❄ 4.bölüm "Davetsiz Misafir"❄

405 44 11
                                    

Beklettiysem üzgünüm. Medyada bölümde geçen sahil sahnesinin benzeri var. Multimedia da bölümde geçen şarkı var.Keyifli okumalar ^.^

***********

Gecenin güzelliği göz kamaştırıyordu. Gece her ne kadar güzel olsa da, her gecenin bir sabahı vardır. Her günün bir akşamı olduğu gibi. Gece - gündüz döngüsü insan hayatına benzer. Kişinin hayatı ne kadar karanlık olsa da, bir gün zifiri karanlık hayatına güneş doğar. Her zaman bir umut vardır ve ne kadar acı yaşarsak yaşayalım hayatımız devam eder.

***********

Sabah bana sımsıkı sarılan kollar yoktu. Yada yüzüme öpücükler bırakarak uyandıran biri. Kollarımda son bir senedir alışkanlık haline getirdiğim, benim için değeri büyük olan yumuşak yastığım vardı. Ama Onun yerini tutamıyordu işte. Tutamazdı da zaten. Her sabah katlığımda bunun bir kabus olmasını diliyordum. Ama içimdeki acı "Yaşadıklarının hepsi gerçek. O burada yok" diyordu. Sanki hatırlatmaya ihtiyacım varmış gibi.

Gözlerim ağlamanın ve uykusuzluğun etkisiyle sızlarken, bedenim kasılmıştı. Birkaç dakika yatakta öylece yatıp bedenimin biraz da olsa rahatlamasını bekledim. Yavaşça gözlerimi araladığım da odamın özel tasarım tavanıyla karşılaştım. Odamın tavanı simsiyahtı ve bütün tavan özel bir malzemeyle yapılmış yıldızlarla kaplıydı. Bir de yatağımın tam üstünde ay vardı. Aslında tavanın tamamen cam olmasını istemiştim ama üstte bir kat ve teras vardı.

Amaçsızca tavana bakmayı sürdürürken birden tavanda ela gözler görmeye başladım. Onun o güzel yüzü yavaşça netleşti. Güzel gülümsemesiyle bana bakmaya başladı. Deliriyor muydum? Nasıl her baktığım yerde Onu görüyordum? Görüntüsü içimdeki yaraya tuz basmıştı. Hızla gözlerimi sımsıkı kapattım ve birkaç dakika sonra gözlerimi yavaş yavaş açtığımda karşımda sadece yıldızlarla bezeli tavanım duruyordu. Bir yanım oluşan hayal kırıklığıyla üzülürken, gerçekçi yanım sadece hayal gördüğümü biliyordu. Kendime teselli vermeye başladım "Ben Onun hayalini değil canlı ve gerçek olanını görmek istiyorum. Bu yüzden üzülmemeliyim." Bir kendi kendime konuşmadığım kalmıştı zaten.

Daha fazla yatakta duramayacağımı anladım. Banyoya elimi yüzümü yıkamaya gittiğimde aynada alışkın olduğum bir görüntü vardı. Gözlerim uykusuzluktan şişmişti ve tüm gece boyunca ağladım için içleri kan çanağına dönmüştü. Bu yeşil gözlerimi daha da belirginleştiriyordu. Yüzüm bitkin bir haldeyken saçlarım dağılmıştı. Bunları umursamadan banyoda ki işlerimi halledip mutfağa gittim. Hiç iştahım yoktu. Bu yüzden her zamanki gibi kendime bir kahve yapıp salona geçtim. Kahve içmeden güne başlayamazdım. Hem uyanmamı sağlıyordu hem de enerji veriyordu. Televizyonu açtığımda sabah programları vardı. Saniyede 3 kanalı zap yaparken müzik kanallarına denk geldim. Olly Murs - Troublemaker şarkısı çalıyordu. Aslında bu şarkıyı çok severdim. Melodisi insana neşe veriyordu. Normalde bu şarkıyı her duyduğumda yerimde duramazdım ve dans etmeye başlardım. Ama şimdi öylece klibini izliyordum. Bunun nedeni uykusuz oluşum ve hiç keyfimin olmayışıydı. Ne kadar süre o koltukta öylece oturdum bilmiyorum ama biraz hareket etsem iyi olacaktı. Sonuçta dansçıysanız vücudunuzun her daim egzersize ihtiyacı vardı.

Şort-tişört-sweatten oluşan spor kıyafetlerimi giyinip saçlarımı dağınık bir şekilde topuz yaptım. Kulaklıklarımı ve suyumu da yanıma aldığımda tamamen hazırdım. Sahil yolunda tempolu bir koşu tutturdum. Yorulduğumu hissettiğimde bu aralar uğrak mekanım haline gelen kayalıklara oturdum ve ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı suya soktum. Deniz suyunun soğukluğu bana iyi gelmişti. Dalgın dalgın denizi izlerken ilerideki bir çift dikkatimi çekti. Çift tişörtleriyle çok tatlı oldukları belli olan bir çiftti. Çok yakışıyorlardı. Kız oğlana su atıyordu, oğlanda halinden memnun bir şekilde kahkaha atıyordu. Sonra birden kızı kucakladığı gibi denize koştu. Bu sahnenin benzerliğiyle zihnimdeki anı kutusu açıldı ve Onunla olan bir anıyı gözlerimin önüne getirdi.

SİYAH KARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin