Nil Yılmaz, İstanbul'un en prestijli evlilik planlamacılarından biridir ve başkalarının aşklarını evliliğe dönüştürmekten kendisine ait bir aşk hayatı fikri ona çok çok uzaktır.
Beklenmedik bir holding açılışı göreviyle karşı karşıya kalan Nil yaşa...
Boğazdan gelen tatlı esinti çok güzel bahar düğünü olacağının habercisiydi. Etrafta hummalı koşuşturma vardı bu telaşa sebep olan tabi ki de benim çalışanlarıma verdiğim işlerdi. Kucağında pembe tüllerle bir yere yetişmeye çalışırken diğeri beyaz güllerle nikahın kıyılacağı alana eklemeler yapıyordu. Bu görüntüyü o kadar seviyorum ki herkes de işinden memnun duruyordu.
Birbirinden güzel ortanca çiçeğinin kokusu her yeri sarmıştı mis gibi kokuyu içime çekerek düğünün ne kadar güzel olduğuna baktığım da ,gelinin hayalini en ince ayrıntısına kadar planlayıp hazırlamıştım.
Bu iş de çok iyiydim ve severek yapıyordum. Başkalarının aşk hikayelerine ortak olmak en büyük mutluluğum. Belki de hayatımda yaşayamadığım aşkı bu şekilde dolduruyordum.
Kulağımda ki kulaklıktan çalışanlara yapılması gerekenleri söylüyorken. En büyük yardımcım ve yakın dostum olan Banu uzaktan koşturarak yanıma geldi
'' Gelin pek iyi görünmüyor Nil, herhalde panik atak gibi bir şey geçiriyor gidip biraz konuşman lazım'' duyduğum cümlenin sonunu duymadan koşarak kaç basamak olduğunu bilmediğim merdivenlerden çıkarken nefes nefese kalmıştım. Genelde hep bu durumla karşılaştığım için çok da panik yapmadım. Netice de gelindi bunlar hayatları değişeceği için son dakika da aşklarını sorgulamaya başlarlardı.
Ne bitmez merdivendi bunlar gelinin bulunduğu kata geldiğimde kalbimin kulaklarımda attığını duyabiliyordum. Uzaktan gelinin kapısında bekleyen nedimelerden birisi bana koşarak '' Nil hanım biran önce şu çatlak arkadaşımıza bakın saçmalamaya başladı bizi de odadan kovdu.''
''Sakin olun, ben neredeyse her düğünde karşılaşıyorum '' Gelin odasının kapısınında nedimeler her yerde panik içinde bir oradan bir oraya koşuşturuyordu. Kızlara sesimi yükselterek'' Kızlar sessiz olun ben bile sizin halinizden panik oldum.
Hepsi sus pus olmuş tek sıra halinde beyaz koltuğa ilkokul çocuğu gibi dizildi, nedime kıyafetleri ile hepsi çok şirin duruyordu. İnce askılı gül kurusu saten elbiseydi. Birçok nedime kıyafeti gördüğüm için bunlar en iyilerindendi.
Esas dikkatimi vermem gereken kişi içerideydi, kapıyı hafif tıklatıp içeri girdiğimde ,gelin camdan dışarı boğaza bakıyordu, tedirginliği her yerinden belliydi. Derinden içli içli nefes alırken gelinliğin üst kısmı dar gelmiş izlenimi yaşadığım için arka kısmından korsesini gevşetip pencereyi açında temiz hava gelini az da olsa sakinleştirdi.
Kendine geldiğinden emin olduğum anda en yumuşak ses tonumla konuşmaya başladım. ''Her şey senin hayal ettiğin gibi sana aşık bir damat, rüyalarını süsleyen düğün ve güzeller güzel bir gelin duruyor karşımda, bugün en mutlu günün.Farklı hissetmen kaçıp gitmek istemen de normal her gelin aynı şeyi yaşıyor,gözlerini kapa derin derin nefes al ve kendi rüyamı yaşamaya hazırım diyerek her anın tadını yaşa, sonra pişman olursun aşk her zaman kapıyı çalmıyor.''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
