Hastane

251 12 1
                                    

Gözlerimi açtığımda kendimi bir odada buldum. Burası benim odam değildi.
Neler olduğunu hayırlamaya çalışırken beynim zonklamaya başladı.
Sanki içmişimde onun ağrısı gibiydi.

Yataktan kalkmak istercesine harekete geçtim ama sadece doğrulabildim.

Harek edemiyordum. Acayip yorgundum ama bu nasıl bir yorgunluktu anlayamıyordum.

Sanki bin kilometre koşmuşcasına bedenim yorgun gibiydi ama değildi. Tersine dinçtim daha dinç.

Hem yorgun hissedip hem dinç hissetmek saçma geliyor dimi. Biri bana böyle bişey dese banada saçma gelirdi eminim. Ama yaşıyordum işte.

Bulunduğum oda da bir tane televizyon vardı. Açıktı ve canlı yayında "Kadınlar voleybol ligi" vardı.

"Bir dakika ya. İyide ben bunu biliyorum. Ben ben bunu izledim. Biliyorum. Nasıl ya bunu 22 martta izledim ben biliyorum."

Diye kendi kendime konuştuğumu birinin odaya girmesi ile fark ettim ve hemen kafamı kaldırıp odaya kimin girdigine baktım.

Gelen hemşireydi. Ona neler oldugunu sordum. Bana "hiç bisey yok Asya herşey yolunda biraz sabırlı ol tatlım. Bak televizyon izle,müzik dinle,uyu biraz" dedi acayip samimiyetsiz bir gülüşle.

Dışarı baktım yağmur yağıyordu. Hatta karla karışık yağmur. Biz yaza daha yeni girmiştik iyide.

Ulan neler oluyordu? Bana ne olmustu.

Camdan kafamı çevirirken hemşirenin cama doğru attıgı hızlı adımlar dikkatimi çekti.

Hemen pencerenin oraya gitti ve perdeyi çekerek. Bana döndü 'müzik dinlemek ister misin?" dedi o kadar iyrençtiki suratı.

İçimdeki ses yine uyanmıştı ve bana "kendine gel" diyip duruyordu.

Bu neydi şimdi?

Bir iki dakika düşündüm ve canlı yayın demesine rağmen benim önceden izlediğim bir maç,yaz mevsiminde olmamıza rağmen dışarka karla karışık yağmur yağması,kadının tipi. Herşey o kadar dizayn edilmiştiki.

Ne? Ne dedim. Dizayn mı. Aahh evet bu bi oyundu. Biri bana çok kötü bir oyun oynamayı planlıyordu.

Ne yapacağım diye düşünürken yine kendimi mükemmel güçlü hissetmiştim.

Ayağa kalktım karşımda duran hemşirenin üzerine yürüdüm "burda neler oluyor." dedim.sesim emredici ve karşı konulamaz çıkıyordu.

Bana " hiç birsey olmuyor Asya ne diyorsun sen?" dedi elini omzuma atarken.

Bir anda sanki sırtıma aynı anda 50 tane bıçak saplamışlar gibi bir acı hissetim ve "hııııaaağhh" gibisinden acı dolu bir çığlık atmıştım.

Hareket edemiyordum. Kaskatı kesilmiştim. Hemşire artık yoktu. Onun yerine kendimin,Gökalbin ve Atakanın içinde bulunduğu film kesitleri gibi şeyler görüyordum.

Bulanıklardı. Ve sonra derin bir nefes alarak öksürmeye başladım.

Hemşire karşımdaydı. Ve ben yerde öksürüyordum. Ayağa kalktım hemşireye doğru yürüdüm. Aslında hayı o bir hemşire değildi dostum.

Korkmuştum. Çok hemde ama buna ragmen hala ona dogru yürüyordum.

İstemsizce ellerimi hemsireye doğru yöneltip bişeyler söyledim. Hemşire yada artık herneyse resmen karşımda bir sinek gibi cana yapıştı.

Ne yaptıgımı anlamaya çalışırken. Camın kırıldığını fark ettim. Ama dışardan ısın gelmiyordu. Ama hava aydınlıktı. Bu imkansız.

Cama doğru yürüdüm o arada hemşiremsi şey acaba hala yaşıyormu diye ona yaklaştım tam nabzını kontrol etmek için eğilmiştimki aniden gözlerini açtı ve elinde duran kırmızı butona bastı.

Sonrasında kafasına tekme attım ve onu galiba öldürdüm.

Pencerenin oraya gittim. Elimi uzattım dokunacaktım aniden sanki hırsız alarmı gibi bir alarm ötmeye başladı.

Galiba buna neden olan şey hemşiremsi şeyin butona basmasıydı.

Elimi çabuk tutup pencerenin oraya gittim elimi camı açmak için uzattım ve orada hiç bisey yoktu.

Bu bir oyundu. Pencere falan yoktu orada.

Hemen kaçmak için arkamı döndüm tam adım atacaktımki hayatımda hiç görmediğim bir adam ve bir sürü robotumsu şeyleri karşımda buldum.

Allahım neler oluyordu?

DEĞİŞEN HAYATIM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin