HERGÜN ÖLMEK

83 19 39
                                    

-Deniz hanımın durumu iyi değil Mehmet bey.Son yaptığımız kan tahlillerine göre kullandığı bu zehir bedeninin tüm hücrelerine,hatta kanına işlemiş.Çok fazla yüksek doz kullanmış.

Mehmet doktorun söylediklerini pür dikkat dinliyor,duyduklarıyla bedeninde buz gibi soğuk kanın dövr ettiğini hiss ediyordu.Doktorun söylediyi olumsuz şeyler gözlerine amansız yaşların dolmasına neden oluyordu.Sesi boğuk ve bi okadarda çaresiz çıkmıştı.Tüm bu olanlara kendisi sebep olduğu için yüreği daha çok yara alıyordu her kalp atışında.

-Kendi canına kast etmiş...

-Evet,tam anlamında öyle...Biz elimizden geleni yapıp tedavi ediyoruz,ama durumu sandığımızdan kötü,yani iyi değil...Son zamanlarda geçirdiyi sinir krizleri de vücudunun maddeye  ihtiyacından oluyor.

Derinden bi iç çekerek odada dört dönmüş,ellerini saçlarından geçirmişti.

-Peki ne yapıcaz şimdi?

-Dediğim gibi biz elimizden geldiğince onu iyileştirmeğe çalışıcaz ama....

Doktorun duraksamasıyla yüzünü ona taraf dönerek kaşlarını çatmıştı.Olumsuz bi olay kaldıracak durumda değildi.

-Ama ne?

-Böğle birşey hasta yakınına nasıl söğlenir bilmiyorum ama...

Doktor sıkıntıyla sözleri söylediğinde Mehmet sinirlenmeye başlamıştı artık.

-Doktor bey...

Doktor pencere karşısına geçip eline tahlil sonuçlarını alarak kesik kesik söğlemişti.

-Olumu bi sonuç alacağımızı sanmıyorum Mehmet bey...

Mehmet ansızın ayağa kalkarak doktorun üstüne giderek sesini yükseltmişti.

-Ne demek şimdi bu?

Doktor derin bi nefes dererek konuşmak istediğinde telefon sesiyle duraksamıştı.

Mehmet ilk önce hiç önem vermesede,kılını bile kıpırdatmasada sonra ekranda gördüğü isimle açmıştı telefonunu.

-Alo...

Sevda Mehmetin sesini duyduğu an nefesi gitmişti adeta.Yıllardır ona destek olan,onun hayatının kabusa çevrilmesinin karşını alıp onun yanında olan en yakın çocukluk arkadaşının yaptığı iyilikleri ömrü boyunca unutamazdı.Gözünün önünde çok eskiden bi anı canlanmıştı.

"-Kızım çıksana ya,iki saattir ağaç oldum burda!

Soğuk,karlı bi kış gününde  güzel bi kafenin karşısında kardeşi gibi sevip,emaneti bildiği en yakın çocukluk arkadaşını beklerken kız bi türlü çıkmak bilmiyordu içerden.Kız çıktığında da söğlenmeye başlamıştıki anındada ağzının payını almıştı.

-Ya,sen beni niye bekliyorsun ki,gitsene evine...

-Bende meraklı değilim seni beklemeye, annen bana emanet etti seni...

Sevda her zamanki gibi adamın koluna girip yürümeğe başlamıştı.Yüzündeki gülücükler Mehmetin gözünden kaçmamıştı.

-Gülüyormusun sen?

Kız cevapsız bi şekilde ağzı kulaklarına kadar gittiğinde Mehmet sahte bi ciddilikle sormuştu.

-Sevda...

-Yaaa...Hani sana bahsettiğim çocuk vardıya...

-Ha o ismi Yunusmuydu neydi?

🍃KAVAK YELLERİ🍃Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin