STRIPPER.

22

Bölüm Şarkısı: Bruno Mars - Marry You (yüce freddieismyqueen videolarından)

Sabah uyandığımda Harry'i seyretmeye başlamıştım. Her sabah ondan önce uyanıyor ve onun uyumasını seyrediyordum. Çok güzel uyuyor, arada uykusunda konuşuyor hatta bazen gülüyordu. Onu çok seviyordum. Hayatımda gördüğüm en güzel insandı ve onu bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum.

Harry uyanmaya başladığında beline sarılıp yüzünü okşamaya başladım. Bunu her yaptığımda yüzünde bir gülümsemeyle uyanıyordu ve ben onun gülmesine tapıyordum. Harry'e tapıyordum. Saçlarına, yüzüne, bedenine, gülüşüne, konuşma tarzına, sesine... Hepsi ayrı ayrı çok güzeldi ve sadece tek bir kişide toplanınca o insan dünyanın en güzel insanı oluyordu. On tane Victoria Secret mankeninin yanında bile Harry o kadınların hepsinin toplamından daha güzel gözükürdü gözüme. Harry gözlerini ovuşturarak uyanmaya başladığında gülümsedim.

"Günaydın." dedi Harry gülümseyerek.

"Günaydın prenses." dedim ve küçük bir öpücük kondurdum.

"Seni özledim." dedi Harry boynuma kollarını dolayıp.

"Nasıl özlemiş oluyorsun? Tüm gece buradaydım."

"Uykumda." dedi Harry. "Seni bu gece rüyamda görmedim."

"Rüyanda görmene gerek yok çünkü uykunda beni özlediğinde gözlerini açman yeterli." dedim.

"Olsun rüyamda da görmek istiyorum."

"Belki de bilinçaltında hayallerle yaşamanı istemiyordur." dedim.

"Louis, seni çok seviyorum." dedi Harry ve yanağıma öpücük kondurdu.

"Seni çok seviyorum." dedim. Gerçekten seviyordum, o kadar çok seviyordum ki kalbim bu sevgiye dayanamıyordu. O çok güzeldi, iyi kalpliydi, ondan çıkan tek bir kötü söz bile duymamıştım, onu sevmeyenlere karşı bile kibardı, o kusursuzluğun tanımıydı.

Tanrı'm, Harry Styles'ı yarattığın için, onu benimle aynı dönemde yarattığın için, onu benim için yarattığın için teşekkür ederim.

Kahvaltımızı beraber hazırlamaya başladığımızda ben portakal suyunu sıkıyor, o da yiyeceğimiz şeyleri hazırlıyordu. Onunla aynı evde kalma fikri başta beni korkutsa da, şimdi aldığım en güzel karar olduğunu biliyordum. Her sabah kahvaltıyı beraber hazırlıyorduk, her gece sevişiyorduk, her zaman birlikte duş alıyorduk. Daha buraya taşınalı birkaç ay olmasına rağmen evin her yerinde sevişmiştik ve kimse bize karışmıyordu. Birlikte evli bir çiftin geçirdiğinden daha fazla vakit geçiriyorduk.

"Zayn ve Liam'ın evlendiğine inanabiliyor musun?" dedi Harry kahvaltıya başladığımızda.

"Sanırım arkadaş grubumuzda evli bir çiftin olmasıyla hayatımıza yeni bir sayfa açıldı."

"Sen garip hissediyor muydun?"

"Ne zaman?"

"Evliyken." dedi Harry.

"Evli olduğumu sana dokunamadığım zamanlar idrak ediyordum." dedim ve Harry utançla başını eğdi. "Utanma."

"Özlüyor musun?"

"Neyi?"

"Evli olmayı." diye sordu Harry.

"Hayır, aslında evlilik pek de bana göre değil." dedim.

"Niye evlendin o zaman? Eleanor'a çok mu aşıktın?" diye sordu Harry kıskanç bir şekilde.

"Ona aşık olsam sence seninle mi yaşarım?" dedim.