"Bıçaklanma."

1.5K 42 28
                                    

5100 kelimelik bir bölüm oldu... iyi okumalar. Media da Anılımız var...

Şimal'in ağzından;

Karşımdaki aynadan üzerime bakmaya başladım. Altımda yeşil, kahverengi ayıcıklı eşofman vardı. Üstümdeyse altımla alakası dahi olmayan, mavi kısa kollu tişört... Umursamazca omzumu silkip,

"Hadisene be kızım. Ne uyuşuksun." Diye söylenen Hazalın sesine doğru ilerledim. Kilitlediğim kapıyı açıp, hepsinin yüzüne bakmaya başladım.

"Benim diye söylemiyorum ama mükemmel olmuş." Diyen Hazala gözlerimi devirdim. Diğerlerinin üzerlerinde de pijama vardı ve benim gibi alakasız giyinmemişlerdi. Dişlerimi sıkıp peşlerinden mutfağa girdim. Buse, kaselere cipsleri koyarken, Hira bardaklara redbull koyuyordu. Hazal ise sandalyeye oturmuştu. Tezgahtaki sigara paketime doğru ilerlerken, rahatsız olmalarını umursamadan bir dal yaktım. Küllüğü de masaya koyup, boş olan sandalyeye oturdum. Dumanı yavaşça içime çekip, usulca üflerken,

"Ee şimdi ne yapacağız?" Diye sordum. Hepsi birden bana umutsuz vaka gibi baktı.

"Hepsini bir güzel yiyip dedikodu yapacağız." Diyerek gülümsedi Buse.

Gözüm hemen önümdeki bardaktaki enerji içeciğini keserken, boş elimle kavrayıp, bir yudum aldım.

"Neyin dedikodusunu yapacağız?" Diyerek bir yudum daha aldım enerji içeceğinden.

"Anıldan ve senden." Diyerek gülen Hiraya kaşlarımı çatarak baktım.

"Ben ve Anıl ne alaka?" Diyerek tekrardan bir soru yönelttiğimde biten sigaramı küllükte söndürdüm.

"Gördüğüme göre salak değilsin. Aptal hiç değil. Anılın sana olan ilgisini görmüyor musun?" Diye soran Buseye baktım.

Nefesimi dışarı üfleyip sandalyede bağdaş kurdum.

"Bakın ben ve Anıl olmaz. Benimle kimse olmaz." Diyerek gözlerimi masaya diktim.

"Ne alaka?" Diyen Hazala baktım.

"Her yeri yara bere olan bir insanı, kim ne yapsın Hazal?" Diyerek gözlerinin içine baktım.

"Neren yara bere?" Diye tekrardan soran Hazala bakıp güldüm.

Ayağa kalkıp hepsinin beni görebileceği yere, tezgahın önüne geçtim. Hiç utanmadan, pijamamı aşağı indirip kasığımı görecekleri şekilde onlara döndüm.

"Bak ne güzel gözüküyor değil mi? Diyerek şeytan dövmemi gösterdim.

"Evet baya da güzel duruyor." Diyen Hiraya gözlerimi devirdim.

"Pekala daha yakından bakın o zaman."

Yanlarına gidip dövmeme daha ayrıntılı bakmalarını sağladım. Şeytanın içi yanık iziyle doluydu... Üçününde ağızları şaşkınlıkla açılıp kapandı. Hiranın gözü dolarken, eşofmanımı sinirle yukarı kaldırdım. Tişörtümü çıkartıp, arkamı onlara döndüm. Sırtımdaki kemer izlerine ve sırtımda sönen sigara izlerine yaşlarla baktıklarına emindim...
Tişörtü tekrardan üzerime geçirip, sandalyeye oturdum.

"Şimdi söyleyin, beni bu yaralarla kim ister?" Diyerek tekrardan bir sigara yaktım.

"Herkesin bir kusuru vardır Şimal." Diyerek kısık sesle konuşan Buseye baktım.

"Peki. Haydi bana kusurunu göster o halde." Diyerek ona bakmaya başladım. Gözlerini masaya dikerken, yutkundu.

"Emin ol. Anıl kusuru umursamaz. O sana değer veriyor. Ve eminim seni seviyor." Diyen Hiraya bakmadım bile.

Yeni ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin