Tenime değen soğukluğa daha fazla dayanamadığımdan olsa gerek, zorla daldığım uykumdan sıyrılıp yatağımda doğruldum.
Yatmadan önce yere attığım Hırkamı alıp giyerken yorgandan sıyrılıp ayağa kalktım. Bu soğuğun tek anlamı olabilirdi, yağmur veya kar yağıyordu. Yağmuru daha çok sevsem de, kar tanelerinin süzülerek yere inişlerini izlemek beni mutlu ederdi.
Odamdan çıkmadan önce üstünü yarıya kadar açmış ağabeyimin üstünü iyice örttüm. Odadan çıkıp, Lia ve Siyah'ı kontrol ettikten sonra askıda duran kabanımı ve anahtarımı alarak kapıdan dışarı adımımı attım.
Annem ve Abim benim gece gezmelerime alıştıklarından, geceleri gelen tıkırtılara da alışmışlardı bu yüzden kalkıp uykularını bölmüyorlardı.
Asansöre binip zemin kata vardığımda, uzun montumun önünü kapatarak ellerimi ceplerimin içine koydum. Her ne kadar soğuğu, soğukta dolaşmayı sevsem de, ellerimin çabucak üşümesinden nefret ediyordum.
Yükselmekte olan şirketimize rağmen, bizim gibi olanların kaldığı plazalar veya büyük villalarda kalmak bizim minik ve sımsıcak ailemize göre değildi. Annem, Ağabeyim ve ben birlikte iç içe yaşamayı seviyorduk. Ağabeyim ile aynı odada kalmayı seviyordum. Ağabeyim ile Annemin odasına düzenlediğimiz gece seferlerine de bayılıyordum. Anneme göre; tek odalı minicik bir evimiz olsaydı bile biz birlikteyken herşey hep güzel olacaktı. Bana ve Ağabeyime hatta ismim kadar eminim ki Babama göre de böyleydi.
Ağabeyimde Babama en az benim kadar, hatta benden kat ve kat daha fazla düşkündü. İlk zamanlarda, beni ve Annemin halini gördükçe Babama kızmıştı. Sonraysa ne yaptığını fark edip, evimizin yeni Babası olmuştu. Bizi koruyor ve ilgileniyordu. Ağabeyim 22 yaşında bir genç adam olarak, sabah saat 5'e kadar çalışıyordu bazen. O harika bir adamdı. Ve iyi ki de benim Ağabeyimdi.
Dışarı adımımı atmamla soğuk havanın yüzüme temas etmesi gözümde varlığını sürdüren son uyku tanelerini de savurmuştu.
Kar, büyükçe taneler halinde yer ile buluşurken huzurla gülümsedim. Gökten gelen minik kar taneleri şeklini kaybetmeden montuma konduktan birkaç saniye sonra hemencecik eriyiveriyordu.
Karı izlerken, üstümde bir çift göz hissetmemle etrafıma bakındım. Bir hafta önce tanıştığım, apartmanımıza yeni taşınmış çocuk aynı yerde oturmuş bana bakıyordu.
Bacağında ki alçı artık yoktu. Üstündeki düz siyah pijama ve montuyla da şirin gözüküyordu.
Gülümseyerek yanına ulaşıp, soğuk mermere oturdum.
"İyi geceler."
"İyi geceler, sende mi karın yağışını izlemek için çıktın?" gülümseyerek yüzüne baktım. Soğuktan kızarmış burnu ve hafifçe sulanmış gözleriyle yakışıklı olmaktan uzaklaşıp, gözümde iyice güzelleşiyordu.
"Evet. Yağmur ve Kara bayılırım." gülümseyip kafasını önüne çevirdi. Bende onu taklit ederek önüme döndüm.
"Yağmuru sevmem." diye fısıldadı. Neden fısıldadığını bilmiyordum. Ama sesi çatlamış ve üzgün çıkmıştı.
Bu tür, sesinden anladığım kadarıyla önceden acısı çekilmiş konuları tekrar gündeme getirmenin ne kadar acı dolu olduğunu bildiğimden, evden çıkarken cebime attığım iki gofretten birini ona doğru uzattım.
Sorunu her neyse, şu an ona bunu sorarak ortamı mahvetmeye hiç niyetim yoktu.
*
Sizi seviyorum~! Kendinize cici bakın~!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ☘ hyunmin
Fanfic"Yağmur artık benim için ruhumu dinlendiren efsunlu bir iksirdi." © yuu, 2019