"Hiç yoktan susturuldu şarkıların,
sen de böyle gidecek adam mıydın?konuşsana!"Buse Karabulut;
Küstürmeyin insanları hayata. Sonra her şeyden vazgeçiyorlar. Yaşamaktan, güzel olan her şeyden. Bir odada yalnızlığı; bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar. Küstürmeyin işte insanları.
Ağrıyan başımı elimle masaj yaparken, ağlamaktan kirpiklerim sertleşmişti. Bu yüzden gözlerime batıyordu. Dudağımı ısırıp, derin bir nefes aldım. Sevgilimden ayrılalı kaç gün oluyordu? 1 hafta... Güven benim ilk sevgilimdi. İlk öpücüğüm, ilk sarılışım. Ve ilk ayrılığım.
Ondan ben ayrılmıştım. Çünkü bundan 1 hafta önce Güvenin annesi, Sema Hanım benimle telefonda buluşmak istediğini söylemişti. Beni sevmezdi. Hoş, beni herkes sevsin diye de uğraşmıyordum. Beni seven birkaç arkadaşım vardı. Ve beni seven bir sevgilim vardı. Yetmez miydi? Yeterdi.
Sema Hanımla kafede buluştuğumda, güler yüzle karşıladı beni. Sonra Güvenin çocukluğunu anlattı. O anlattı, ben onun çocukluğunu öğrendiğim için mutluluktan dört köşe oldum. Çünkü Güven ile bunları konuşacak vaktimiz olmuyordu. Lise okuyorduk ve Güven okula sadece pazartesi günleri ilk saat okulda oluyordu. İkinci derse girmeden şirkete çalışmaya gidiyordu.
Babası Güven çok küçükken ölmüş. Annesi Güvene bakabilsin diye hem kafede hem de akşam bir lokantanın mutfağında çalışmış. Bunları duyunca dudaklarımı ısırdım. Hiçbir çocuk kolay yetiştirilmemişti!
Sonra Sema Hanım, canla başla kurduğu şirketinden bahsetti. Şirketi birkaç aydır zor durumdaymış, bir adam şirkete ortak olmak istemiş. Böylelikle ortaya koyduğu para sayesinde şirket tekrardan eski durumuna geliyormuş. Hatta daha da iyi bir durumdaymış. Bunları söylediğinde normal bir şekilde dinledim, ve konunun nereye bağlanacağını anlamaya çalıştım.
"Senden bir isteğim var Buse." Diyerek dudaklarını ısırdı. Masada duran elimin üstüne elini koyup, dostane bir tavırla sıktı.
"T-tabi." Diyebildim sadece. Çünkü bu Sema Hanım ile ilk buluşmamızdı. Sonuçta sevgilimin annesiyle ilk buluşmamdı anlıyor musunuz?
"Güven evlenecek. Belki mutlu bir hayatı olur. Şirket de bu sayede çok çok iyi yerlere gelir. Gül ile evlenince daha iyi şeyler olacak buna eminim. Beni anlıyorsun değil mi?" Dediğinde, gözlerim doldu. Yaşlar gözlerimden inerken, bir ateş kalbimi cayır cayır yaktı.
Ne istiyordu benden? Güvenden nasıl ayrlacaktım? İnanmazdı ki? Biz söz vermiştik. Hiçbir zaman ayrılık kelimesi dökülmeyecekti dudaklarımızdan.
"Ben ondan ayrılamam ki. Nasıl ayrılırım? Onu seviyorum. O da beni seviyor." Dediğimde titreyen dudaklarımı dişimle durdurmaya çalıştım.
"Sevgi gelip geçici Buse. Hem geleceğiniz nasıl olacak? İkiniz de daha okuyorsunuz. Güven evde olmadığında sende kalıyor biliyorum. Güvenin neler yaptığını tahmin ediyorum. Şirkete geliyor, köpek gibi çalışıyor. Pazartesi günleri seni görebilsin diye bir saatlik okula geliyor. Akşamları şirketten çıktıktan sonra sana geliyor. Birlikte uyuyorsunuz. Gece de eve geliyor. Hiçbir şey anlamadığımı sanıyorsunuz değil mi? Ben bu ilişkiyi onaylamıyorum Buse. İstenmeyen gelin mi olacaksın? Amacınız bu mu?"
Gözlerimi durduramıyordum, ellerim titriyordu artık. Annem yaşıyor olsaydı, ona koşardım buradan hemen çıktığımda. Sarılır, öperdi beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Çocuk
ChickLitYavaş adımlarla salona girdim. Sehpaya oturup, yüzünü görebildiğim kadarıyla Anıl'a bakmaya başladım. Sakalları yoktu, pürüzsüzdü suratı. Bir kızı kıskandıracak kadar güzeldi. Kafamı iki yana sallayıp, açık cama baktım. Kaşlarımı çatıp, ayağa kalktı...