~Tanıdık Bir His~

72 5 0
                                    

Kıldığı namazın ardından eşyalarını teslim almak için caminin bahçesine indi. Hoca, az önce Kur'an okuyan genç adamla sohbet ediyordu. Ağır adımlarla yaklaştı onlara. İçeride yaşanan durumdan dolayı utanç hissediyordu. Uzun yıllardır hiçbir namahreme göz ucuyla dahi bakmamıştı. Dedesi Mithat bey bu yaptığını bilse çok üzülürdü. Neden bir anda öyle kilitlenip kaldığını hiç bilmiyordu.
Başı önde yaklaştı ikiliye. Aralarında birkaç adım mesafe kalacak şekilde durdu. Genç kızı ilk fark eden Hoca efendi oldu. Yüzünde hafif bir tebessümle " hanım kızımız öğretmenmiş evlat. Buraya yeni geldi" diyerek yanındaki genç adama kısa bir bilgi verdi. Hayal sessizce dinlediği bu diyalogdan sonra Hoca efendiye hitaben konuştu. " Ben artık eşyalarımı alıp gideyim. Ev işi için dedemin arkadaşını bulmam gerekiyor. Her şey için teşekkür ederim " Bir an önce bu genç adamın büyülü atmosferinden çıkmak istiyordu. Çünkü günahkar gözleri nehir yeşili gözleri tekrar görmek için nefsi ile büyük bir savaş veriyordu.
"Allah'ım sen beni nefsimin ve şeytanın oyunlarından muhafaza eyle " diye küçük bir dua saldı gönül dilinden semaya.
" Hanım kızım, dilersen Doğan evladım seni aradığın kişiye götürsün. O çocukluğundan beri burada yaşıyor. Buralarda tanımadığı insan yoktur. " Bakışlarını kısa bir an hocanın yüzünde gezdirip tekrar ayak ucuna çevirdi. O, bir an önce bu genç adamdan uzaklaşmak isterken Hoca efendinin bu dediği iş miydi şimdi.
" Teşekkür ederim efendim. Ben hiç zahmet vermeyeyim. Sora sora bulurum aradığım adresi " dedi. Dakikalardır sessizliğini koruyan genç adam sonunda söze girdi.
" Benim için sorun olmaz. Vaktim var. Dilerseniz yardımcı olabilirim. Burada yabancısınız, sizi yanlış yönlendirebilirler. Çekinmeyin lütfen, kimi aradığınızı söyleyin yeter "  Hocanın güven veren bakışlarından ve  genç adamın söylediklerinden sonra başını tamam manasında salladı ve "peki" dedi. Doğan ondan önce davranıp valizleri aldı ve hoca ile vedalaştıktan sonra camiden ayrıldılar. Hayal, genç adamın yanında yürüdüğü için biraz gergindi. Daha ilk günden yanında genç bir adamla sokaklarda dolaşması pek hoş olmamıştı. Ama başka çaresi de yoktu. Aradığı adrese güvenli bir şekilde  ulaşmak için bu duruma bir süre katlanması gerekiyordu. Nihayet dedesinin arkadaşı Muzaffer beyin evine vardıklarında, genç kız derin bir nefes almıştı. Yaşlı adam ona uygun kiralık bir evin adresini verdi.  Doğan adresi gördüğünde bahsi geçen yerin kendi oturduğu mahalle olduğunu söyledi. Hayal büyük bir şaşkınlıkla tutulup kaldı. Sanki bir güç onu bu genç adamın etrafında tutmak için debeleniyordu. 

Birlikte, aldıkları adrese geldiklerinde ise bu defa şaşırma sırası her ikisindeydi. Çünkü kiralık daire,  Doğan ve ailesinin  oturduğu evin tam karşısındaydı. Aynı günde bu kadar çok tevafuk  gerçekten de fazlasıyla ilginçti. Mahalleye girdikleri an, genç kızın içinde tuhaf bir his belirdi. Bu sokak, bu evler, bu ağaçlar her şey o kadar tanıdık gelmişti ki,  bir an sanki yıllardır burada yaşıyormuş gibi hissetti. 

Apartmana girip 3. kata çıktılar. Kapıyı defalarca çaldıkları halde açan olmayınca Doğan bir alt kata inip mahallenin meraklı teyzesi Esma hanıma durumu anlattı. Ev sahiplerinin acil bir iş için şehir dışına çıktıklarını ve iki gün içinde döneceklerini öğrenen genç adam, derin bir nefes alarak üst kata çıktı ve durumu genç kıza anlattı. Hayal sıkıntılı bir ifadeyle ne yapacağını düşünürken, genç adamdan onu hayrete düşüren bir teklif geldi.
" İsterseniz ev sahipleri dönene kadar  bizde kalabilirsiniz."
Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Doğan onun yüzündeki ifadeyi görünce durumu toparlamak için hemen atıldı.
" Şey,  yanlış anlamayın. Ben ailemle sizi misafir ederiz demek istedim. Lütfen rahat olun. Ben misafir olduğunuz sürece bir arkadaşımda kalırım"  Genç kız uzunca bir süre düşündü. Yabancısı olduğu bu yerde, hiç tanımadığı insanların evinde nasıl kalırdı. Sonunda başını yerden kaldırdı ve " ilginiz için teşekkür ederim ama ben hiç rahatsızlık vermeyeyim. Siz beni kalabileceğim bir pansiyona falan götürseniz daha iyi olur sanırım" diye karşılık verdi. Duydukları genç adamın pek hoşuna gitmemişti. Genç bir kızı, üstelik buralara yabancı bir genç kızı, nasıl olur da otele götürürdü. Öyle bir şeyi yaptığı taktirde sabaha kadar gözüne uyku girmezdi. Genç kız bir nevi emaneti sayılırdı. Onu öylece bırakamazdı.
" Bakın tedirginliğinizi anlıyorum, ama sizin gibi genç bir hanımın otelde yada pansiyonda kalması pek güvenli olmayabilir. Lütfen çekinmeyin. Emin olun ailem sizi misafir etmekten çok memnun olur "dedi.  Onu ikna etmek için neden bu kadar uğraştığını bilmiyordu. Ama bu genç hanımda ilk gördüğü andan beri onu kendine çeken bir hal vardı. Bu masum kızı kendi elleri ile kurtlar sofrasına bırakamazdı. Hayal, pek istemese de önündeki iki seçenekten en mantıklısının genç adamın teklifi olduğuna kanaat getirdi. İtiraf etmek istemese de hiç bilmediği bu yerde tek başına otelde kalmak düşüncesi içini ürpertmişti. Gerçi bu genç adamı ve ailesini de tanımıyordu ama hoca efendi ona güvendiğine göre iyi bir insan olmalıydı. Zaten garip bir şekilde kendini ona yakın hissediyordu. Üstelik bu mahalle de ilk gördüğü an ona çok tanıdık gelmişti. Tüm bu hislerin ne anlama geldiğini bir türlü anlayamıyordu.

GÖNLÜMÜN KIBLESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin