1.6

1K 93 47
                                    


🎧 G-Idle - Put It Straight 🎧

" Kendi başına oturan birini daha görmek ilginç. Tahmin ediyorum bu kişi Kim Jisoo. Ah, keşke bir kere yanılsam. " Kendimi gömdüğüm polinom sorularından kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda dünyanın en tavşan kızı karşımda duruyordu.

" Sana da merhaba Nayeonie. " Üzerinde her zaman ki gibi çiçekli bir gömlek vardı ama kumaşı yumuşak, kalın ve kaygana benziyordu. Altında simli siyah bir kot vardı ve üzerinde ki sarı çiçekli gömleğiyle uyumluydu. Siyah kabanını kolunda tuyuyordu. Diğer omzunda ise deri lacivert çantası asılıydı. Uzun saçları maşalanmıştı ve her zaman ki gibi altın gibi ışıldıyordu.

" Merhaba Jisoo~ya. Kaç zamandır seni göremiyorum. Senin hakkında bir şeyler duydum. " Elinde ki onlarca eklem yüzüğü altın sarısıydı. Belki de altındı. Ama benim boş ve beyaz elimin üstünde çok süslü ve ağır duruyordu. Onu elde etmek büyük bir yük gibiydi. Taşıması zor bir şıklığı vardı. Herkes onun yanında ayakta kalamazdı. Ezilip büzülmek kolaydı. Tıpkı benim gibi.

" Sen, iyi misin? " İlgili ifadesine ve üzgün yüzünü bakınca burukça gülümsedim ve doğruyu söyledim.

" İdare ediyorum. " Diğer eliyle elimin üstünü patpatladı ve gülümsedi.

" Sen çok güçlü bir kızsın Jisoo. Bunu da çok güzel atlatacaksın. Ben her zaman yanında olacağım. " Ve ayağa kalkıp çantasını omzunda düzeltip paltosunu koluna aldı.

" Benim gitmem gerekiyor. Ama unutma, her zaman yanındayım. " Ona gülümsedim ve gidişini izledim. Kafeden çıkıp giderken elinde bilgisayar çantası ile hızla ilerleyen bir Seokjin gördüm. Diğer elinde ki telefonla kızgın bir ifade ile konuşuyordu. Aynı anda da hızlıca yürümeye çalışıyordu.

Önüme dönüp dağılan dikkatim için üzülerek ayağa kalktım. Eşyalarımı toplayıp çantama tıktım ve valizlerimden aldığım bordo renkli kabanımı üzerime geçirdim. Çantamı sırtıma takıp kafeden çıkmak için arkamı döndüğümde kızgın suratıyla bana doğru yürüyen bir adam gördüm. Görmek istemezdim ama işte, insanın istemediği ot burnunun dibinde biterdi. O da öyleydi. İstenmiyordu ama her zaman orda bir yerlerdeydi. Karşıma çıkmak için bekliyordu.

Acaba gerçekten öyle miydi?

" Ailenden herhangi biri ile konuştun mu? "

" Hayır. Bu sefer ne olmuş? "

" Akşam yemeğe gidiyoruz. Nişan yemeğine. " Uzayan kahküllerimi kulağımın arkasına sıkıştırdım ve aklımda ki güzel fikri ona sunmak için gülümsedim.

" Aklımda güzel bir fikir var. "

" Nişana gitmemekse unut bunu. "

" Hayır, sadece. " Başımı yana eğip ciddi yüzüne baktım. Ona pembe çok yakışıcaktı.

" İddiaya girelim mi? "

🌸

Üzerimde ki siyah elibiseyi düzeltip el çantamı aldım ve odamdan çıktım. V kesim eteği ve omuzlarını açık bırakan omuzdan bağlı yakasıyla düz ve sade bir elbiseydi üstümde ki. Arka kısmında iplerden çaprazalar vardı. Saçlarımı Rosie örerek dağınık bir topuz yapmıştı. Uzayan kahküllerim yüzümün önündeydi. Yanaklarıma hafif bir allık sürülmüştü ve dudaklarım kıpkırmızıydı. Ayağımda ki bantlı topukluların sesini duyan herkes anında salondan çıkıp araya dolmuştu. Sooyoung eliyle ağzını kapatırken, Yerim saçlarını savura savura Sooyoung'u dövüp çığlık atıyordu.

" Çok güzel olmuş, çok güzel olmuş, çok güzel olmuş. " Rosie kahkaha atarak odamdan çıktığında utanarak başımı aşağı eğmiştim.

noble ❧ jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin