2.6

509 52 89
                                    


Jisoo

🌸

" Öncelikle şunu belirtmek istiyorum, " Juhyun elindeki soju şişesini sehpaya bırakmak için eğildiğinde ben de başımı Chae'nin kucağından kaldırıp oturur bir pozisyona geçtim.

" Erkek düşmanı değilim ama, "

" Bence konuşmasına daha fazla gerek yok. " Jennie gülerek elindeki dondurmasını kaşıkladı. Juhyun ise onun bacağına cimcik attı.

" Benimle düzgün konuş velet. "

" Her neyse, " Yerim gözlerini devirip yerdeki kıyafetleri katlamaya devam etti. Juhyun'un yardım edip ütülediği kıyafetleri kaldırmak için acele eden bir hali vardı.

" Seokjin denilen bu çocuk senden hoşlanıyor olabilir. Ama Taehyung diyorsun. Onu hala sevdiğini sanmıyorum. Sonuçta çocuk ölmüş Jisoo, hayatını bir ölüye adayamazsın. Elbette kalbinde kalacak, hem de sonsuza kadar. Ama bu başkasını sevemeyeceğin anlamına gelmiyor. " Juhyun'a kaşlarımı çatarak baktım. Söyledikleri bana o kadar saçma geliyordu ki.

" Juhyun unnie haklı Jisoo, " Chaeyoung kolunu dizime koyup destekleyen bir bakışla yüzüme baktı.

" Onu atlatman lazım ki daha rahat nefes alabilesin. Sana tabii ki de hemen gidip Seokjin'den hoşlan demiyoruz. Sadece, ona bu kadar katilmiş gibi davranma. Çocuğun bakış açısından da olayları dinleyip empati kurmaya çalış. Onu sevmek zorunda değilsin ama düşman olmamalısın. "

" Kesinlikle Chae çok haklı Jisoo. " Tekli koltukta cenin pozisyonunu alıp bizi dinleyen Sooyoung'a çevirdim başımı.

" Bence Seokjin gerçekten sana yardım etmeye çalışıyor. O dosyayı sana gösterdi ve zararın neresinden dönebileceğinizi konuşmak istedi. Yarın mutlaka onunla sözleşme hakkında konuş. Haklarını hala koruyabilirsin. "

" Ondan yardım almak istemiyorum. Onun etrafımda olmasından hoşlanmıyorum. Ben sevdiğim çocuğun ağabeyini sevebileceğimi düşünmüyorum. " Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım.

" Jisoo, işleri zorlaştıran sensin. Tek başına bir şey yapamazsın. Gururunu korumak için onurlu bir yardım almalısın. İnan bana bu senin için en iyisi. Seni aşağılayacak ya da bu yardımı sana karşı kullanacak biri gibi gelmedi bana. " Juhyun unnieye içten içe o kadar çok hak veriyordum ama Taehyung'un gölgesini her an üzerimde hissediyordum. Geçmişimi kabullenmeden gelecek kuramayacağımı biliyordum. Ama Seokjin, bana yardım edebilecek kişi değildi. O işleri varlığı ile berbat eden ama tüm çabasını düzeltmeye harcayan biriydi. İyi bir insan olduğuna gönülden inanıyordum. Ona söylediklerimi hala tam olarak hatırlamıyordum fakat canımın çok yandığını hatırlıyordum. Pişmandım, kimseyi ağlatabilecek kadar taş kalpli değildim. Lisede arkadaş edinmeme sebebim buydu.

" Sizi hatırlıyorum Jisoo, " Jennie gözlerini bana dikip göz temasımızı kesmeden konuşmasını sürdürdü.

" Taehyung öldüğünde etrafta ruh gibi dolaştığın o günlerde sana destek olmak için yanına ne zaman gelsem beni hiç görmedin. Gerçek anlamlı görmedin. Bakar kör gibiydin. Ağladığını dahi fark etmiyordun. Düşüncelerinin içinine o kadar çok dalmıştın ki, kaza geçirdiğin gün bütün okul bunu çok iyi anladık. Kabul ediyorum, gerçekten beraber çok iyi bir çifttiniz. Sen onunlayken çok mutluydun. O okulumuza gelmeden önce sessiz, sakin ve durgun biriydin. Onunla tanışınca baya aktifleşmiştin. Yıllar sonra seni ilk defa gülerken görmüştük. " Jennie gülümseyerek ayağa kalktı ve yanıma gelip koltuğun kol koyma kısmına oturdu.

" Taehyung parlak bir kişilikti, onun ölümünü hiçbirimiz beklemiyorduk. O öldükten sonra ise senin düştüğün durum bizi yas acısından daha çok üzdü. Kimse ile arkadaş değildin, bu yüzden hocalar senin için çok endişelendi. Okul hayatına sözde devam ettiğini fark ettiklerinde bize seninle iletişime kesinlikle geçmememiz söylendi. Sana Taehyung'u hatırlatmamalıydık. Ama bu çok yanlıştı. Kimse sana yasını yaşama izni vermedi ve sen bunu hayatına yaymak zorunda kaldın. Hala onu atlatamama sebebin tamamen bu. Jisoo, bu hatayı zamanında fark edemediğimiz için özür dilerim. "

noble ❧ jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin