"Çocuklar, uyanın! Misafirlerimiz var."
"Kim?"
"Babanın iş arkadaşı gelecek meleğim."
"Çıkarken kapıyı kapat anne."
"Bari sadece selam verip gidin, lütfen çocuklar!"
Kolumu Jimin'e atıp uykuma dönmeye çalıştım. Annem kapıyı kapatıp giderken, Jimin'le göz göze geldik. Kıkırdarken birbirimize daha sıkı sarılıp uyumaya çalıştık. Bir süre sonra üvey babamın sesi geldiğinde korktuğumu hissetmiştim.
" Ah, Namjoon Bey! Keşke geleceğinizi haber verseydiniz! Daha iyi hazırlanırdık, özür dilerim efendim! Biliyorum, bunlar size layık değil! Özür dilerim!"
Babamın sesi aşırı yüksek çıkıyordu ve sesi titremeye başlamıştı. Yavaşça Jimin'den ayrıldım. Gerildiğini hissetmiştim. Yavaşça yataktan kalkıp kapıya ilerledim, kulağımı kapıya yasladığımda babamın ses tonuna oranla aşırı sakin ve ciddi sesi duydum.
" Sakin olun Bay Kim. Bir sorun yok, bu kadar gerilmeyin lütfen. Buranın bana layık olmadığının bende farkındayım... ama bu davranışlar gereksiz."
"Haklısın efendim, çok haklısınız! Çok özür dilerim! Buyrun, şöyle geçin!"
Merakıma yenilip yavaşça kapıyı araladım, aşağıda ne olduğunu çok merak ediyordum.
"Hemen Namjoon Bey için yemekleri getirin!" üvey babam bağırarak görevlilere emir verirken görevlilerin yapacaklarını belirttikleri sesleri duyabiliyordum.
"Hey Jimin! Burada kal, hemen geleceğim."
"Dikkatli ol."
Fısıldaşmamız bittiğinde aralık kapıdan geçip merdivene ilerledim. Koridordan tırabzana tutunup yere çöktüm. Aşağıya bakmaya çalışırken, az da olsa görebilmiştim içerideki adamları. Adamları tek tek süzerken sadece biri gözüme takılmıştı.
Bakışlarımı ondan çekemiyordum, çok yakışıylıydı. Bakışlarının bana doğru dönmesiyle kendimi hemen geriye attım. Sırtım ve dirseklerim yerle buluşurken hafif bir ses çıktı. Biraz bekledim, bana bakmadıklarını düşündükten sonra diğer adamlara baktım.
Aralarındaki sarı saçlı, papyonlu damın yanında duran ve herkese seet bakışlar atan kahverengi saçlı adamı tanıyordum. Bu adam, bana markette yardım eden adamdı. Hizmetçiler hızla masayı yemeklerle süslerlerken adamlar gözüme çarpan ilk kişiyi takip edip masaya geçmişlerdi."Lütfen Namjoon Bey, en başa oturun!"
Üvey babam adama yer gösterdiğinde diğerlerinden daha yüksek makama sahip olduğu belli olan adam, ceketini çıkartıp görevliye vermiş, ardından gösteriken yere oturmuştu. Soyadlarımız aynıydı. Hizmetçiler herkes için bir kap getirip önlerine koydular. Adamlar ellerini kaba sokup yıkarlarken şaşırmıştım, biz asla böyle yapmazdık. Adamlar ellerini çektiklerinde hizmetçiler kapları götürdüler. Namjoon Bey, eline altından yapılmış gibi görünen kadehi alıp kaldırdı. Diğer adamlar ayağa kalkıp kadehlerini kaldırdılar ve ortaya tuttular. Adam bir şeyler söyleyip içtiğinde diğerleri de içti ve yavaşça geri oturdular. Ben şaşkınlıkla izlerken adamlar, büyük ihtimalle patronları olan kişiyi taklit ederek yemek yemeye başladılar. Koskoca salonda sadece çatal kaşık sesleri yankılanırken acıktığımı hissetmiştim. Et yiyorlardı ve çok güzel kokuyordu. Yavaşça merdivenlerden inmeye başladım. Sessizce ilerliyordum. Bir adamın beni farketmesine kadar.
"Bir oğlunuz mu var Bay Kim?"
Aralarından en genç gözüken adam konuştuğunda babama baktım. Bana tedirgin bir şekilde bakarak ona soruyu soran adama döndü.
"Aslında, eşimin oğlu. Ama gerçekten baba-oğul gibiyizdir, değil mi Seokjin? İnanın bana Bay Jeon, çoğu öz babadan daha iyi bakıyorum ona."
"Yalan söyleme."
Gözlerimi kaçırıp mırıldandığımda babamın terlemeye başladığını görmüştüm. Tedirgin bir şekilde kalın sesiyle gülerken, tehditkar bir şekilde konuştu.
"Şakacı çocuk seni, buraya gel ve Namjoon Bey'e selam ver!"
Bay Kim'e dönüp güldüğünde onlara yaklaşıp masanın önüne geçtim. Namjoon Bey'e doğru eğilirken mırıldandım.
"Evimize hoşgeldiniz Namjoon Bey."
"Saygılı bir çocuk, sevdim. Memnun oldum Seokjin."
Bay Kim yanındaki adama oturduğu sandalyeden yana kaymasını isterken elimi kaldırıp mırıldandım, olabildiğince kibar olmaya çalışıyordum.
"Yok, gerek yok. İzninizle mutfağa gideceğim, size afiyet olsun."
Arkamı döndüğümde marketteki adamla göz göze geldik. İçim ürperirken adımlarımı hızlandırdım.
"Gayet saygılı ve iyi bir çocuk olarak yetişmiş. Annesini tebrik ederim, bu zamanda böyle çocuk yetiştirmek gerçekten zor."
Mutfağa gittim, annem masada oturuyordu. Beni görünce yanıma geldi.
"Aferin bebeğim, çok kibardın. Beni çok gururlandırdın!"
Annem bana sarıldığında hafifçe itip mırıldandım.
"Çok acıktım ve Jimin'de acıkmıştır."
"Hizmetçiler yemeklerinizi getirir."
Ben hizmetçiyle merdivenlere ilerlerken, Namjoon Bey'in bana yönelik sesiyle durdum.
"İstersen yemeğini bizimle yiyebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY ISSUES - NamJin-
FanfictionBaba sevgisi görmemiş Seokjin ilk defa gördüğü ve kendinden büyük olan Namjoon'a aşık olur. Babasına besleyemediği duygular aşkını güçlendirir. Fakat Namjoon gerçekten meşgul bir iş adamıdır ve Seokjin'i ergen olarak görür.