Kriz.

550 16 1
                                    

Çok fazla uykum vardı okuldan çıkmaya 6 dakika kalmıştı ve ders edebiyattı hoca son beş dakika bizi serbest bırakırdı ve yine öyle olmuştu. Gözlerimi kapatıp kafamı masaya koydum.

Gözlerimi açtığımda sınıfta tek ben ve Atakan vardık hava kararmıştı atakan tahtaya bişeyler karalıyordu, sesizce ayağa kalktım. Neler olduğunu merak ediyordum. Saat kaçtı? Merve beni nasıl bırakıp gitmişti? ve en önemlisi Atakan neden buradaydı ve ne yapıyordu?

Saate bakmak için telefonumu aradım. Çantamın ön gözüne koymuştum ama orada yoktu. İçimin ürperdiğini hissetim.

Atakana seslendim bana cevap vermedi tahtayı karalamaya devam etti. "Atakan ne oluyo? ne yapıyosun?" yine bana cevap vermedi. "bi cevap verir misin acaba artık?!" diye bağırdım çünkü korkmuştum. Şu anki halim bana son zamanlarda gördüğüm kabusları anımsattı. 

Atakanı sallamayıp çantamı aldım ve kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açacaktımki arkamda Mervenin sesini duydum. Çığlık atıyordu. "Asyaa!! Asyaa" 

"Merve." diye bağırarak hızlıca arkamı döndüm ama Merve yoktu aksine nefesini hissedebileceğim kadar yakınımda duran Atakan vardı. Tanrım ödüm kopmuştu.

Atakan kulağıma eyilip bişeyler söyledi ama söyledikleri cızırtı gibiydi. Hani televizyonlarda çekmeyen kanallardan cızırtılar gelir ya işte tamda öyle. 

Galiba korkudan şuracıkta ölebilirdim. Bir inan o sesleri nasıl çıkartabilir?

Nefes alamadığımı hissetim. Boğazıma bir şey çökmüştü beni boğmaya çalışıyordu. Yine Mervenin sesini duydum. "Asya. Asyaa.. beni korkutuyorsun.. Asyaa" Sesi buğulu buğulu geliyordu.

Aniden sıçradığımı hissetim üzerime su dökülmüştü. Kendime gelince etrafa baktım herkes başıma toplanmıştı. Merve hem ağlıyor hem adımı sayıklıyordu. 

Ne ne yani biz hala okuldamıydık? Evet tam da öyleydi. O daha yeni yaşadıklarım.peki ya onlar? Rüya mıydı? pardon, kabus?  

"Kızım noldu lan sana. ölüyorsun sandık lan. Gözlerin...g-gözlerin geriye kaçtı sadece beyazlıkları görünüyordu ve hırıltı şeklinde sesler çıkartıyordun." Dedi Merve bir yandan bana sarılıp bir yandan göz yaşlarını silerken.  

Terlemiştim. Hatta çok çerlemiştim. Galiba bu son zamanlarda gördüğüm kabusların en berbat ve en gerçekçi olanıydı.

Atakan ne alakaydı acaba? Diye düşünürken gözlerimin atakanı aradığını gördüm. Onun sınıfta olmadığını fark edince Merveye "Atakan nerde? ben o haldeyken nerdeydi?" diye sordum. Kaşlarını kaldırarak bana baktı. Şaşırmış olmalıydı. "Hiç dikkat etmedim ama en son onu gördüğümde oldukca kalın bir kitaptan bişeyler okuyor ve arada sana bakıyordu" dedi. 

Çok yorgundum zaten zil çoktan çalmıştı. Merve Volkan beni eve getirdi. Tanrım unutmuşum annemler anneannemdeydi ve ben evde tek kalmak istemiyordum.

"Burda ka.." Merve lafımı kesti "Tabikde seni yalnız bırakmıycaz bitanem" dedi anlımın köşesine öpücük kondurarak.

Volkanda onu onayladı ve eve girdik. Merve bize yemek yaptı onu yerken "Asya bize anlatmak istediğin şeyler varmı bebeğim?" dedi Merve kinayeli bir ses tonuyla. Ne demek istediğini ilk başta anlamasamda sonradan idrak edebildim. Bu günkü olaydan bahsediyordu.

"Aslında yok" dedim geçiştirircesine. İkiside bana kaşlarını kaldırarak baktı. "Yani belki olabilir ama önemli değil" dedim gözlerimi devirerek. Merve çatalını alıp üzerime doğru yürüyünce ellerimi kadırdım ve "Tamam dostum sakin. Ne bilmek istiyorsan sor" dedim kıkırdayarak. 

"Ne oluyor sana? son zamanlarda bi garipsin. Eskisi gibi değilsin. Paranoyak oldun garip ve yerli yersiz krizimsi şeyler geçiriyorsun.Lan bana bak yoksa sen uyuşturucuya falan mı başladın!" dedi. Hiç olmadığı kadar ciddiydi.

Ne saçmalıyordu bu kız? Ben bi kere uyuşturucu kullansam mutlaka Merveyede kullandırırdım. Ne kadar da iyi bir arkadaşım öyle değil mi.

"Saçmalama kızım ne uyuşturucusu ya en son o gün kullandım onda da sen yanımdaydın zaten" dedim.

 o gün evet açıklayım. Babamın öldüğü gün. Berbat bir gündü. Babamın öleceği aklımın ucundan bile geçmezdi. Sanki sanki o ölümsüzdü. Ona ölüm yakışmazdı. O mükemmel bir adamdı. Kalbi çok temizdi, çok yakışıklıyı. Evet hafif kiloluydu ama olsun. Benim mavi gözlerim babamın okyanus gözlerinin sadece bir damlasıydı. O okyanus gözlüyle,uzun boyuyla,iç ısıtıcı bakışlarıyla,tam kıvamında ses tonuyla Zeusu bile kıskandıracak bir adamdı. Aklaşmış saçları ona daha karizmatik bir hava katıyordu.

Ama ama o ölmüştü işte.

O trafiğe kurban gitmişti.

DEĞİŞEN HAYATIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin