Eleştiri = Perestiş - Zeynep

42 8 23
                                    


Urfa hikayesi mi? Töre? Allah'ım böyle bir hikayeyi eleştirmek nasip olur muydu ki?

Biri, bir tanıtım bölümü müydü yoksa bölümlerden bir parça mıydı? Çünkü çok gelişi güzel olmuş ve baya kısa olmuş. Hikayeyi tanrısal bakış açısı ile yazmaya başlamışsın. Ama paragrafları ayırmaman olmamış. Konuşmaları ve paragrafları düzenleyip ayırmazsan insanlara yorum yapacak alan bırakmazsın. Bu yüzden paragraflarımız uzun olsa da daima ayırırız.

Yapma. Ne olur yapma ama bu bölümler neden böyle bidik bidik. Her bölüm ayrı yazayım bölüm sayısı fazla olsun, ama içerik ne olursa olsun. Hayır güzel de yazıyorsun da bu katliam neden?

Gerçekten olmamış. Yani şimdi nasıl bir yapıcı yorum yazabilirim diye bir düşündüm. Ama senin hikayene senden örnek vererek paragraf bırakmak istiyorum:

Uçak 17.30 da kalkacaktı. Saat 16.40 olduğunda, veda vakti gelip çatmıştı. Bavullarını kapıya doğru götürürken, annesinin ve babasının salonda oturduğunu fark etti. Bavullarını kapıya bırakıp, annesi ve babasının yanlarına gitti. 

Burası 1'di. İkincisi, annesinin ve babasının önüne aynı anda çömelemez, bu yüzden şöyle demelisin:

Annesi ve babası sıkıntılı bir şekilde üçlü koltuktan yan yana oturuyorlardı. Aralarındaki boş olan yeri gördüğünde içi sıkıntıyla kaplandı ve boş olan o yere oturmak yerine, yere çökmeyi tercih etti. 

"Veda vakti geldi, anneciğim ve babacığım."

İçi acıyordu. Ruhu ızdırap çekiyordu ve ailesi de ondan farksız değildi, falan filan feşmekan...

Anlatmak istediğim bu. Hikayeyi hikaye yapan duygulardır, betimlemelerdir ve sende bunların hiçbiri yok. Sanki yazayım da öylesine yazayım sanki bir hikayeyi başka birine anlatıyormuşsun gibi tekdüze.

Kahkaha atamazlar orada çünkü kahkaha atılacak bir ortam yok. Dilan ne kadar espri yapsa da o gergin ortamda o olmamış. Ya da oldu diyelim baba tebessüm eder, başını okşar kızının ve kız da buna cevaben tebessüm eder. 

Off, hakikaten off be kızım. Böyle anlatım, böyle bir klişe, üstün körü olmak, yüreğimi katlettin. Güzel bir şekilde toparlayıp yazsan o kadar güzel ilerleyecek ki, ama olmamış. Ben şahsen bu hikayeyi böyle bir anlatımla okumam.

Toprak kim, nasıl biri, neye benziyor, kaç yıldır orada, kaç yıldır o kızı seviyor ve o kız onu görmüyor, olmayacak yerde olmayacak bir tavırla olmayacak bir şekilde adam aşkını ilan etti kıza. 

Nasıl unutabilirdi ki zalimin kızını?, ah ahh. Patronu oldu zalim. Peki, Dilan'ın babası patronu iken, babasını zalim yapması ne kadar doğru? Sırf kendi içi rahat edecek diye kıza seni seviyorum derken, o kızı neden düşünmedi. Sence gerçekten seni seviyorum demesi doğru muydu? Bana sorarsan yanlıştı. Söylememeliydi.

Artı bu aile nereli? Şilan da Dilan da doğu isimleri. Doğudan bu kadar korkan adam neden kızına bu ismi vermiş ve diğer kızının adını değiştirmemiş? Sen böyle yazarsan ben de dahil olmak üzere çoğu kişinin aklında çok soru oluşturursun. Sonucu da ya okumayayım olur ya da okuyayım da amaan diğerlerinden farkı ne ki olur.

Ya, yaz yazmayım diyorum olmuyor. Klişenin dibine vurdun. 

Kızım Zeynep ile Kübra zaten orada yaşamıyorlar mı? Dilan'dan çok önce zaten oraya yerleşmemişler mi? O ev karışıklığı nasıl olabilir Allah aşkına? Adam inatçı olduğunu nereden anladı? Üstüne bir de inatçı olduğun kadarda güzelsin dedi adam ya beni vurdun orada. Beynim yandı cidden.

Pat diye aşık olamazsın ayrıca. Hoşlanırsın ve tanıdıkça aşık olursun.

6 yıldır yaşıyormuş orada off be Zeynep, hikayende çok fazla tutarsızlık var. Urfalılar bilmirem ve vallah demiyorlardır ve şiveleri de o değil zaten. Senin dediğin kırolarda oluyor.

Furkan ne öyle ya, hayatında kız mı görmemiş? Çok güzel tabirlerim var ama bana kalsın. :)

7. bölümün son demlerinden itibaren bakıyorum da bir düzenleme getirmişsin bak bu iyi olmuş ama hikaye fazla ilerlemeden önce ilk bölümlerini de düzenlesen iyi olur. Düzen ana kuraldır. 

İlhami enişte kim ya? Taksici Nuri gibi cort diye girdi hikayeye.

Niye çocuğun soy adını kendine deneme gereksinimi duydu? Hayır, ne gerek yani. Öğretmen olmuş, saçma bir davranışta bulunuyor.

Amed'den sana ne kızım? Hmm, holding sahibi veliahtı, hmm zengin veledi, hmm çocuk mutsuz kesin annesi yok, hmm babası genç yakışıklıdır bu aileye kapak atmam lazım. Bu mu mantık?

Bu ne çocukça hareketler? Adama denk geliyor, kendini çok güzel buluyor belli ya bana da asılırsa diyor. Kübra'nın sözde aşık olduğunu bildiği halde nasıl böyle bir düşünce geçebilir aklından? Amed'in etkisinde kalmak ne demek ayrıca? Yavaştan bir kızmaya başladım sana.

Zeyneeeeppp, ah Zeyneppp, vah Zeyneeppp, daha fazla eleştirmeden fikrimi söyleyeceğim, üzgünüm bu hikaye olmamış. Devam edip etmemene bir şey diyemem. Bizim bu wattpad aleminde olmamış hikayeleri tutanlar var. O yüzden senin hikayeyi şahsen ben okumam...

ELEŞTİRİ - KAPAK TASARIM - KAPANDI...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin