1.6

1.7K 178 31
                                    

"Tyler ve grubu yetmiyordu, bir de bunlar mı çıktı başımıza?"

Yakın arkadaşım Lily, söylenerek dün çarpıştığım çocuk ve arkadaş grubuna bakıyordu.

"Hadi ama Lily, abartıyorsun." dediğimde tek kaşını kaldırıp bana döndü.

"Abartıyor muyum? Hadi ama... Adı neydi, Brandan mı? Şu gıcık tavırlara baksana. Sanki okulun prensiymiş gibi davranıyor, ne bu asil hareketler?"

İşaret ettiği çocuğa baktım. Cidden öyleydi, dün bana çarptığında da bir prens gibi kibar ve asil davranmıştı.

"Adı Brandan mıymış?"

Bıkkın bir tavırla göz devirdi.

"Evet, okula dün gelmesine rağmen tüm herkesin dikkatini çektiler. En azından Tyler ve grubu gibi sıkıcı, agresif ve yalnız değiller." dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Hadi ama, onlar hakkında yanlış düşünüyorsun."

"Düşüncemden vazgeçmeyeceğim, ah... Geliyorlar zaten."

Geldiklerini söylemese de anlardım, çünkü yemek salonunda bir anda koca bir sessizlik oluşmuştu. Bu sadece onlar girdiğinde olan bir hareket idi.

Annabella önlerinde, onların masası olan duvar kenarına doğru süzülüyordu. Bazen kendi etrafında dönüyor, bazen Benjamin'in elini tutuyordu. İstemsizce aralarında bir şey olup olmadığını merak etmiştim.

Rauf eski zamandan kalmış bir asker gibi, dimdik ve başı havada yürüyordu. İstemsizce, en ufak bir yanlış harekette kılıcını çıkaracakmış gibi hissediyordum ve garip olan bir kılıcının olmamasıydı.

Tyler ise etrafı seyrediyordu. Masalarına geçtiklerinde herkes bir şey yokmuş gibi yemek yemeye devam etti.

Tyler: Bizim masaya gelsene.

Mesajı okumamla yutkundum.

"Lily, Tyler'ın yanına gidip geleceğim."

Bunu dememle arkamdan bir şeyler söylemeye başladı, ama dinlemeden hızla kalkıp oraya doğru yürüdüm.

Nedensizce arkamda bakışlar hissediyordum. Tyler'ın yanına oturmadan önce etrafıma baktım ve baktığım an karşıda beni izleyen Brandan ile göz göze geldim. Bakışları beni ürkütüyordu ve istemsizce bana kızgın olduğunu düşünüyordum. Acaba dün yüzünden mi?

"Selam." deyip gülümsedim. Annabella her zaman ki neşeli tavrı ile bana selam verip yemeği yemeye koyuldu. Yemek yemeyi sevdiğine yemin edebilirdim.

Tyler umursamazca tabağını itti ve bacaklarını kendine çekip bana döndü.

"Şu gruba baktığını gördüm, bir sorun mu var?"

İstemsizce tekrar oraya döndüm. Bu sefer Brandan haricinde, diğer iki erkek ve bir kız bana bakıyordu. Onlar da dört kişi takılıyor olmalıydı.

"Ah... Beni izleyip duruyorlarmış gibi hissediyorum."

Tyler'a döndüğümde her zaman olduğu gibi, yüzünde hiçbir duygu yoktu. En azından sadece bakan bir insan için, ama ben görmeye çalışıyordum ve şuan sinirli olduğundan emindim.

"Sorun değil, onlarla bir sorunun falan mı var?"

Benjamin sessizliği bozdu ve Tyler yerine açıklama yapmayı kabullenircesine çatalını bıraktı.

"Onları sevmiyoruz, bizim için sadece ezik ve aptal köpekler onlar."

Rauf yemeğini yerken konuşmaya dahil oldu.

"Sıradan birine söylesek anlardı belki, ama sen biraz şapşalsın Anista. Bu yüzden özet geçmemiz gerekirse, kurt onlar. Ama senin kitaplarda okuduğun gibi değiller"

Annabella ortamdaki gerilimi hissetmişti. Belki de kendimi çok kasmıştım. Birkaç gün içinde, masallarda geçen varlıkların olduğunu öğrenmiştim.

"Hadi ama çocuklar, Anista'yı bu kadar sıkmayın. Anista, senden tek ricamız... Onlara fazla yaklaşmaman."

Tyler sözünü kesti ve bana bakmadan konuştu;

"En azından onlarla çarpışmaman."

~~~

Pekiiii, vote vermeyi unutmayın yavrularım.

Gelecek bölüm olaylara devam edelim mi yoksa Tyler ve grubu hakkında bilgiler içeren bir bölüm mü yazayım? Araya fotoğraflarını da tıkıştırırım hem.

Ölümsüz (Texting) (tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin