Eleştiri = Kanatsız Kelebekler - Betocan

23 7 21
                                    


Kısa bir tanıtım ile başlıyor hikayemiz. Genel de tanıtımlara çok fazla takılmıyorum. Fazla tanıtım vermek bazen belki de insanları sıkıyor. Eleştiriye ilk başladığım zamanlarda tanıtım olmasını öneriyordum. Aslında hala önersem de belki de en iyi olan budur. Ben de yeni yeni öğreniyorum ve sizinle beraber deneyimleyip öğreniyorum.

Bir iki yanlış yazdığın kelimeyi es geçecek olursam eğer, cümlelerinin çoğu devrik. Yani genel de yüklemleri ortaya alıp ahenkli bir şekilde yazıyorsun. Bir şekilde hoş bir tını oluşturmuşsun fakat arada kaynayan bir cümlen var ki o cümleyi iki kez okudum. Cümle bir harf fazlalığı yüzünden bence anlamını yitirmiş. İçinden demek yerine bence orada içinde desen daha iyi olurmuş.

Feth etmeyi diye yazmışsın, fethetmeyi doğru yazılıştır. Tabi bu sadece bir örnek çünkü ufak tefek de olsa harf hataların var. İfadesi yazmak yerine mesela ifadisi yazmışsın. Apartamının da doğru bir yazılış değil mesela. Bak gerçekten güzel yazarken bu gibi kelimeler insanın sıkılmasına neden olabiliyor ve seni hikayeden uzaklaştırabiliyor. 

Şimdi mesela bu da olmamış, insanı kitliyor:

Montumu büyük bir hızla çıkartıp yere bıraktığım çantamı kaptığım gibi harekete geçmiştim ama..., burada ne demek istediğimi anlamışsındır. Bıraktım deyip kesseymişsin keşke.

Bu nasıl bir cümle oldu hiçbir fikrim yok derken, kız bunu kendine mi söylüyor yoksa yazar burada kendini mi gösteriyor? Orayı iki tire arasına almak yerine bence italik yapsan daha iyi olurmuş. Böylelikle anlatmak istediğini daha rahat anlatabilirmişsin. Ha bir de o cümleyi kurup rutinine birden dönmesi de olmamış. Düşüncelerimi bir kenara bırakıp, gibi bir cümle kurabilirmişsin. Oradaki o cümle biraz havada asılı kalmış ve nereden geldiği belli olmayan bir cümle haline gelmiş.

Tekrardan yerine sadece tekrar kelimesini kullanmanı da öneririm. 

İkinci bölüm de fazlasıyla, kelime hatan var. Eksik yazılmış fazla yazılmış bir çok yer var. Bunların hepsini burada belirtmeyeceğim çünkü bunları kendin okuyup bulmanı öneriyorum. Ki çoğu zaman da bunu yaparım.

Bu arada Kutay Aslan da fena yakışıklıymış beh :))

Şimdi şöyle bir durum var. Aşk nerede gelirse gelsin, her zaman senden bir şeyler götürür. Özellikle okuldaysan, derslerine odaklanamazsın, sınavlarına çalışamazsın ve notların düşüşe geçer. Neyse ki bu kızımız Kutay ile aynı sınıfta değil. Bir klişe yok en azından...

Ay yazık daha bunlar 11lermiş bir de. Fakat tipler 11ler değil. Neden uygun olmayan karakterlere uygun olmayan şahıslar seçersiniz anlamam...

Şimdi şöyle bir durum da var. Çok fazla kendinden anlatıyorsun. Yani sürekli olarak seni ve seni, senin düşüncelerini, senin duygularını dinliyoruz. Arkadaşı yok mu bu kızın? Annesiyle neden böyle? Babası nerede? Yani biraz boş ilerliyor bence.

Zaten hikayende fazlaca betimlemeye yer vermemişsin. Yani kim neye benziyor bilmiyoruz. Ne nerede okul nasıl, salon nasıl bilmiyoruz. Betimlemeler çok da önemli değil ama böyle giderse ve sen böyle devam edersen, insanlar sıkılacaktır.

Anlatımına bir şey diyemem, çünkü güzel anlatıyorsun ve güzel yazıyorsun.

Hikayen hakkında yapabileceğim eleştirim bu kadar...



ELEŞTİRİ - KAPAK TASARIM - KAPANDI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin