-Bunu içeride yapamaz mıyız?
-Hayır. Beni dinlemelisin.
Onları göremiyordum ve konuştukları pek umurumda değildi, direk lafa girdim:
-Hey!
İkisi de silahlarını üzerime doğrulttular. Sarışın uzun boylu olan kızda tabanca varken, siyah saçlı esmer kısa boylu kızda pompalı vardı.
-Bizden bir şey çalamayacaksın!
Dedi esmer olan. Sarışın olan pek konuşkan değildi Esmer'in arkasında durup susuyordu.
-Sizden bir şey çalmak istemiyorum. Sadece bilgi almam gerek.
-Sana pahalıya patlar.
-Yemeğim var. Size verebilirim.
-Güzel! Ne istiyorsun söyle bakalım.
-Eois Dağının zirvesine nasıl gidebilirim?
-Yemeğin sende kalsın. Hayatını seviyorsan evine dön.
-Bu bilgiye ihtiyacım var.
-Yoksa?!
Elimi kılıcıma götürdüm ve kılıcımın kabzasını sıkı sıkı tuttum.
-Bu bilgiye gerçekten ihtiyacım var.
-Sen daha o kılıcı çekmeden delik deşik ederim seni!
-Sanmam!
Sarışın olan:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Ruh
FantasyEskiden yeşil gözlerim vardı, yeşil gözlerim esmer tenimde öne çıkardı ama bir şeyler değişti, aslında her şey değişti ve şimdilerde '' Ateşin Efendisi '' , '' Kızıl Ölüm'' , '' Ölüm Tanrıçası '' gibi isimlerle anılıyorum. Dünya.. Artık eskisi gibi...