3

84 5 0
                                    

Telefonumdan holdingin adresine, navigasyondan baktığım da  ofisten uzak bir alanı gösteriyordu. Zaten şaşırmamıştım, holdingin olduğu yer oldukça lüks bir semtti. Genelde iş görüşmelerim için arada sırada gidiyordum. 

Kişisel olarak devamlı gittiğim yerlerden değildi. Çok kasıntı soğuk içten olmayan yapmacık insanlarla doluydu kısacası sosyetenin devamlı bulunduğu semtti. İşim düşmedikçe gitmeyi tercih etmezdim. Trafik oldukça yoğundu,  bu gidişle kesin geç kalacaktım. Geç kalacağım için stres olmaya başladım  temiz hava alabilmek için arabanın penceresini açarak derin bir oh çektim. 

Hava o kadar sıcaktı ki yaz mevsimi gibiydi, kıyafetimi ince giyindiğim için  doğru karar vermiştim. Tatlı esinti arabanın içine dolarken, radyoda en sevdiğim şarkı çalıyordu, Let Her Go her dinlediğimde bende farklı duygular uyandırıyordu.  Şarkının  büyüsü stresimi azaltmış ve yolculuğum daha çekilir hale gelmişti, bir taraftan rüzgarla saçlarım uçuşuyordu.

Randevuma neredeyse yarım saat geç kalmıştım, normalde geç kalmak huyum değildi ama bu sefer ilklerimden birini yaşıyordum.Bunun üzerine telefonum çaldı, cevapladığım da karşımda, düz soğuk bir sesle konuşan kadını duyuyordum,'' Merhaba, Nil Hanımla mı görüşüyorum, randevuya gelecek misiniz, Murat Bey yarım saattir sizi bekliyor'' evet evet geliyorum sadece çok trafik var, patronum randevuyu geç haber verdiği için zamanı ayarlayamadım, 

'' Tamam hanımefendi, ben kendisine iletirim ama toplantısı da vardı, siz yinede gelin boş vaktinde sizi kesin alacaktır'' tamam geliyorum, görüşmek üzere diyerek telefonumu kapattım.

Aman aman bide boş vaktinde alacakmış beni ne hallere düştüm, benim boş zamanımı bulmak için kaç kişi uğraşırken düştüğüm durum da neydi. Telefonum yine çalıyordu, efendim Banu ne var

 ''Ne oldu patron seni kim sinirlendirdi, şey için aramıştın hallettin mi görüşmeyi'' yok canım nerede trafiğe kaldım yarım saat geciktim kesin bir saat olacak gibi, zaten sekreter aradı bide atarlı giderli konuşuyor, hemde boş zamanı olduğunda beni alacaklarmış, bu insanları sayı ile veriyorlar. Aynur cadısı yüzünden oldu, zamanında haber vermez son dakika da araya sıkıştırdı.

'' Bizim bombanın fitili ateşlenmiş, görüşme yapacakların allah yardımcısı olsun. Aynur cadısı, senin çizgini bozacak ya son dakikaları seviyor ki zor duruma düş diye, bende yarına izin aldım beraber gideriz'' Olur yarın gelsin artık üzerimde ki stresi atmak istiyorum. Ben kapatıyorum, görüşmeden sonra ararım önemli bir şey olursa not alırsın çıktığımda söylersin görüşürüz.

 Çok susamıştım yan koltukta duran  sıcaktan ısınmış sudan bir iki yudum aldım. Az yolum kalmıştı, dikiz aynasından kendime bakarak yüzümde ki makyaj iyi duruyordu akmamıştı, büyük yeşil gözlerimde makyajla daha da öne çıkmıştı. Saçlarımı da ellerimle düzeltip gideceğim yere varmama  az kalmıştı. 

Navigasyonda ki konuşan kadın geldiğimi söylüyordu ama burası inşaattı, arabamı uygun bir yere park etmek için yer arıyorken acelem olduğu için yolun kenarında boş yere bıraktım. Arabadan çıkarken Dartanya'yı bırakmak zorundaydım, camı azıcık açık bıraktım  ben gelene kadar kendi başına idare ederdi. 

Telefonumu dosyalarımı elime alarak etrafa bakınarak yürümeye başladım. Burası inşaattı Aynur bana yanlış adresi mi mail attı allah allah , beni arayan sekretere  geri döndüğümde holdingine bağlanıyor direk konuşabilmem için bekliyordum. Bu arada da inşaatın etrafında geziniyordum. Burası yeni bitmiş, gökdelen bir yapıydı, etrafta yürürken ayağımın bir anda takıldı, topuklu ayakkabımın topuğu çamura batmış ayaklarım çamur olmuş ben böyle şansın içine derken, telefondan kadının sesi geldiğin de ,

BELALI DÜĞÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin