Multi; Şimal
Ayaz'ın ağzından;Mutfak sandalyesinde, Annem ve Zuhal Topal oturuyorlardı. Buse ise yemek yapmakla uğraşıyordu. Mikser denilen herif, Buseye her laf atışında keskin bakışlarıma ve güzel küfürlerime maruz kalıyordu. Egemenlerle buluşmak için Buseye baktım. Bakışlarımı hissetmiş gibi ellerini silip yanıma geldi.
"Gidecek misin?" Diye sorduğunda yorulduğu yüzünden belli oluyordu.
"Gideceğim. Birazdan diğer moruklar gelecek zaten." Dediğimde kaşlarını çatıp, gri ojeli parmaklarını dudağına koyup susmamı işaret etti.
"Beni izle tamam mı? Sen izleyince daha iyi hissederim kendimi." Dediğinde kafamı sallayıp yanağından öptüm.
Evden çıkınca, arabama doğru ilerleyip kapıyı açtım. WhatsApp grubuna girip, "Hepiniz kanyona gelin. Buseyi izleyeceğiz." Dediğimde boş Anıl hemen cevap yazıyordu.
Arabayı çalıştırıp, kanyona doğru sürmeye başladım."İnşallah kaynanalara ters yapmaz. Yoksa rezil olursun lan Ayaz." Dediğinde kaşlarımı çattım. Ses kaydına dokunup konuştum.
"Buse ben mi ki ters yapsın lan? Sinir etme beni." Dediğimde telefonu kapatıp yola odaklanmaya başladım. Acaba şu an ne yapıyordu?
Kanyona gelince bir masada bizimkiler toplaşmış önlerindeki laptopa bakıyordu. Boş sandalyeye oturup, Samet ve Egemenin yanında oturmuş Hazal ve Hira'ya baktım.
"Sizin ne işiniz var burada?" Dediğimde kaşlarımı şakasına çatmıştım.
"Arkadaşımızı izleyeceğiz. Ne demek ne işiniz var?" Dediğinde Hazal, gülerek,
"Tamam bir şey demedim cazgır." Diyerek önümdeki yemek yapmaya çalışan güzel insana baktım.
Yarım saat geçmişti ki Egemen'in ayağımı dürtmesiyle ona baktım. 'Ne var?' Dermiş gibi. Kaşıyla karşımızda bana bakan Şimal'ı gösterdi. Kaşlarım çatılırken, dişlerimi sıktım.
Şimal ile çocukluk arkadaşıydık. Sonra kısa bir zaman sevgili olmuştuk. Ondan sonra taşınmıştı. Kaç seneden sonra neden buradaydı? Diğerleri fark etmeden
"Birazdan geliyorum." Dediğimde masadan kalktım. Telefonum masada kalmıştı ama umursamadım. Bana bakan Şimal'e kafamla koridoru gösterip, oraya doğru yürümeye başladım. Siyah duvarları olan koridor sarı spot ışıkları ile organize edilmişti. Kafamı iki yana sallayıp, topuklu ayakkabı sesi gelince vücudumu ona doğru döndürdüm.
"Kahramanım." Diye fısıldadığında, kaşlarımı çatıp dişlerimi sıktım.
Bu kelimeyi bana biz daha sevgili olmadan, söylerdi. Üvey babası Şimale dışarıda tecavüz etmeye kalkışırken, şans eseri o yoldan geçerken görmüş, ve onu o şerefsizden kurtarmıştım. Daha sonra benimle takılmaya başlamıştı ve sevgili olmuştuk. Bazı nedenlerden dolayı ayrılmıştık ve benim yanımdaki kızlara nefret besleyip, tehdit ediyordu. Buseyede etmişti. Hatırlarsınız. Kafamı iki yana sallayıp, Şimale baktım.
"Neden buradasın?" Diye sorduğumda bir iki adım daha attı. Aramızdaki mesafe daralırken, dişlerimi sıktım.
"O adam..." dedi sesi titrerken. Kaşlarımı çatıp dinlemeye başladım. Üvey babasından bahsediyordu.
"Dün gece kalp krizi geçirmiş. Hastanede. Annem ağlayarak beni yanına çağırdı. Mecburen gittim. Sonra kötü oldum. Biliyorsun bu durumda sadece senin yanında iyi oluyorum Ayaz." Dediğinde ayakları, bedenini taşıyamamış ve yere çökmüştü. Elleriyle yüzüne gelen sarı saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp, yüzünü bana çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Çocuk
ChickLitYavaş adımlarla salona girdim. Sehpaya oturup, yüzünü görebildiğim kadarıyla Anıl'a bakmaya başladım. Sakalları yoktu, pürüzsüzdü suratı. Bir kızı kıskandıracak kadar güzeldi. Kafamı iki yana sallayıp, açık cama baktım. Kaşlarımı çatıp, ayağa kalktı...