Kendimi daha önce hiç bu kadar öfke dolu hissetmemiştim. Daha önce hiç ağlamak isteyecek, avuçlarımı kanatacak kadar sinirlenmemiştim. Daha önce hiç birinin bana ait olmayacağı fikrine kapılıp herkesi parçalara ayırmak isteyecek kadar kendimi kaybetmemiştim.
Yanından kalkmamın tek sebebiyse, bunları yapmayı isterken ona zarar vermek istemememdi. Yanında kalıp kıza verdiği cevabı duymak isteyen yanım ise çoktan kabul ettiğini düşünüp içten içe kendimi paralamak istememe sebep olmuştu.
Bu duygu, çok... Can yakıcıydı. Tanrı'm ben böyle hissetmek istemiyorum. Boğuluyormuş gibi hissediyordum. Deli gibi ağlamak istiyordum.
Kafamı dizlerime yaslayarak nefesimi tuttum zira kriz geçirmek istemiyordum hele ki okulda.
Dizlerime sıkıca sarılarak iyi şeyler düşünmeye çalıştım, sakin olmaya onun yanına gittiğim vakit normal gözükebilmeye.
Fakat... Ben ona normal gözükmek istemiyordum ki.
Tırnaklarımla kanattığım avuçlarımı cebimden çıkardığım peçeteyle silerken dışarıdan bakan bir insan beni son derece sakin sanırdı fakat kendimi çok kötü hissediyordum. Karşıma çıkan ilk insanı yumruklamak hatta kendimi bile yumruklamak istiyordum.
Kalkmaya çalıştığımda titreyen bedenim buna izin vermedi ve geri yerime düştüm. Yorgun hissediyordum. Hissettiklerim beni yormuştu.
Neden kalbime düşmüştü ki bir anda? Neden ruhum esir düşmüştü ona. Sanki ruhum vücudumdan çekip gitmiş bedenimi öylece bırakmış, onun ruhunun peşine takılmış gibiydi ve ben sadece onun yanında yaşıyormuş gibi hissediyordum. Canım yanıyordu, çok fazla acı vardı ve artık katlanamıyordum.
"Hyunjinie-ah, burada mısın?" sesini duyduğumda avuçlarıma diktiğim bakışlarımı kaldırıp karanlık odaya giren Seungmin'e çevirdim. O... Bu kadar güzel olmak zorunda mıydı?
Karanlık oda da gözlerini gezdirdiyse de beni fark edememişti ve omuzlarını düşürdüğünü fark ettiğimde daha fazla düşünmemeye karar verdim. Ağabeyimin dediği gibi; hayat ihtimallerle doluydu ve ben onu kaybetme ihtimalini bile göze alabilecek bir andaydım.
Ayağa kalktığımda çıkan sesle beni fark etmiş olan Seungmin hızla bana doğru ilerledi. Kapıdan sızan azıcık ışıkla avuçlarıma bakmaya çalıştığında ellerimi geri çekerek onu durdurdum.
"Bakmama izin ver Hyunjin." düşünmemem gerekiyordu zira düşünürsem vazgeçerdim.
"O kıza ne cevap verdin?" beni duymazdan gelerek bana bir adım daha yaklaştı. Duvar ve sırtım arasında çok az bir mesafe kalmıştı ve duvarın soğukluğunu hissedebiliyordum.
"Avuçlarını görmek istiyorum. Bunu neden yaptın?" direttiğinde gözlerimi kapatıp açtım. Zaten halihazırda sinirli bir ruh halinde olduğumdan gözlerimin alev aldığını tahmin edebiliyordum. Düşünmemem gerekiyordu.
Seungmin'i kolundan çekerek duvara yaslandığımda çok sert olmamasını umdum. Korkuyla gözlerimin içine bakıyordu. "Sana o kıza ne cevap verdiğini sordum." son derece sert ve soğuk çıkan sesime ben bile şaşırırken Seungmin'in daha da korkmasını sağlamıştım.
Gözlerini kapatarak, ateş saçan gözlerimden kaçtı.
"Ben, ona... Ba-başka birini sevdiğimi söyledim." gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım, sakin olmalıydım.
"Kim olduğunu sormayacağım." gözlerini açıp biraz sakinleşmiş olan gözlerime baktı. Göğsü hala hızla inip kalkıyordu, korkudan olmalıydı. Benden nefret ederse ona hak verecektim. "Üzgünüm. Ben sadece... Benim sana rahatça söyleyemediklerimi bir çırpıda söyleyebilmelerine sinirlendim. Sana yansıtmamalıydım." gözlerini kırpıştırarak dudaklarını yaladı. Anlık şekilde dudağına kayan gözlerimi çekip kafamı iki yana sallayarak, kendimi ondan uzaklaştırdım fakat daha fazla uzaklaşmama izin vermeden kolumu yakalayarak beni durdurdu.
"Bana neyi söyleyemiyorsun? Lütfen bana dürüst ol Hyunjinie-ah." kafamı yere eğerken yutkundum. Düşünmemeliydim.
"Pekala, dürüst olacağım." kafamı kaldırırken dudaklarımı yaladım. Gözlerini gözlerimden bir saniye olsun ayırmaması kalbime hiç iyi gelmiyordu. "Bu ne zaman ve nasıl oldu bilmiyorum. Biliyorsun yağmuru çok severim, onun efsunlu bir tarafı olduğuna ve beni sakinleştirdiğine inanırım fakat bu, hani yağmur yağdığı bir gece omzuma yaslanmıştın ya işte o gün değişti. O gün yağmurdan daha etkili bir şey olduğunu fark ettim. Daha mutlu ve daha huzurlu hissettim. Yağmur senin burnuma dolan kokunun yanında hiç kaldığını fark ettim. Ve o gün bir şey daha fark ettim, ruhum bedenimden ayrılmış senin ruhunun peşine takılmış. Başucunda olmalı. Ruhuma bunu izinsiz yapamayacağını ilet lütfen ya da ona şey de kalabilirsin yeterince yer var. Seçim senin." Seungmin neden dolduğunu anlamadığım gözleriyle, gülümseyerek iç çekti ve sırtını duvara yasladı.
Sırtını duvara yaslandığı gibi sağ gözünden firar ederek yanağına varan göz yaşıyla ona ulaşıp baş parmağımla onu yakaladım. Tam ağzımı açmış bir şey söyleyecekken bana dönmüş dolu gözlerle tüm kelimeleri geri yutarak ona odaklandım.
"Ben Babam gittiğinden beri aşkın gerçek olduğuna inanmıyordum. Yağmurdan ve diğer bir çok şeyden korkuyordum. Fakat bu o merdiven kenarında yanıma oturduğun ilk gün değişmeye başladı. Yanında güvende olduğumu hissettim, hiçbir şeyin bana zarar veremeyeceğini çünkü etrafımda olduğunu düşündüm. Ben sen yanımdayken, Babamı hissettim. Babamın o hep bahsettiği ruh eşimin, her kötü olaya el ele karşı duracağım kişinin sen olduğunu hissettim. Bu yüzden; yeterince yer var." düşünmemeliydim.
Dediklerine karşın yalnızca gülümseyebilmiştim ve devamını düşünemeden yapmıştım.
Dudaklarına kapandığım da kollarını boynuma dolayarak öpüşüme karşılık verdi. Şu an dünya üzerinde ki en mutlu insan ben olabilirdim. Dudaklarımın üstünde gülümsediğinden gerilen dudaklarını hissetmek içime inanılmaz bir huzurun dolmasını sağlamıştı.
Dudaklarından ayrılarak alınlarımızı birbirine yasladığımda gözleri kapalı gülümseyen huzurlu yüzüyle karşılaştım.
Bu duygu muazzam bir güzelliğe sahipti ve daha dakikalar öncesinde ne kadar yakıcı olduğundan bahsettiğim duygunun böyle bir şeye evrilişi beni kendine bir kez daha inandırmıştı.
Ona aşıktım, tüm kalbimle.
*
Ah, bu hikaye benim kendimi en çok yansıttığım hikaye sanırım... İçinde benden çok fazla şey var ve bu hikaye benim için çok başka... Ayrılasım yok pek fakat daha fazla devam edersem batıracağım. Yazdığım süre boyunca, okuyan herkese teşekkür ederim. Umarım gelecekteki ficlerimde tekrar buluşuruz~! Her neyse daha fazla uzatmayacağım. Sizi seviyorum, kendinize cici bakın~!
-yuu buradaydı. 🐺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ☘ hyunmin
Fanfiction"Yağmur artık benim için ruhumu dinlendiren efsunlu bir iksirdi." © yuu, 2019