25

6.7K 579 529
                                    


İkimizde böbrek hastası olmadığımı duyunca çok sevinmiştik, hatta öyle sevinmiştik ki Namjoon Jeon'un şirkette küçük bir kutlama için hazırlık yapmasını istemişti.

Bizde uzun bir süre boyunca dolaştıktan sonra şirkete gitmeye karar vermiştik, Namjoon sürekli bir şeyleri düşünüyordu ve ben sıkılmıştım.

''Ne düşünüyorsun?''

Aniden bana dönmüş ve bir süre tahminimce ne dediğimi anlamaya çalışmıştı.

''Önemli bir şey düşünmüyorum güzelim.''

''Önemli bir şey düşünmüyor olsan 'şirkete gidelim' dedikten sonra burada durmaya devam etmezdin, bir sorun  mu var?''

Bir süre sessizlik oldu, sorumu dikkate almadığını düşünüp ona döndüğümde derin bir nefes alıp mırıldandı.

''İçimde bir sıkıntı var,  kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum.''

Ona yaklaşıp elimi kaslı koluna koydum.

''Belki de Youngnam'ı aramalısın, iyi olduğunu duyunca rahatlarsın.''

Yavaş bir şekilde telefonunu çıkartıp Youngnam'ı aradı, duruşumu bozmadan konuşmasını bitirmesini bekledim.

''Youngnam her şey yolunda mı?''

''Bahçedeki korumaların üçünün yanında beklemesini söyle, çok geç gelmemeye çalışacağım.''

Telefonunu kapatıp cebine koyduktan sonra elini kalbine götürüp ovalamaya başladı.

''Yok, içimde başka bir sıkıntı var.''

Bir süre onu izledim, etrafını biraz daha süzüp arabasına ilerledi. Yolcu koltuğuna oturup onun da binmesini bekledim. Binip arabayı sürmeye başladığında onu izlemeye başladım ben de, ona bir şey olmasının istemiyordum.

Şirketin önünde durduğumuzda Namjoon ile araçtan inerek şirkete girdik ve onun katına, en üst kata çıktık. Bay Jeon, Bay Min, Hoseok hyung ve Taehyung hyung bir pastanın önünde durmuş beni bekliyorlardı, geldiğimiz görünce Jeon ağzına aldığı düdüğü öttürdü, Taehyung hyung ise elindeki konfetiyi patlattı. Etraf renkli parlak kağıtlarla dolarken hafif geriye çekilip güldüm, ardından onlara ilerledim. 

''Seokjin bir dilek tut ve pastayı üfle, sağlığın adına.''

Onlara gülümseyip gözlerimi kapattım ve içimden sakince mırıldandım.

Lütfen dediği gibi kötü bir şey olmasın.

Gözlerimi açıp pastanın üzerinde duran mumları üfledim ve sönmelerini sağladım. Taehyung hyung gelip bana sarılırken Hoseok hyungun da yaklaştığını gördüm.

"İyi olmana çok sevindim canım."

"Bende Taehyung hyung, teşekkür ederim."

Taehyung hyung benden ayrıldığında Hoseok hyung yaklaştı ve hafifçe sarıldı bana, teni tenime temas ediyordu ama zor hissediliyordu.

"Bence ilk dilimi Bay Kim kesmeli, pastaları onun kesmesine çok alıştım."

Bay Jeon canlı sesiyle gülerek söyledikten sonra Namjoon'a döndü, ona gülüp kenara çekildim ve önümüzdeki pastayı elimle işaret ettim.

"Buyrun."

Yavaş adımlarla ve zoraki gülümsemeyle bıçağı eline aldı ve yavaşça pastaya batırarak bir kenarını kesti, ardından diğer kenarı da kesti ve üçgen bir dilim oluşturdu. Dilimi yavaşça Taehyung hyungun uzattığı tabağa bırakırken ona yaklaştım ve gülümsedim. O gülümsememi görmese bile yanımda olduğumu hissetmişti sanırım, ilk tabağı yanına uzattı ve kısık bir sesle mırıldandı.

"Al Jin."

"Teşekkür ederim."

Tabağı alıp diğerlerinin de pasta alması için aralarından çıktım ve duvara yaslanarak beklemeye başladım, herkes bir dilim pasta aldığında Namjoon onları odalarına gönderip kendisi de odasına girdi. Peşinden ilerleyip masasının yanında durdum.

Beni umursamadan tabağını masaya bırakıp bilgisayarını açtı ve bir klasör aramaya başladı.

"Çok uykum var, yarın da okulum var. Biraz benimle ilgilensen olmaz mı?"

Bana biraz bakıp arkadaki Taehyung hyunga döndü, işine odaklanmış bir şekilde parmaklarını hızla klavyede gezdiriyordu.

"Taehyung bana Jeon'u çağırdıktan sonra git Jongdae'nin yapacağı sunumu dinle."

"Peki efendim."

Taehyung hyung üzerini düzeltip hızla odadan çıkarken Namjoon kolunu kaldırdı ve beni göğsüne davet etti. Yanındaki sandalyeye oturup başımı göğsüne yasladığımda sıcak kolunu omzumdan uzattı ve beni kendine daha çok çekti.

"Benimle kalmanı istiyorum, senin şirkete gelip beni görmeni değil, eve gelip seni görmeyi istiyorum."

Başımı biraz daha yukarı kaldırıp ona baktım, ardından mırıldandım.

"Bunu Taehyung hyung ile konuşacağım."

Kafa sallayıp beni kolunun altından çıkardı, kapıya baktığımda Jeon'un odaya girdiğini gördüm.

"Beni çağırmışsınız Bay Kim."

Derin bir nefes alıp önündeki siyah koltukları gösterdi Namjoon.

"Otur Jeon."

Bay Jeon bir koltuğa oturduğunda sandalyemde dik konuma geldim, Namjoon ise önündeki bilgisayarı biraz kenara çekerek Jeon'a odaklandı.

"Ya Jimin ya Taehyung, hangisi?"

"Ne?"

Jeon şaşırmış gözüküyordu, Namjoon bir şey demeden ona bakmaya devam etti.

"Jin sen Taehyung'u alarak eve git, yarın okulun var zaten. Ben okuldan sonra evinize gelirim."

"Peki."

İsteği üzerine odadan çıkarak en aşağı indim ve danışmaya ilerledim.

"Taehyung hyungu arayıp buraya çağırır mısın?"

"Tabi, bir saniye."

Daha önce görmediğim erkek görevli Taehyung hyungu çağırırken orada bulunann restgele koltuklardan birine oturdum ve beklemeye başladım. Kısa süre sonra Taehyung hyung geldi, sakince eve yürüdük, vardığımızda ise aç olmadığımız için sessizce yatıp uyuduk.

Sabah araba kornasıyla uyandığımda kalkıp pencereden dışarı baktım, Youngnam penceresi açıp arac camından bana el sallıyordu, ona gülümseyip hızlıca hazırlandım ve Taehyung hyungun çoktan çıkmış olduğunu tahmin ettiğim gibi çıktım evden.

Youngnam'ın yanına  oturup öndeki Namjoon'a selam verdim ve arkama yaslanarak kemerimi taktım, ardından Namjoon nasihatlarına başladı.

"Tanımadıklarınız ile çok konuşmayın, Youngnam Jin'i yalnız bırakma, çıkışta sizi ya ben ya Taehyung alacak diğerlerinin arabasına binmeyin benden habet almadığınız müddetçe."

"Hyung kısa kes lütfen, sınıfa gideceğiz."

Namjoon göz devirip arkaya döndü ve ikimizin yanağına da öpücük bıraktı.

"İn çirkin, Jin'im sende inebilirsin."

"Sana iyi işler."

Ona gülümseyip arabadan indim ve hızla ilerleyen Youngnam'ın yanına gittim.

"Çantamı alır mısın? Lavaboya gideyim."

"Lavaboya çok gidiyorsun, neyse ver çantanı!"

Çantamı ona verip koşarak tuvalete gittim, ardından ellerimi yıkarken tekrar Jiyong geldi, girdiği gibi kapıyı kapatırken onu izledim.

"Ne yapıyorsun?"

"Biraz eğleniriz diye düşündüm."

Ve beni tutup soğuk fayansa yasladı, gömleğimin düğmeleri hızla yere düşerken o, sıkıca ağzımı kapattı.


...
Beddua etmeyin pls.




DADDY ISSUES   - NamJin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin