Phantaso:
Hey, selam!Kairos:
Selam.Phantaso:
N'apıyorsun?Kairos:
Jin hyung yemek yapmış, şimdi birlikte onu yiyoruz, ya sen?Phantaso:
Güzel, afiyet olsun.
Bende televizyon izliyordum, yazayım dedim.Kairos:
Güzel..Phantaso:
Öyle..
Her neyse.
Biraz daha iyi misin?Kairos:
Sanırım daha iyiyim.
Hyungun bana iyi bakıyor :)Phantaso:
Ah, Jin hyung nerede yaralı bir kuş görse onu evine alır besler, iyileştirir, iyileşse bile bunu sürdürmeye devam eder.
Kalbi o kadar temiz bir insan ki..Kairos:
Farkındayım..
Gayri ihtiyari olarak kaldığım oda da sana dair olan bir kaç bir şey ve fotoğraflar bulmuştum.
Okumadan da bakmadan da edemedim.
Muhtemelen Jin hyung çok kızacak ama içinde sen olan hiçbir şeyi es geçemiyorum.
Özür dilerim..Phantaso:
:DKairos:
Anlayamadım, komik olan ne?Phantaso:
Şirin gözüktün, gülesim geldi bir anda.
Mesajda tam yansıtamıyorum fakat az önce biraz kahkaha atmış olabilirim.Kairos:
Ah, pekala.
Peki ya sen?Phantaso:
Ne ben?Kairos:
Sen nasılsın?Phantaso:
Ah ben, ben iyiyim.
Yani, sen iyi oldukça bende iyiyim.
Hep iyi ol lütfen.Kairos:
Peki ya bende sen iyi oldukça iyiysem?
O zaman sende iyi olacak mısın?Phantaso:
Sen kendini nasıl mutlu hissediyorsan, seni o şekilde mutlu etmeye razıyım ben Jimin-ah.
Lütfen bana nasıl mutlu olabileceğini söyle.Kairos:
Seni mutlu gördükçe.Phantaso:
O zaman ömrümüzün sonuna kadar mutlu olacağız.
Seni seviyorum kairos.Kairos:
Bende seni seviyorum Phantaso, iyi ki varsın.###
ŞİMDİ OKUDUĞUN
etoile polaire & jikook.
Non-Fiction✉&düz yazı. ✉not: ilk yazdığım fic'lerden birisi olduğu için buram buram acemilik kokan bir fic. yine de kaldırmaya kıyamadığım için bırakıyorum burada, o yüzden hatalarımı mazur görün lütfen.