Eleştiri = Bir Ressamın Günlüğü - Gümüş Yıldız

42 9 4
                                    


İlk önce hikayenin kendinden özgün olması ve çizgi romandan uyarlanması fikrini sevdim. Aslında Bir Ressamın Günlüğü diyerek değişik bir başlık seçmişsin. Çünkü ben olsam bu hikayeye bu ismi vermezdim. 

Naomi, bizim baş karakterimiz bunu anladım. Tanıtım kısmında karakterleri boyuyla tipiyle anlatmanı sevdim. Neleri sevip, neleri de sevmediğimi söylemezsem olmaz.

Bölüm de bir şey anlatırken, zaten ilahi bakış açısıyla yazmana rağmen, sanki sen değil de bir başkasından okuyormuşuz gibi oluşturduğun cümlelerin var. Yani kısaca cümlelerinin sonunda mış miş muş müş kullanma. :)

Heyecanlı bir şekilde,

"..."

Tamam da lütfen şu cümlelerinizin sonunu getirin. Yani televizyona film, dizi senaryosu vermiyoruz. Pek aslında hikayelerde bu tarz cümleler barınmaz. Evatt neden haykırdı? Evatt pis bir adam mı? Madem pis bir adan Naomi nasıl güvendi de her şeyi anlattı? Bir güveniyor bir güvenmiyor, beynimizi allak bullak ediyor. :)

Evatt madem güvenilmez biri, bu kızın hiç mi arkadaşı yok da bununla kalıyor. Bak çelişki de bırakıyorsun insanları.

Bazı hataların diğer bölümlerde neredeyse yok gibi ama çoğu okurunun takılmış olabileceği gibi bende Evatt'a takıldım. Adama şöyle böyle dedin, adamdan para istettin. Naomi neden bir iş bulmadı da güvenmediği bir adamdan neredeyse yüklü bir para istedi?

Evatt, evet, kullanıldı. Naomi bilerek yapmasa da, Evatt'ı o kadar kötüledikten sonra adama bir de kendini kullanılmış hissettirdin. Açıkçası bu durumdan pek memnun olmadım.

Paragrafları çok uzun tutma ve bırak insanlara yorum yapabilecek alanlar kalsın. Duygu alamıyorum hikayenden ama her şey sanki çok çabuk gelişiyor gibi. Herkes neredeyse üstün körü davranış biçimindeler.  

Yoshida da sanki Akira'yı kullanıyor gibi. Bu hikayeye nereden baksam, bir olumsuzluk var. Mesela sen bu hikayeyi içine sinerek mi yazdın? Çizgi romanı sinerek mi derledin? Çünkü senin hikayende benim içime sinmeyen çok şey var. Zaman geçiyor ama yaralar çoğalıyor. Bodoslama giden bir hayat, aşkına karşılık bulamayan alay konusu olan genç bir kız. Bu tarz hikayeleri sevmeyiz bizim gibi tayfalar...

Akira bu cinayeti neden işledi? Niye başını bu kadar büyük bir belaya soktu? Değer miydi? Zaten başı beladaydı. Akira'yı aklamaya mı çalışıyorsun yoksa tamam, adam kötü ama sevelim mi diyorsun? Birinci finale kadar okudum ama bu hikaye olmamış.

Adam bir sürü şey yapıyor ve paraları evde unuttuğu için ağlamaya başlıyor sinirinden. Yapma. Erkekler için çığlık atma tabiri zaten başlıca yanlış. Hikaye kısa bir hikaye ve kısa olmasının yanı sıra bir çok soru işaretleriyle biten bir hikaye. İki tarafın da suçlu olduğu bir tarafın kaybettiği tarz da. Bu hikayeye ne desem bende bilemedim finalden sonra. Finali hem destekliyorum hem de desteklemiyorum. Akira intihar etmek yerine yakalanabilirdi ama Kane de yakalanabilirdi. Zaten suçsuz olduğu ispatlanmışken birbirlerine duydukları kin yüzünden hayatlarını bitirmeleri, ne demeliyim bilmiyorum. 

Tabi ki de böyle hikayeler var. Konular var. Belki de tatminsizlik yüzünden kabul edilmemişsindir. Eksik yarım ne bileyim...

*

2. Bölüm ile 3. Bölümü okumadan son bölümdeki kronolojik listeye baktım. Çoğu üstteki yaptığım eleştiri ve yorumlara dönecek olursam sen farklı bir iş yapmak istemişsin. Buraya kadar da

"Ya bak bu da anlamadı işte", demiş olma olasılığın yüksek olacak. Hayır, anladım.

Tarihlere bölerek her tarihte farklı bir olay yaşandığını aslında yazdığın üç bölümün de birbirleriyle bağlantılı olduğunu ve bu olayların içinde bulunan gizemlerin farklı tarihlerde ortaya çıktığını aktarmak istemişsin. Ama herkesin göreceği ve bir yere kadar okuyup bir yerden sonra bırakacağı kısım tam da benim birinci final ile ikinci bölüm başlangıcında, ikinci bölüme başlamamam da olduğu gibi olacak. 

Bakış açını ve özgünlüğünü sevmeme rağmen, böyle bir hikayeyi ne bileyim yani okumam. Çok üzgünüm...

Keşke böyle yazmasaydın. Keşke böyle anlatmasaydın...

ELEŞTİRİ - KAPAK TASARIM - KAPANDI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin