Caffede biraz daha durup arabaya binip eve doğru yol aldık. Gerçekten çok garip ama biyandan da eğlenceli bir gün olmuşutu. Artık Deniz benim herşeyimi biliyordu.
Ama yinede içimde bir huzursuzluk vardı. Ben böyle düşüncelerime dalip giderken eve gelmiştik. Yol boyunca ne ben ne de Deniz konuşmuştu. İkimizde arabadan inip evin kapısına gittik.
Deniz anahtarı çıkarttı kapıyı ağır bir şekilde açtı ve bana önden yol verdi elini öne doğru uzatarak. Bende ağır adımlarla içeri girdim. Saate baktığımda saat 02:30'du çok geç olmuş.
"Deniz Bey biraz geç olmuş ikimizde dinlensek iyi olur. Herşey için tekrar teşekkürler iyi geceler ". Dedim yorgun ve bitkin bir hâlde. "Rica ederim Hâyâl,sana da iyi geceler. Haa bu arada sırrın aramızda merak etme " dedi güven verici sesiyle. Bende başimi onayladım ve ikimizde odalarımıza çekildik.
Odama geldiğimde çantami aynanın onüne koydum ve kendimi yavaşça yatağa bıraktım,sonra yavaşça gözlerimi kapattım. Bu gün baya yorulmuştum. Herşey çok garipti. Bi anda Deniz'le tanıştım ve çok yakın bir arkadaş olduk. Üstelik o çok zengindi ben ise fakir bir kız.
Keşke onunla böyle tanışmasaydım. Daha farklı tanışsaydım. Böyle tanışınca sanki beni ezik ve çaresiz görüyor gibi hissediyordum. Bazen gerçekten ölmek istiyordum. Bu yaşta daha 18 yaşımda bu kadar acı çok fazla değilmiydi. Ben ne yapmıştım da Allah(c.c.) beni böyle cezalandırıyordu. Ama ben yinede dik durucaktım. Çünkü başka çarem yoktu. Biliyorum ki Yüce Rabbim her zorluğun ardında illaki bir ferahlık,rahatlık verir. İçimden bunları geçirirken yavaşça gözlerimi açtım ve yataktan yavaşça doğruldum. Sonra banyoya doğru ilerledim.
《♡》
Sabah gözlerimi açamıyordum. Sanki güneş inatla beni uyandırma peşindeydi. Zorlada olsa gözlerimi açtım. Saate baktığimda ise daha 06:30 'du. Daha çok erkendi. Peki ben neden bu kadar erken kalkmıştım. Ah doğruya güneş odamdaydı çünkü. Ee hizmetli odası ancak bu kadar olurdu zaten.
Söylene söylene kalktım ve banyoya yürüdümm lavabonun suyunu açıp soğuk suyu yüzüme çarptım. 3 kere yıkayınca havluyla kurulayıp banyodan çıktım.
Lanet olsun ki sabahin köründe çok susamıştım. Tam sürahimden bardağıma su doldurucaktım ki su yok. Bu gerçekten de çok sinir bozucu bir durumdu. Oflaya puflaya yavaşça parmak uçlarımda mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa geldiğimde bu başarımı içten içe kutluyordum. Sonra musluğun yanına gidip sürahime su doldurdum. Artık susuzluktan ölmek üzereydim. Hemen bi bardak alıp su doldurdum ve kana kana içtim.
Tezgâhâ yaslanıp içiyordum. İçme aşamasını geçtikten sonra bardaği kaldırıp "ohh be dünya varmış serinledim valla " dedim. Sonra bir ses geldi " serinlediysen iyi olmuş ayıcık " bu ses Deniz Beyin sesiydi. Onun sesiyle korkudan elimdeki bardak kayıp gitti ellerimden. "Korkma ayıcık benim ben " dedi gülerek ve yanıma geldi. "Siz bi anda gelince ben bi anda şey oldum o yüzden bardak bi anda şey etti kusura bakmayın ben hemen temizlerim. " telaşli sesimle. Ben oraları temizlerken oda bana bakıp gülüyordu.
"Ee ne işin var senin sabahın köründe burda ayıcık " dedi. "Ben odama güneş vurunca beni rahatsız etti o yüzden uyandım daha da uyuyamadım " dedim utanarak. "Peki siz neden uyandınız bu saatte ?" Off salak misin Hâyâl ya o ne biçim soru. Sanane kızım kalktıysa kalktı." Pardon benim haddime değil" aha iyicene batırdım işi. " Sabah namazına kalkmıştımda daha da uyuyamadim namazdan sonra ayıcık " oha Deniz Bey namaz mi kılıyordu. "Siz namaz mı kılıyorsunuz ?" Dedim merakla. "Evet kılıyorum hem zenginim diye ibadet etmicem diye bir kural mı var ?"dedi mantıklı bir şekilde. "Yok hayır alakası yok ben sadece biraz şaşırdım".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKÂNSIZ UMUT
Roman d'amourSevdiği çocuktan hâyâl bile edemeyeceği şekilde büyük bir ihanete uğramış kızın hikâyesi... Hikâyeden bir kesit; Bende ayakata hazırol şeklinde onu bekliyordum. İçeri adımını attı ve onla göz göze geldik. Ben masum gözlerimle ona bakıyorken oda bana...