Evin kapısı açıldığında bile oturduğum yerden kalkmam için gerekli dermanı bulamamıştım kendimde.
Kendimi daha fazla tutamayıp ağladıktan sonra Siyah'a sarılıp oturduğum halının üstünde uyuyakalmıştım. Uyandığımdan beriyse inanılmaz bir baş ağrısı çekiyordum.
Ağabeyim içeri girip benim gibi yere oturup sırtını koltuğa yaslayarak oturdu. Gözlerini yüzümde dolaştırıp, hafifçe gülümsedi.
"Gel buraya minik kedi." Ağabeyimin açtığı kollarının arasına girerek kafamı omuzlarına yaslayıp, kollarımı beline doladım.
"Arkadaşın iyi, Jinnie. Kendini üzme, daha da iyi olacak. Döndüğünde yüzünü böyle görmesini istemezsin herhalde değil mi?" abimin saçlarımı okşayan elleriyle başımdaki keskin ağrının hafiflediğini hissediyordum.
"Ne zaman dönecekler?" ağladığımdan boğuk çıkan sesimle sordum ve kafamı omzundan kaldırdım.
"Yarın öğle saatlerinde taburcu edeceklermiş." Ağabeyim tamamiyle ayrılıp kafamı koltuğa yasladım ve Ağabeyimin elini ellerim arasına alıp oynamaya başladım. Yanımda ki kişiyi eğer seviyorsam, duygularımı aktarmak için elleriyle oynardım. Küçücük bir temasla duyguların aktarılabileceğine inanıyordum.
"Neden yaptığını öğrendiniz mi?" Ağabeyim burukça gülümseyip, kafasını onaylarca salladı.
"Kriz geçirmiş, uyandığında yaptıklarını hatırlamıyordu bile. Babasını 3 ay önce kaybetmiş ve o günden beridir yağmur yağdığının ertesi günü kriz geçiriyormuş. Annesi onu engelleyemiyormuş ve psikolojik destek bile işe yaramıyormuş. Annesi son gittikleri psikoloğun bir arkadaşın ona çok yardımcı olacağını söylemiş fakat Seungmin Babası öldüğünden beri kimseyi yanında istemiyormuş. Yani, senin gibi Jinnie. Ona yardım edebilirsin belki?" son cümleyi sorarca söylediğinin bile farkına varamadan dediklerini sindirmeye çalışıyordum. Neden yağmur ertesi? Kendime engel olamadan kafamı sallayarak onay verdim, o an neye onay verdiğimi bile bilmiyordum.
"Neden yağmur ertesi?" Babamı kaybettiğimiz güne geri dönerken gözlerimin dolmasına engel olamadım.
"Babası yağmurlu bir günde ölmüş. Trafik kazası. Başına ilk giden de Seungmin'miş. Yaşadıklarınız birbirine benziyor." kafamı sallayarak ağlamamak için direnmeye çalışıyordum.
Ağabeyim bunu fark ederek elini enseme atarak beni kolları arasına çekti. Kafam omzunda yerini bulur bulmaz ağlamaya başlamam ile Annemde yanımıza gelip kollarını ikimize birden sararak saçlarımı okşamaya başladı.
Seungmin'de benim gibiydi. Ona, benim ki kadar geç kalmadan yağmurun büyüsünü keşfetmesini sağlayacaktım. Çünkü bizim acılarımız benzerdi.
*
Sizi seviyorum~! Kendinize cici bakın~!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ☘ hyunmin
Fanfiction"Yağmur artık benim için ruhumu dinlendiren efsunlu bir iksirdi." © yuu, 2019