0.7

1.3K 125 53
                                    


" Yah! Yerim! Bana bak seni çakma sarışın, yemin ediyorum elimde kalırsın. "

" Sooyoung~shi, ocağa bak! Kime diyorum ben! "

" Mutfaktasın Rosie! Bir zahmet bak! "

" Benim mi görevim yemek yapmak! "

" Yerim dedim, çık şu tuvaletten! "

" İşemeden önce şu yemeklere bak Sooyoung! "

" Kıçını kaldır ve ocağın altını kapat seni diğer çakma sarışın! "

" Eğer yemek yanarsa dışardan alırsın! "

" Geliyorum Tanrının cezası, geliyorum. "

" Al çıktım! "

" Senin tabağına işeyeceğim Roseanna Park! "

Gürültülü bir kahkaha sonucu kulaklarıma bastırdığım yastığı çekip başımı koltuğa yasladım. Yastık elimden yere düşerken tavanda ki lambayla göz göze gelmiştik. Beyaz bir ampül bana göz kırparken biraz daha uyumak için nerdeyse yalvaracaktım.

" Günaydın sevgili lamba, " Yattığım yerden doğrulup üzerimde ki battaniyenin yarısının yere düşmesine izin verdim.

" Ah, Jisoo Unnie, uyandın mı? "

" Bu gürültüden uyuyabilen ölmüştür. " Söylediğimi kıkırdadı ve kolunu kapıya yasladı.

" Seni bolca rahatsız ettik ama saat 7.30. Umarım erken saatte dersin vardır. " Rosé'yi başımla onaylayıp ayağa kalktım.

" 9'da var. " Battaniyeyi katladığım sırada Rosé konuşmaya devam etti.

" Sooyoung kahvaltı hazırladı. Yüzünü yıka ve gelip yemek ye. Ben mutfaktayım. "

" Teşekkürler Rosé~ah. " Battaniye ve yastığı koltuğun üstünde bırakıp kıyafetlerimi aldım ve tuvalette ilerledim. İçeri girip kapıyı kapattığımda Sooyoung'un ağlamaklı bağırtısı evi inletti.

" Yemin ediyorum şimdi şuraya işiyeceğim ya! Bu bana yapılır mıydı Jisoo Unnie, yapılır mıydı bu bana. "

Okuldan koştur koştur çıktığımda görüşme binasına doğru ilerlemek için koşmak zorundaydım. Çantamı kucağıma almış hiç durmadan insan kalabalığının arasında makas atarak ilerliyordum. İki sokağı öyle geçtikten sonra binayı görmem ile yavaşlayarak yürümeye başladım. Binanın önüne geldiğimde çantamı sol koluma takmıştım. Binadan içeri girdiğimde çoğunluğu griden oluşan, rahat siyah deri koltuklar ve kahverengi bir sehpa ile dinlenmeye ayrılmış alan görünmüştü ilk gözüme. Hemen arkada bulunan ve bütün grili etkisi altına alan kahve kokusunun kaynağı bir kahveci vardı. Oraya ilerleyip yumuşak içimli sütlü bir kahve alma isteği ile dolduğumda yapmam gereken şeyin para kazanmak ve bunun içinde yapmam gereken görüşmeyi ertelememem gerekiyordu. Dakik olmalıydım.

Giriş kısmındaki sekreterliğe doğru ilerledim. Gri ince bir tahtadan yapılmış hafif yuvarlak yarım daire ile ayrılmış alana vardığımda, saçları ensesinden sıkıca topuz yapılmış, beyaz gömlekli bir bayanın hemen önünde durdum. Kadın beni gülümseyerek karşıladı.

" Merhaba, nasıl yardımcı olabilirim? "

" Merhaba, bügün Kim Namjoon ile bir görüşmem olucaktı. "

" Randevunuz var mı? "

" Evet, "

" İsim neydi? "

" Kim Jisoo. "

" Hemen bakıyorum, " Önünde ki masa üstü bilgisayara bir kaç bir şey yazdıktan sonra bana geri döndü.

noble ❧ jinsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin