11.Bölüm" Sarsıntı "

22 3 0
                                    

Multimedia: Mahir 'in jeepi.

" Bir çiçek çöplükte yetişiyorsa, orayı cennete çeviriyordur."

❄ ❄ Sarsıntı ❄ ❄

Mahir'den...

" Mahir böyle yaparak nereye kadar saklanacaksın? Annen ve baban seni bekliyor!" Merve tepemde zırvalarken, televizyondaki polisiye dizisine daldırdırmıştım kendimi. Dizinin En can alıcı sahnesinde hâlâ konuşmaya devam ederken sinirlenip bağırdım.

"Şu siktiğim dünyada  başkasının kafasının etini yemek yerine benimki de kurcalıyorsun. Kes artık," dedim sıkıntıyla.  Dişlerimi sıkıp, televizyona bakarken gözlerimle onun olduğu yöne doğrulttum. Gözlerini açmış aval aval bakıyordu.

" Haa!bu arada sevgili dayına söyle benim için seni zorlamasınlar. Kuzenimsin diye birşey demiyorum, benim canımı sıkma, defol git şimdi,"  dedim, kanepeden kalkıp, kapıya yöneldim.

Evin salonuna giden iki basamaklı merdivenden çıkıp, evin kapısını büyük bir gürültüyle açtım.

" Çık! " dedim sert bir ses tonuyla. Gözlerim onu öldürecek gibi baksada aldırmadan yanıma gelip,burnuma kadar sokuldu.

" Gerçeklerle ne zaman yüzleşeceksin? O öldü. Senin tanıma şansını bile vermediğin üvey kardeşin öldü,şimdi pişmanım tavırları sergileme karşımda." Yüzündeki sırıtış beni daha çok delirtmişti.

" O siktiğim sesini kes, yoksa kötü olur. Çık git evimden Merve!" Öfkem bütün damarlarıma hücum ederken, kudurmuş gibiydim. Yanaklarım kasılmış, çenem tutulmuştu.

" Seni istiyorlar!Ailene geri dön! Sekiz yıl oldu Mahir, sekiz yıl. Babana olan öfkeni anlıyorum ama annen... "

" Üvey." dedim lafını bölerken. Dışarıdan gelen soğuk çıplak olan kollarımı sızlatıyordu. Üzerimde sade vücudumu sarıp sarmalayan kısa kol tişört ve siyah dar jinim vardı.

" Küçüklüğünden beri seni kendi oğlundan ayırmayan bir anne," dedi yanaklarını şişirip mırıldanırken.

Sırıttım. Kahkaha atarak gülmek benim huyumdu ama sadece sırıttım. Ona 'Annem,  o kadın yüzünden intihar etti,' demek isterdim. Bunu henüz ben bile kabul edemezken ona söylemek yanlış olurdu.
Hiçbir şey bildiği yoktu.
Yaşadıklarımı ben birde yaradan biliyordu.
Annemin gözlerime son kez bakıp ruhunu teslim edişi, sekiz yaşındaki bir çocuğun kabusuydu.

"Arsızlığına devem et!" Salondaki askılıktan siyah deri çeketimi alıp üzerime geçirdim.  Siyah asker botlarınıda ayağıma geçirip bağcıklarını bağlamaya başladım.

" Nereye?" diye seslendi Merve ama hiç umursamıyorumdum.

"Çok sevdiğin evimle seni başbaşa bırakıyorum. Birbirinizi yersiniz "  dedim keskin ve alaycı çıkan sesimle.

Evin kapısını çarpıp çıktığımda Merve arkamdan bağırdı. Çok kızgındım ve daha fazla konuşursa kendimi tutamamaktan korkuyordum.

Acılar bir ölümün peşinden gelen kuyruklar gibiydi. Bir acı binbir tane acıyı peşine takıyordu. Annem ölmüştü ve sebep olan insan öz babamdı. Sekiz yaşındaki bir çocuğu annesiz bırakacak kadar acımasız,  annemin sevgisine ihanet edecek kadar da şerefsizdi. O adam hiçbir zaman bana baba olmadı,o kadında anne.  Yirmi dört yaşında dünya kadar yük omuzlarımda ilerliyordum. Babam olacak o adamın İngiltere 'de alışveriş merkezleri vardı ama bunun bana hiçbir etkisi yoktu. O adamın parasına, zenginliğine sırtımı yaslayacak züppelerden değildim. 

İstanbul'a geldiğimde küçük bir sanayide işe başlamıştım. Sağ olsun sahibi çocuğu olmadığı için yanına alıp çalışmama izin vermeden okutup, bu güne kadar getirdi. Onun işini devraldım ve işleri büyük bir hızla büyüttüm.

KALBİN ÇAĞRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin