Bu bölüm final arkadaşlar. 5 yıllık kitabımı sonlandırdım. Kendinize iyi bakın. İyi okumalar...
Buse'nin ağzından;
Tırnaklarımdaki ojeyi dişimle yerken, dudaklarımı ısırdım. Aptaldım.! Salak saçma düşüncelere kapılıp, Şimal'i suçlamış, Anılla da aramı bozmuştum. Üstelik Ayaz da benimle pek konuşmuyordu. İkimizin de gözüne uyku girmiyordu. Kahvaltıyı birlikte yemiyor, aynı salonda bile bir araya gelemiyorduk... Pişmandım. Şimali görüp, ondan helallik almam gerekiyordu ama cesaretim yoktu.
Salondan çıkıp, portmantodan ayakkabılarımı alıp evden çıktım. Hazala gidip, kafamı dağıtmam gerekiyordu... Ya da vicdanımın sesini susturmam... Her neyse yalnız kalmamalıydım işte.!
Sametlerin apartmanına gelince, asansöre bindim. Asansör 2. Katta dururken, yaşlı bir teyze bindi. Ellerindeki poşetleri yere koyup nefesini dışarı bıraktı.
"Ay yoruldum yahu.!" Dediğinde bakışlarını bana dikti.
"Şimdi sizin gibi genç olmak vardı. Neler neler yapardım." Diyerek gözlerini kapattı.
Neler neler yapardın acaba teyze? Daha biz her istediğimizi yapamıyorduk!. Tebessüm edip, duran asansörden indim. Kapının önüne gelince, zile bastım. Kapı bir iki dakika sonra açılırken, karşımda Pınarı görünce dudaklarımı ıslattım. Bunlar hâlâ gitmemiş miydi? Bir şey söylemeyip, içeri girdim. Kapıyı ardımdan kapatan Pınar, salona girdi. Bende onun peşinden salona girip, Hazala baktım.
Yerde yer sofrasını kurmuş, sarma sarıyordu... Hira ile birlikte. Dudaklarım tebessüm olurken, nefesimi dışarı bıraktım. Tekli koltukta oturan Egemen, Hiraya bakıp, "Daha ne kadar saracaksın? Canım sıkıldı." Diyerek koltuktan kalktı.
"Gidip dışarıda hava alsana sen.! Ne diye burada oturuyorsun?" Diyerek çemkiren Hazal, kalkmaması için Hiraya bakıyordu. Daha sonra ayakta dikilen beni fark edip, "Buraya gelip bize yardım et. Bak ellerim buruştu.!" Diyerek iki elini de havaya kaldırıp, buruşmuş parmaklarını gösterdi. Omuz silkip, Egemene baktım.
"Dışarı çıkalım mı?" Diye sorduğumda, ayağımı yere vuruyordum.
"Olur. Çıkalım. Benimde canım sıkılmıştı zaten. Sarmalar olunca haber verin." Diyerek Hiranın yanına gidip, alnından öptü. Beraber evden çıkarken, gözlerim doldu. Gerçekten büyük bir hata yapmıştım.
Çardakta bacaklarımı bağdaş yapıp, bana bakan Egemene döndüm.
"Çok salağım değil mi?" Diyerek titreyen dudağımı, dişimle durdurdum.
"Neden öyle söyledin?" Diyerek kaşlarını çattı.
"Şimal." Diyerek sustum. Sevmediği, acımasız olan bir heriften hamileydi. Onu yanlış anlamış, iftira atmıştım. Üstelik şu an Ayazı sadece arkadaşı olarak görüyordu. Nerden bilebilirdim ki, psikolojik olarak konuşamadığını? Nereden bilebilirdim başına öyle bir felaketin geldiğini? Ha?!
"Ayaz ne dedi?" Dediğinde, o an ki görüntüler geldi gözümün önüne. Pınar bana bağırırken, Ayazlar gelmişti ve her şeyi Pınardan duymuşlardı.! Beni dinlememişti bile. Bana söylediği tek şey, "Sen ne ara bu kadar düşüncesiz oldun Buse?" Sorusuydu. Ondan sonra hep Anıl'ın yanında olmuştu.! Anılı da görememiştim. Anıl Şimali bulduğunda, herkesle iletişimini kesmişti.! Şimal, Ayaz ve Simay hariç.!
"Boşver ne dediğini, beni onlara götürür müsün?" Dediğimde, eliyle sakallarını kaşıdı. Dudaklarını ısırıp, ayağa kalktı. Beraber yürüyerek, Anıl'ın yeni kaldığı eve giderken, apartmanda kaldığını düşünmüştüm... bir gecekondu da kalıyorlardı. Kaşlarım çatılırken, gözlerim doldu. Kim bilir Şimal ne haldeydi.... peki ya Anıl?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Çocuk
ChickLitYavaş adımlarla salona girdim. Sehpaya oturup, yüzünü görebildiğim kadarıyla Anıl'a bakmaya başladım. Sakalları yoktu, pürüzsüzdü suratı. Bir kızı kıskandıracak kadar güzeldi. Kafamı iki yana sallayıp, açık cama baktım. Kaşlarımı çatıp, ayağa kalktı...