İçeriden büyük hanımın bağırtı sesi geliyordu,Zeynep o kız buradan gidicek !Hemde hemen !! Diye bağırmıştı. Zeynep ise onu sakinleştirmek istiyordu Büyük hanım yapmayın böyle lütfen , sadece bu yaz çalışsa olmaz mı ? Diye sorduğunda büyük hanım daha da köpürmüştü.
Peki o zaman sen göndermezsen ben göndermesini iyi bilirim. Dedi ben çok korkuyordum acaba bana bişeki yapıcaktı.Tam bunları düşünürken büyük hanım mutfağa girdi ve kolumdan tuttuğu gibi beni sirkelemeye başladı gidiceksin burdan duydun mu burda asla çalışamazsın anladın mı beni !! Derken kadının gözlerinden ateş püskürüyodu. Ben ne yapmıştım bu kadına tam Zeynep durdurucakken kadını beni kolumdan sürüklemeye başladı.
Zeynepte bir yandan bağırıyodu büyük hanım yapmayın lütfen büyük hanım yalvarırım.. diye yalvarıyordu. Benim ise gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Sonra dış kapıyı açmasıyla beni kolumdan bırakıp ileri doğru itti ve ben direkt yere düştüm. Yere düşmemle dizim kanamıştı canım yanıyordu. Ama dizimin acısı değildi bu kalbimin acısıydı...
Ben öylece kalmıştım. Ne yapmıştım bu kadına anlamiyorum ? Zeynep gir içeri ve bu kızıda içeri almıyorsun yoksa sende kovulursun ! Zeynep tam bişe söylicekken ben hadi Zeynep gir içeri daha fazla ortalık benim yüzümden karışmasın bunları derken Zeynebe dolu dolu bakıp kafamı masumca öne eğdim içeri girmesi için. Oda mecbur şekilde içeri girdi.
Onların içeri girmesiyle büyük hanım kapıyı sertçe yüzüme kapattı. Ben öylece kalakalmıştım. Ne yapıcaktım şimdi. Zeynepte benim yüzümden huzursuz olmuştu. Yavaşça olduğum yerden doğrulup kalkmaya çalıştım. Sonra küçük küçük adımlar atarak bahçanin kapısına doğru ilerlemeye başladım. Tam kapıdan çıkarken bir ses geldi. Hâyâl ! Bir anda adımlarım kesildi ve olduğum yerde donakaldım. Bu Küçük beyin sesiydi.
Yavaşça ona doğru döndüm. Dönmemle göz göze gelmem bir oldu. Sonra hızlı adımlarla yanıma geldi. Güçlü elleriyle omuzlarımı kavrayıp beni kendine hızla çekip sarıldı. Bense hâlâ şoktaydım. Olamaz Deniz Bey bana sarılmışmıydım
O güzel kiraz gibi kokusunu içime çekince bütün acılarımı unuttum ve sanki zaman durmuştu. Sanki herşey bitmiş sadece biz vardık. Sonra kalın ve tok sesiyle özür dilerim.. annem için... lütfen gitme.. bana bu kelimeleri duyunca şok olmuşum.
Daha beni yeni tanımıştı ve bana gitme diyordu. Ben ondan hafifçe uzaklaşırken gitmem gerek. Hem ev halkı zaten benim yüzümden huzursuz oldu. Diyip arkamı döndüm tam giderken Hâyâl benim yanımda çalış ! Yani benim işlerimi yap. Odamı temizle dolabımı topla, yemeğimi sen yap ne bilim işlerimde sen yardımcı ol bana yeterki gitme nolur diyince bi duraksadım.
Allahim bu çocuk ne diyordu bunca olaydan sonra. Ben tam hayır derken beni elimden tuttu ve eve doğru sürüklemeye başladı. Tamam anlaştık o zaman. Artık benim işlerimi yapıyorsun. Diyince şok olmuşum. Ben evet bile dememişim. Bune rahatlıktı.
Tam elinden kurtulucakken elimi daha sıkı tuttu. Hey tamam ya maaşınıda vericem. Emin ol çok ablaşıcaz seninle. Diyip kapıyı açıp içeri girdi. Oha ama ben daha demin kovulmuştum bu evden.
İçeri girer girmez hey anne bi baksana anne ! Diye bağırmıştı. Büyük hanımda hemen oğlunun yanına gelmişi. Neler oluyor burda Deniz. Ben bu kızı kovmadım mı ?! Diyince Denizde mantıklı bir şekilde evet anne sen kovdun ve ben işe geri aldım. Hee sende merak etme benim ayak işlerimi yapacak,kısacası benim asistanım gibi olucak. Senle alakası olmucak ve sende ona karışmıcak tamam mı anne ?! Bunları söylediğinde kadın çok sinirlenmişti ve hızla merdivenlerden çıkıp bir odaya girdi galiba burası onun odası olmalıydı.
Şeyy ben özür dilerim. Galiba annenizle aranızı bozdum. Ben en iyisi gidim. Diyince Küçük bey yavaşça bana döndü ve masumca bir gülüş atıp ahh Hâyâl ahh hadi gel sana odamı gösterim. Bunları derken benim dediklerimi hiç takmamıştı bile ve bu beni deli ediyodu.
Ama yinede ne olursa olsun yinede beni zor zamanda kurtarmiştı. Ona minnettardim. Allahım daha demin evden kovulmuştum ama tekrar işe alındım. Hemde çok garip hisler hissettiğim adamın yanında..
《♡》
Bak Hâyâl, burası benim odam. Burda istediğin herşeyi yapabilirsin tamam mı ? Yani yanlış anlama öyle demek istemedim, ya üff anladın işte,diyip utanarak elini ensesinde gezdirdi hajifçe.
Çok komik duruyodu. Bende hafif bir gülümsemeyle anladım anladım dedim. Ee şey izninizle ben mutfağa inebilir miyim ? Oda olumlu anlamda kafasını salladı. Bende apar topar aşağı indim. Büyük hanım beni görmesin diye elimden geleni yapıyordum.
Zeynep beni görür görmez hemen sorguya çekmişti. Ee Hâyâl anlat neler oluyor ? Büyük Hanım seni evden kovmuştu Küçük Bey seni nasıl sonra aldı ? Hem yani nasıl hep onun ayak işlerini yapıcaksın ? Uf kızım anlat işte çatlatma insanı Allah Allah ?! Zeynebin bu hali benim komiğime gidiyordu.
Yaa kızım tamam bi dur. Ayak işlerini dediği şey yani işte Hâyâl onu getir, Hâyâl şunu getir, odamı topla gibi gibi anla işte diyince Zeynebe baktım mantıklı mantıklı.
Sonra Zeynepte hmm demek bu kadar yani diyince dalga geçercesine bir bakış atıp evet Zeynep bu kadar. Neyse hadi şu yemekleri yapimde patronum kızmasın diyip kıkırdamaya başladım Zeyneple birlikte...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ UMUT
RomanceSevdiği çocuktan hâyâl bile edemeyeceği şekilde büyük bir ihanete uğramış kızın hikâyesi... Hikâyeden bir kesit; Bende ayakata hazırol şeklinde onu bekliyordum. İçeri adımını attı ve onla göz göze geldik. Ben masum gözlerimle ona bakıyorken oda bana...