Veteriner kliniğine giderken yolda Annemi arayıp durumu anlatmıştım ve yanımıza alıp alamayacağımızı sormuştum. Kabul etmişti. Benim peşimden veterinere gelmiş ve geldiğinde hem Lia'yı, hem de yavrusu Siyah'ı sahiplenmiştik. Aşılarını tamamlayıp Siyah benim, Lia Annemin kucağındayken yan yana yürüyorduk.
Lia Annemi şimdiden sevmişti ve kucağında sakince duruyordu. Siyahsa hasta olduğundan olsa gerek minik başını koluma dayamış uyuyordu.
Veterinerden çıktıktan sonra bir mağazaya uğrayıp onlar için yatak ve oyuncaklar satın almıştık. Mutluydum. Artık onların soğukta kalacaklarını düşünüp endişelenmeyecektim.
"Şu yağmurda yürümelerini ne yapacağız oğlum? Burnunu çeke çeke yürüyorsun ve çoktan nefessiz kaldın. Yüzünün rengi de solmuş..." Lia'yı tek eliyle tutup, yanağımdan makas aldı. "...Ama hala çok yakışıklı ve şirin gözüküyorsun."
"Biliyorsun Anne. Yağmurda yürümek benim için bir terapi. Hastalığımı atlatabilirim hem. Ve Annemle Babamın genleri sağolsun, her türlü abimden yakışıklıyım." yan bir şekilde gülüp, omzumla annemin omzuna hafifçe çarptım.
Gülüşerek yürüdüğümüz kısa sayılabilecek yolun sonuna geldiğimizde bizim apartmanın önünde eşya taşımakta kullanılan kamyonlardan vardı ve kamyonun içindeki eşyaları taşıyan adamlara ayak bağı olmamak için olsa gerek merdivenlerin en kenarına oturmuş elinde ki tablet çikolatadan koparıp koparıp yiyen benim yaşlarımda bir çocuk oturuyordu. Üstünde bolca bir kapüşonlu ve altında siyah bir kot vardı fakat bir bacağındaki alçı yüzünden pantolonunun bir tarafı kesikti.
"Ben Lia ile eve gidiyorum. Gidip yeni bir arkadaş edin ve Siyah'a dikkat et." Annemin sözlerine kafamı salayarak onay verdikten sonra merdivenlere yönelip yanına oturdum.
"Merhaba, taşınan kişi sensin değil mi?" ne harika bir başlangıç...
"Evet." deyip gülümsemişti fakat gözü hep kucağımda uyuyan siyaha kayıyordu.
Siyahı kast ederek "Korkuyor musun?" diye sorduğumda şirince kafasını hayır anlamında iki yana salladı.
"Kedilerden korkmuyorum, onları severim ama köpeklerden korkuyorum." bacağını gösterip dalga geçer gibi gülümsedi. "Bir tanesinden kaçarken oldu."
"Geçmiş olsun. Artık burada olduğuna göre seni onlardan korurum." bunu ne için dediğimi bilmemekle birlikte ailem haricinde kimseye göstermediğim şirin tarafım devreye girmiş ve şirince gülümsememi sağlamıştı. Bu... Tuhaftı.