❄ 8.bölüm "Geçmişe Yolculuk" ❄

296 39 8
                                    

Ben geldiiiim :D Bu bölüm biraz geçmişe döndük ve hikayenin temel taşlarından birini öğreneceksiniz. Medya da güzel kızımız Elisa ve bu bölümde giydiği elbise var . Birde benim için önemli bir figür olan, bu bölümde kullandığım sevimli hitap sözcüğünün temsili var. ^.^ Multideki şarkı da en sevdiğim, bu bölümü yazarken dinlediğim çok sevimli bir dizi ostu var :D Keyifli dinlemeler ve okumalar :DD

♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚

Zamanın üç temel taşı vardır: Geçmiş, bugün, gelecek. Aslında hepsi geçmişin bir parçasıdır. Bugün, daha başladığı andan itibaren geçmişe karışır. Gelecek ise geçmişteki olaylardan esinlenilen, daha yaşayamadığımız ama umut dolu aynı zamanda ucunda ışık olmayan bir yoldur. Geçmiş .. Ne kadarda büyülü, özlem kokan bir zaman dilimi. Belki de insanların geçmişi bu kadar sevmesinin, özlemesinin sebebi bir daha oraya dönemeyecek olmalarıdır. Sonuçta insanoğlu imkansızı daha çok sever, elindekinin değerini bilmez. Oysa yaşadığı anın kıymetini bilse, elindekilerle yetinse daha mutlu olacaktır. Nedendir bilinmez, eski anılar anlatılırken herkesin gözleri buğulanır, özlem dolu bir tebessüm oluşur yüzlerde. Belki gelecekte bir zaman makinesi yapılır ve insanların bu kadar sevdiği, özlem duyduğu geçmişe büyülü bir yolculuk başlar. Bu dünyada her şey olabilir, kim bilir belki bende Ona kavuşurum.

♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚♚

Elimdeki benim için her şeyden değerli olan kağıda öylece bakıyordum. Okuduklarım doğru muydu? Ben yine hayal görmüyordum, değil mi? Hayalse bu kadar gerçekçi olamazdı herhalde. Bay gülüş yazan yere yavaşça dokundum. Gözümden bir damla nazlı nazlı süzülürken diğer gözyaşlarım onun arkasında sıraya dizilmişlerdi. Biliyordum ki kendimi bıraktığım an hepsi hücum edercesine göz pınarlarımdan akacaklardı.

Geri mi dönmüştü yoksa hep burada mıydı? Kafamda milyonlarca düşünce cirit atarken ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Kağıdı yavaşça burnuma yaklaştırdım. Onun kokusu tüm kağıdı esir almıştı. Kokusunu duymamla dizlerimin bağı çözüldü. Yere çökerken gözyaşlarım hızla akıyordu. Ahh Onun o rahatlatıcı, güven veren, baştan çıkaran, kendine has, eşsiz mükemmel kokusu. Bu kokuyu almayalı bir sene olmuştu. Aynı hatırladığım gibiydi. Sert ve erkeksi.

Ayağa yavaşça kalkıp kağıdı sehpanın üzerine bıraktım ve koltukta cenin pozisyonu aldım. Kafamdaki trilyonlarca düşüncenin yüksek sesi beni sağır ederken kokusuyla nefes alamaz hale gelmiştim. Niye ben her şeyi yoluna koyduğum sırada ortaya çıkmıştı? Tam iyileşeceği anda niye yaramı tekrar deşmişti? Artık dayanamıyordum. Hıçkırıklarım bütün salonu inletiyordu. Bu acı o kadar gerçekti ki. Kalbim kırık parçalardan toz haline gelmişti. Buralarda bir yerlerdeydi ve ben Ona ulaşamıyordum. Bu beni kahrediyordu. Belki de bunların hepsini hak etmiştim.

************************************

Ne kadar süre cenin pozisyonunda kalıp ağladım bilmiyorum. Yavaşça ayağa kalkarken hıçkırıklarım azalmış, gözyaşlarım hala akmayı sürdürüyordu. Salondaki saatte baktığımda gün doğumuna çok az vakit kalmıştı. Yedi saat kesintisiz ağladığım halde gözyaşlarım akmaya devam ediyordu. Ne bitmez tükenmez gözyaşıydı bu. Onun gönderdiklerini alıp yukarıya yöneldim. Başım dönüyor, sarsak adımlar atıyordum. En üst kata çıktım. Ne zamandır girmediğim odaya yavaşça yönelirken kendime cesaret vermeye çalışıyordum. Biliyordum ki o odaya girince bütün yaralarım tekrar kanayacak, iyileşme çabalarım boşa çıkacaktı. Ama bunu yapmam gerekiyordu. Onu o kadar çok özlemiştim ki. 'GÜLÜŞÜM' yazan kapının önünde durup derin bir nefes aldım. Yavaşça kapının kulpunu indirdim. Daha kapıyı açtığım an beni karşılayan kağıtlarla karışmış kokusuyla nefes alma yetimi kaybetmiş gibiydim. Tarihlerle düzenlenmiş dolaplara yaklaştım ve her şeyin başladığı 24.09.2012 dolabını açtım.

SİYAH KARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin