Sizin yorumlarınızı okurken çok eğleniyorum neden yorum yapmıyorsunuz yahu :(
---
"Hey, Anista! Selam."
Bana gülerek yaklaşan ve elimi tutan Tyler'e birkaç saniye baktım ve istemsizce sırıttım.
Bugün nedenini bilmediğim bir şekilde, çok neşeli görünüyordu ve bu beni mutlu etmişti.
"Ne oldu bugün?" dediğimde hafif bir telaş eşliğinde bana baktı. Okul çıkışıydı, ormanlık alandan eve dönüyordum. Evim okuldan biraz uzaktı, ama benim için sorun değildi. Çünkü hep yürümeyi seven bir insan olmuştum.
"Bir şey olmadı, ne için?"
Yanımdaki ağaçta anlam veremediğim bir şekilde elini gezdirdi ve kıkırdayıp zıplayarak önüme geçti.
"Seni ilk defa bu kadar neşeli görüyorum Tyler."
Bana içten bir gülümseme sundu.
"Anista, sen varken hep gülerim!"
Tanrı'm... Eğer bu bir rüya ise uyanmak istemiyorum. Ama çok mu geç dua etmiştim, telefonum cebimde yavaşça titremeye başlamıştı. Tyler'a gülümseyip cebimden telefonu çıkardım ve Benjamin'in attığı mesaja baktım.
Benjamin: Anistaaa, Tyler ile aburcubur aldık şimdi. Bize katılmak ister misin, konum atayım mı?
Benjamin: Umarım sigara içmiyorsundur, çünkü Tyler hepsini bitirdi. Şu surata bak.
Benjamin:
Birkaç saniye telefona ve karşımda, fotoğraftakinin aynısı gibi duran Tyler'a baktım. Neydi bu, kötü bir şaka mıydı?
Tyler bana döndüğünde düşüncelerimi unutmaya çalışmıştım, fakat garip bir şekilde merakla bana bakıp "Ne oldu?" diye sormuştu.
Tyler bunu asla sormazdı...
"Mirenda, yanıltmacalarında baya ilerlemişsin."
Tanıdık bir sesin ağaçların arkasından bize doğru yaklaşması ile yutkundum, bu Rauf idi. İçimdeki korku azalıyordu. Rauf'u hiç bu denli sinirli bakarken görmemiştim, yüzündeki ifadeyi sesine yansıtmadı ve sakince konuşmaya devam etti;
"Ama hâlâ berbat rol yapıyorsun."
Tyler'ın olduğu yere döndüğümde, kısa mavi saçları olan, tahminimce benden küçük olduğunu düşündüğüm bir kız gördüm. Az önce Tyler (sandığım kişinin) kıyafetlerinin içindeydi ve bu bir oyunmuş gibi Rauf'a sırıttı.
"Ah, hemen anladın sende!"
"İllüzyonlarına tahammülüm yok, Anista'yı rahat bırak."
Biraz öteden Brandan denen çocuk çıktığında istemsizce Rauf'un yanına doğru hızla ilerledim, Rauf beni savunmak istercesine kolunu önüme koydu. Şimdi hatırlıyorum, bu kız Brandan ve grubu ile takılan tek kızdı.
"Aman, Rauf! Hâlâ yaşlı ve huysuzsun, ben oyunu kurallarına göre oynuyorum hem." deyip göz kırptı. Brandan ve diğer iki erkek ile beraber yavaşça ortadan kayboldular.
"Sana bir şey yaptı mı Anista?"
"Hayır, ben... Onu Tyler sanmıştım, ne yaptı o?" diye sordum. Aklıma gelen tek şey buydu.
"O, illüzyon gücüne sahip bir kurt. İstediği insana istediği şeyi birkaç dakika gösterebiliyor. Yine de neden seninle uğraştı bilmiyorum."
Yürümeye başladığında arkasından geldim, hızlı yürümüyordu ama adımları çok büyüktü. Bu yüzden koşmak zorunda kalıyordum.
"Onlarla aranızda bir anlaşmazlık var, onlar kurt siz vampir olduğunuz için mi?"
"Ha, ne?" diyip kıkırdadı.
"Hayır, Anista. Kurtlar ve vampirler arasında bir savaş yoktur, sadece bizim aramızda bir anlaşmazlık var."
Ormandan çıkıyorduk, bizi bekleyen Benjamin ve Tyler'ı gördüğümde gülümsedim.
---
Tyler'ın görünüşünü nasıl buldunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz (Texting) (tamamlandı)
Vampire"Benim karanlık dünyamda sana yer yok, Anista."