Seungmin ile birlikte veterinere gidip Mavinin aşılarını yaptırdıktan sonra minik kedicik için bir şeyler satın alıp eve dönmüştük.
Dışarı da olduğumuz süre boyunca Seungmin'in kucağında olan Mavi, ona şimdiden alışmış gibiydi. Mırıldanıyor, kafasını Seungmin'in koluna sürtüyordu ve bana inanılmaz güzellikte bir manzara sağlıyordu.
Annem ben tam gaz yatağıma giderken Seungmin'in de benim okuluma geleceğini söylemişti. Artık okulda yalnız kalmak zorunda kalmayacaktım.
Sabah daha gün ışımadan uyandığımdan yatakta gözlerim kapalı hareketsizce yatıyordum ve hiçte kalkmak istemiyordum. Neden bu kadar erken saatte olmak zorundaydı ki bu okul?
Kendimi zorlayarak kalkıp işlerimi hallederek üniformalarımla birlikte dağınık yorganımın üstüne uzandım.
Ağabeyim tek gözünü açıp bir kaç saniye boyunca gözlerime baktıktan sonra yeniden yastığına gömülmüştü.
Hafif bir uykudayken odanın kapısının gıcırdama sesi kulağıma geldiğinde Annem olduğunu bildiğimden bozuntuya vermeden yatmaya devam ettim.
Yatağımın kenarı çöküp tanıdık koku burnuma dolduğunda gözlerimi yavaşça aralayıp, yatağımda oturur vaziyete geldim.
"Günaydın, Hyunjinie-ah." gülümseyerek söylediğinde yüzüme uykulu bir gülümseme yayıldı.
"Günaydın, Seungminie-ah."
"Annemler kahvaltıya çağırıyor." kafamı sallayarak onay verdiğimde oturduğu yerden kalkıp adımlarını dışarı yöneltti.
Abimin boğuk kıkırdamasını duyduğumda kapıda olan bakışlarımı ona çevirdim.
"Minik kediciğim aşık mı oluyor yoksa?" gözlerimin büyümesine engel olamadan ayağa kalktım.
"Ne? Hayır, Hyung. O benim arkadaşım!" sesimi kısık ama kesin bir tonda tutarak konuştum. Neden kısık sesle konuştuğumu bilmiyordum.
"Ben anlarım minik kedicik." şaşkınca açılan ağzıma karşılık arkasını dönüp uyumaya devam etti.
Aşk? Ben... ve aşk? Saçmalık.
Ben... Ben ailemden başkasına bağlanmak istemiyordum. Zira kaybetmenin ne kadar acı verdiğini, kalbi ne kadar yaraladığını çok iyi biliyordum.
Sırt çantamı da alıp kahvaltı masasına yürüdüm. Aklıma neden gülüşü ve o kulağıma kusursuz gelen sesi doluyordu.
Bu da neyin nesiydi? Bu hissettiğim şeyler dengemi bozmuştu. Aklım sadece onu düşünmek için varmış gibi hissediyordum.
Onunla fazla ilgilendiğimden ve benzer şeyler yaşamış olduğumuzdan, ona karşı içimde oluşmuş koruma iç güdüsü müydü bu? Ya da sadece Abim haklı mıydı?
*
Sizi çok seviyorum, kendinize cici bakın~!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain ☘ hyunmin
Fanfic"Yağmur artık benim için ruhumu dinlendiren efsunlu bir iksirdi." © yuu, 2019