2.7

838 59 104
                                    


Eunsoo

🌸

Hayat ne kadar garipti. Bir yandan sevdiğim insan beni seviyordu, onun kolları arasındaydım. Diğer bir yandan ise bir başkasının beni sevdiğinden şüphelenip iç huzurumu bozuyordum. Ellerime tutuşturduğu kırmızı lalelere bakarken tek düşünebildiğim şey Taehyung'du. Beni arkadaşça seviyor olmasını isterdim ama aşk anlamında sevmemeliydi. Ben, Jongill'i seviyordum ve bu değişmeyecekti. Onunla evliydim, o beni seviyordu. Mutluydum. Mutluyduk. Bu olmamalıydı. Bunun önüne geçmeliydim. En azından içimi rahatlatacak bir şeyler yapmalıydım. 

" Eunsoo, sana ne olduğu güzel eşim? Seradan döndüğümüzden beri kucağında laler divanda oturuyorsun. Çok durgun ve üzgün görünüyorsun. Canını sıka şeyi bana söylemeyecek misin? " Üzerini değiştirmiş ve yanıma gelmişti. Sera için boşuna endişleniyordum çünkü kışın bile sıcak kalacak şekilde inşa edilmişti. Çiçeklerimiz gayet iyiydi. Onları güzelce sulayıp geri dönmüştük. Çiçeklerimizin iyi olacaklarını öğrendiğimde çok mutlu olmuştum. Ama şimdi elimde koca bir buket lale ile otururken aklımda karma karışık düşünceler ile huzursuzlanıyordum.

" Ben, tedirginim sadece. Kitap konusunda. "

" Bence başka bir şey var. Annem sana kötü bir şey mi söyledi? "

" Aslında evet, söyledi. Yazılı olmayan kurallardan birinden bahsetti. "

" Hangisinden? "

" Seni sonsuza kadar kaybetmemi sağlayacak bir kural. Üzerine düşündükçe içim kararıyor. " Lalelerin yumuşak yapraklarını okşayarak gülümsemeye çalıştım. Ama tekrardan gözlerim dolmuştu.

" Eunsoo. " Kollarımdan sıkıca tutup karşımda diz çöktü. Kaşları çatıktı, yüzünde üzgün bir ifade vardı.

" Ne olursa olsun, ben seni bırakmayacağım. Kader bizi sonsuza kadar ayırsa bile nefes aldığım sürece sen benim ruhumda yaşayacaksın. Hatta nefes aldığım süreyi geç, ruhum yaşadıkça seninle yaşayacağım. Bundan sonraki hayatlarımızda yine beraber olacağız. Sonsuza kadar ben senin yanında olacağım ve hep seni bulacağım. Söz veriyorum. "

" Sana inanıyorum. " Usulca yüzünü benimkine yaklaştırdı ve dudaklarımın üstünü örttü. Her gün onun yanında daha özgürleşiyor ve ona daha çok esir düşünüyordum. Ellerim benden bağımsız onu arıyordu. O yanımdayken ona tutunmadan ayakta duramıyordum. O beni öpmediği zaman dudaklarımı boşuna kullanıyormuş gibi hissediyor, ona gülmediğim sürece boşuna gülmüşüm gibi hissediyordum. Bunca zaman yaşadığım hayatta onu tanımamış olmanın büyük utancı ile ezilip büzülüyordum. Kalbim olduğu yerden memnuniyetsizce atıyordu. Çıkıp gidip onun kalbinin yanında durmak istiyordu. Ben sonsuza kadar onun olmak istiyordum ve eminim o da bunların aynısını istiyordu. Dudaklarından dudaklarıma bu hisler dökülüyordu.

O gece anlatamayacağım kadar fazla şey oldu. Yerdeki kumaş parçalarının etrafında kırmızı laler olduğu gibi duruyor, mor beze sarılı kitap olduğu yerde bizi izliyordu. Bütün gece ay ışığı ile aydınlanan yüzlerimize baktık ve ay çekip gitmeden ikimizde uyumadık.

🌸

Jisoo

Islak saçlarımı tekrardan havluyla kuruladıktan sonra Sooyoung'dan ödünç aldığım argan yağını saçlarıma sürmeye başladım. Karışan saçlarımı güzelce taradıktan sonra bu seferde fön makinesiyle kuruttum ve en sonunda aynanın karşısına geçebildim. Hoşgeldin siyah saçlarım.

Dün gece rüyamda Seokjin ile bana benzeyen eski giyimli iki insanı uygunsuz şeyler yaparken görmüştüm ve sabahtan beri yanaklarım kıpkırmızı dolanıyordum etrafta. Tekrardan siyah saçlı olarak kendimi aynada gördüğümde ise yine o kızla olan benzerliğim aklıma geldi ve yine utandım. Kırmızı lale görsem kızaracağıma emindim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 06, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

noble ❧ jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin