22

6.8K 666 435
                                    

"Hey Youngnam!"

Youngnam arkadaşlarına bakıp güldü ve bana yaklaştı.

"Onların arasına bak, onların sadece ikisi ağabeyimi sevmez."

"Neden?"

"Diğerlerine ağabeyim sana yaptığı gibi yardım ediyor, bu yüzden oradaki kızlar ağabeyime büyük bir ilgi duyuyor. Özellikle şu uzun siyah saçlı kız ağabeyimin ona aşık olduğu için yardım ettiğini düşünüyor. Onlar biraz..."

"Aptal!"

"He evet, aslında söylemeye çekiniyordum."

"Teneffüste görüşürüz Youngnam, lavaboya gideceğim."

Yanından ayrılıp grubunun yanından geçtim, kız nasıl Namjoon'un kendisinden hoşlandığını düşünebilirdi ki? Saçmalık.

Okul binasına ilerlerken düşünmeye devam ediyordum.

Ya Namjoon kızda bu düşünceyi yarattıysa?

Ya bana davrandığı gibi onlara da davranıyorsa?

Hızla lavaboya gidip yüzüme su çarptım, soğuk su suratımdan göğsüme kayarken derin nefesler alıp veriyordum. Çantamdan bir peçete çıkartıp suratımı ve boğazımı kuruladım, ardından içeri Jiyong girdi. tuvalet kabinlerinden birine girip kapıyı kapattığında kapıya baktım.

Gitmeli miydim?

Ben düşünürken o çıkmıştı bile, hızlıca ellerini yıkadığında başka bir peçete çıkartıp ona uzattım ve nazikçe gülümsedim. O ise elimdeki peçeteye ve yerdeki çantaya bakıp beni gömleğimden tuttu ve kendine çekti. Göğsüm göğsüne değerken ellerini sırtıma sürdü, ardından tuvaletten çıktı. Ağzım açık kapıya bakarken sırtımdaki soğukluk ile kendime geldim, sınıfıma gidip yerime oturduktan kısa süre sonra Youngnam ve arkadaşları geldi. Youngnam arkama otururken söylediği şizofren kız çaprazıma oturdu ve bize döndü. Ardından gülerek Jiyong girdi içeri, duvardaki saate baktım. Dersin başlamasına çok az bir vakit olduğu için herkes giriyordu sınıfa.

"Bakın burada kimler varmış, sevgili sürtükler buluşmuş."

Kız gözlerini devirip Youngnam'a döndü.

"Young arkadaşına bir iyilik yap ve ağabeyinin tişörtlerinden getir~."

"Sana söyledim Haewon, ağabeyimin eşyalarını sana veremem."

Youngnam'a döndüğümde sinirle fısıldadı.

"Bu kız kafayı yemiş."

"Söylesene Seokjin!"

Jiyong'a dönüp ona baktım.

"Neyi söyleyeyim?"

"Sende Kim Namjoon'un eşyalarını istiyor musun?"

Kafamı iki yana salladığımda Jiyong güldü.

"O zaman sende var demektir."

İstesem alırdım salak, sevgilim o benim.

"Ben tanıdıkların gibi değilim Jiyong."

Tam ağzını açmıştı ki sınıfa hocanın girmesi ile bir şey söyleyemedi. Ders arasına kadar aklıma türlü türlü düşünceler gelmişti, bu yüzden ders arasında okul binasının terasına ilerledim.

Biraz soğuk havayı hissettim, ardından telefonumu çıkarttım.

"Efendim bebeğim?"

Yorgun sesine ve hitap şekline aldırmadan titretmemeye çalıştığım ama başarısız olduğum sesimle mırıldandım.

"Bana yalan mı söylüyorsun?"

"Ne?"

"Diğer yardım ettiklerine de böyle mi davranıyorsun?!"

"Nasıl davranıyorum? Seokjin ağlamadan anlatır mısın? Bir bok anlamıyorum da!"

"Bir kişi senin bir sürtük daha edindiğini söylüyor, Youngnam da birkaç kızın sana aşık olduğunu söyledi!"

"Kim sana 'sürtük' dedi?!"

"Soruma cevap ver."

"Neden herkese davrandığım gibi sana da davranayım? Sen bana seninle ilgili hayaller kurduran kişisin, nasıl sana onlara davrandığım gibi davranabilirim? Sen benim sevgilimsin!"

Sesi artık gerçekten kızgın geliyordu, derin bir nefes verirken mırıldandım.

" Seni çok seviyorum. "

" Bende seni çok seviyorum, bir daha böyle saçma sapan düşüncelere kapılma. Eğer biri sana aşıksa bunun için ona bir şey yapman gerekmez. "

" Haklısın, özür dilerim. Ben bir an gerçekten-"

"Kıskandın veya sinirlendin."

"Sanırım kıskandım, herkese bana davrandığın gibi davrandığını düşündüm. Üzgünüm."

"Çıkışta sizi ben alacağım."

"Pekala."

"Seokjin!"

Telefonu kapatmaya hazırlanıyordum, sesini duyunca tekrar kulağıma yasladım.

"Efendim?"

"Seni seviyorum sevgilim."

Yüzüm yanmaya başladığında utangaç bir şekilde güldüm.

"Bende seni seviyorum!"

Telefonu kapatıp kalbime yasladım, o kadar hızlı atıyordu ki nefes alışım zorlaşıyordu.

Nefesim düzenleşince arkamı döndüm fakat bana şaşkınlıkla bakan Youngnam'ı hiç beklemiyordum.

"Siz ağabeyimle... sevgili misiniz?"

Ona yaklaştığımda yerinde durmaya devam etti.

"Bak Youngnam bili-"

"Lütfen şu an açıklama yapma. Ben... bunu biraz sindirmeliyim. Endişelenme kimseye bir şey söylemem."

Ve arkasını dönerek terastan çıktı.

DADDY ISSUES   - NamJin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin